1997 yılında bir basın gezisinde, bir general gazetecilere PKK'lılar için şöyle demişti: 'Vuruyoruz, gidip bakıyoruz, kanları bile akmıyor, kansızların...'
Tarih, Ağustos 1992. Yer Hakkari, İkiyaka dağları. Aktütün civarında 13-19 Ağustos arası büyük bir çatışma yaşanmıştı. Askerin 'Kirpi Operasyonu' adını verdiği bu çatışma sonrası 400 civarında PKK'lı öldürülmüştü.
O esnada bölgede bulunan bir gazeteci, Macit Gürbüz, Hakkari Dağ ve Komando Tugayı Komutanı General Pamukoğlu'na başvurur. Arazide dağınık halde bulunan cesetlerin, PKK'lı ölülerin toplatılmasını, yan yana dizilmesini ister. Amacı resim çekmektir, generali, 'kamuoyunu başka türlü inandıramayız, devletin gücünün propagandası olur' diye ikna etmeye çalışır.
Generalin yanıtı, 'Hayır ben askerime leş toplatmam' olur...
Hayvan ölüsü... Gazeteci... General...
Özkök kokulu bu gazetecilik anlayışının, kan kokulu bu asker bakışının Kürt meselesinin tırmanmasında, geldiği kanlı noktada payı nedir dersiniz?
Yanıt, 'mutlak etkidir', 'mutlaklık'tır...
Devletin yasa dışı faaliyet içinde olan vatandaşına, onun cesedine karşı hukuki, ahlaki yükümlüklerini bir yana bırakın...
Hissedin ve düşünün cenaze sizin olsa ve 'leş' tabir edilse, dağda yaban hayvanlara bırakılsa, aşağılansa ne hissederdiniz?
Sadece öfke mi? O kadar basit mi?Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz (Ali Bayramoğlu - Yeni Şafak)
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.