Tarih: 18.05.2011 06:05

Yumuşak ulusalcılığa doğru

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet siyasi açıdan bir parantezdi. Merkeziyetçi olmaya çalışmakla birlikte, bölgesel ve kimliksel temelde ademimerkezi, korunaklı alanlarla dolu bir imparatorluğun sonrasında ortaya çıktı ve bütün bu göreceli özerklik alanlarına el koydu.

Bununla da kalmadı, söz konusu bölgeleri kimliksizleştirirken, kimlik sahiplerini de kamusal alanın dışına değil, resmen 'altına' itti. Ancak Cumhuriyet toplumsal açıdan da bir parantezdi: Devlete bağımlı, onun yamacında kurulmuş, kimliğini ve geleceğini devlete borçlu bir laik elit cemaat yarattı. Devletin yönlendiriciliği bu cemaatin batıdaki benzerlerine benzemeyen bir tür kapıkulu hissiyatı geliştirmesine yol açtı. Laik burjuvazi, esas olarak devlet sayesinde palazlanan bir iş dünyası sayesinde, Türkiye'nin toplumsal katma değerini tekelci bir yapı içinde kullanma fırsatı elde etti. Ama düzen sadece kapitalizmin mantığı içinde çalışmıyordu, çünkü devletin ulufe dağıtma imkânları da kendine bağımlı bu cemaatleşmenin ayakta kalması için hayatiydi. Böylece Cumhuriyet, önemli ailelerin, bürokrasi kariyeri yapan, medyada yükselen daha 'sol' bir entelijensiyanın da itici gücünü oluşturdu. Görünüşte iş dünyasının burjuvazisi ile bu 'sol' devletçilik arasında bir gerilim vardı ama aslında birlikte 'merkezi' oluşturmaktaydılar.Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz(Etyen Mahçupyan - Zaman)

 

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —