“Camiler ve Din Görevlileri Haftası” kapsamında İstanbul İl Müftülüğü’nce düzenlenen toplantıda “Kuran ve Mihrap Hizmetlerinde İz Bırakan” Hafız Ali Üsküdarlı, din bilgini Çolak Mehmet Efendi ile Kuran Kursu öğretmeni Veliy
Açış konuşmasını yapan Bağcılar İlçe Müftüsü Hasan Hüsnü Sula hafta boyunca cami görevlileri ile kadın ve aile konularında düzenlenen toplantılarda manevi iklimde fedakarca hizmet veren insanların anıldığını ifade etti. İstanbul İl Müftü Vekili Bekir Derin ise hafta münasebetiyle İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran’ın desteğiyle il ve ilçe müftülüklerinin önemli etkinlikler gerçekleştirdiklerini anlattı. Derin, “Kuran ve mihrap hizmetinde iz bırakan değerli büyüklerimizin hayatlarından örnekler alacağız..” dedi.
”FELEK VE GÜNALTAY’IN SINIF ARKADAŞIYDI”
Sunumlarda ise emekli öğretim üyesi Dr. Mehmet Ali Sarı, aynı zamanda hocası da olan Hafız Ali Üsküdarlı’yı anlattı. Üsküdarlı’nın, 1885’te İstanbul’da doğduğunu belirterek, “Kendi ifadesiyle üç padişah dönemini yaşamıştı. 1976’da Ramazan ayında Cuma günü 92 yaşında vefat etti.” dedi. Sarı, Üsküdarlı’nın döneminin en ileri seviyede Kur’an okuyucularının arasında bulunduğunu ifade etti. Üsküdarlı’nın gazeteci Burhan Felek ile eski başbakanlardan Şemsettin Günaltay’ın okuldan sınıf arkadaşı olduğunu da belirten Sarı, “Üsküdarlı, daha sonra 1963’te açılan yüksek İslam enstitüsünde hocalık yaptı. 429 ciltlik kütüphanesini Yüksek İslam Enstitüsü Kütüphanesi’ne bağışlamıştır. O, bir Kur’an tilavet üstadı olarak kendisinde bütün şartlar mevcuttu. Model okuyucular bulmuştur. Şimdi biz İstanbul’da dört başı mamur model okuyuculardan mahrumuz. Fevkalade bir sesi vardı.” diye konuştu. Çolak Mehmet Efendi’yi anlatan Demirkan da, Fatih semtinde doğan Mehmet Efendi’nin 1969’da yine İstanbul’da vefat ettiğini belirtti. Mehmet Efendi’nin küçük yaşta iyi bir din eğitimi aldığını belirten Demirkan, o dönemin bütün ilimlerine vakıf olduğunu anlattı. Demirkan, Mehmet Efendi’nin girdiği imtihan sonucunda da o zamanki “Profesörlük” derecesinde makama yükseldiğini belirterek, “Aynı mektepten mezun olmalarına rağmen o arkadaşları yüksek ücret alırken o daha az ücret alarak imam hatiplik görevlerinde bulundu. Demirkan, Mehmet Efendi’nin, Fatih Nişanca, Selimiye sonra da Eyüp Sultan Camii’nde imam hatip olarak çalıştığını ve ‘Şeyhül Kurra’ ardından da
Reisül Kurra makamına yükseldiğini anlattı. Demirkan şöyle konuştu:
“O,vaazlarını çocuk, yaşlı, kadın her yaştan insanın anlayabileceği şekilde anlatıyordu. Onları irşada çalıştı. Her gün Üsküdar’a, Beykoz’a zorlukla giderek vaaz veriyordu. Hayatı Kur’an’ı tebliğle geçti. Maddiyete değil manaya önem verdi.”
“VELİLİK İSTİDADINA SAHİPTİ”
Genç de, 21 yaşında Beşiktaş’taki Kur’an Kursu’nda öğretmeni olarak tanıdığı Veliye Tur’u anlattı. Tur’un yüzlerce insana Kur’an okumayı öğrettiğini ifade eden Genç, 1984’te geçirdiği trafik kazasında vefat edene kadar öğrenci yetiştirdiğini ve fakir çocuklara sahip çıktığını anlattı. Genç, “Mizaç olarak tanıdığım şevkinden etkilendiğim bir öğretmendi. Velilik istidadı taşıyordu.” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.