Tarih: 20.05.2011 12:48

Eski DYP Milletvekili Aykurt: İki Demirel var

Facebook Twitter Linked-in

Üç dönem DYP milletvekilliği yapan Aykurt, Demirel'in CHP'ye yakınlığının bugünün meselesi olmadığını ifade etti. Aykurt, 'İki Demirel vardır. Birisi, kendisine biz lazımsak, oy vereceksek bu başka Demirel'dir. Bize ihtiyacı yoksa, başka Demirel'dir. Cumhurbaşkanı oluncaya kadar inancıyla, yaşamıyla ve söylemleriyle arkasındaki milyonlarla bir gibi göründü. Cumhurbaşkanı olunca artık bize gerek kalmadı. Seçim söz konusu değil, bizden oy alacak değil, o zaman aslına döndü. Kendi aslı, bugünkü söylemleridir.' dedi.Demirel'in, 'Bana bir görev düşerse o zaman meydanlara çıkarım.' sözüne de atıfta bulunan Aykurt, 'Meydanlara çıkarsa çok mahçup olur. O sanıyor ki meydanlara çıktığı zaman eski milyonlar arkasında olacak. Olmayacak. Biz Demokrat Parti geleneğinden gelen insanlarız. Bizim ilkemiz. 'Yeter, söz devletindir.' değil, 'Yeter, söz milletindir.' Şimdi Demirel, söylemleriyle ve duruşuyla, 'Yeter, söz devletindir.' diyenlerle beraber.' şeklinde konuştu.Eski DP Lideri, merhum Başbakan Adnan Menderes'in idam edildiği 17 Eylül tarihinin yıldönümlerinde gözlerinin anıt mezarına gittiğini ifade eden Mustafa Kemal Aykurt, şunları söyledi: 'Orada Fatiha okuyan Demirel değil, Cindoruk değil. Bu partinin mirasına konan insanlar değil. Fatiha okuyan Başbakan Erdoğan orada. Ben onları hafızama nakşediyorum. Bugün Demirel ve Cindoruk darbecilerle beraberdir. Ne hazindir ki Balyoz davasının bir numaralı sanığı olan Çetin Doğan'ı DP kongresine davet eden genel başkan bunlardır. Bizim içimiz kanıyor. Kimseye de bir şey söyleyemedik. Ben de Demirel'e emr-i hak vâki olursa Fatiha okumayacağımı düşünüyorum üzülerek, çünkü canım yanıyor içim kanıyor. 'Yeter, söz milletindir.' ilkesinin karşısında bulunmasını, bir ihanet olarak telakki ediyorum.'Süleyman Demirel'in, 12 Mart 1971 muhtırası verildiğinde TBMM'ye bile gelmeden istifa ederek muhtıra metnini Meclis'te okutmaya kalkıştığını anlatan Aykurt, şunları söyledi: 'Birileri, 'Demirel, şapkasını aldı kaçtı' diye yedi sene meydanları inletti. Karşılarında biz savaş verdik. 'Kaçmadı' diyen biziz. Muhterem eşinin yatak odasına kadar laf ettiler, arkasında yine biz durduk. Hamzakoy'a gönderildiğinde de arkasında biz vardık. Şimdi ne hazin ve acıdır ki arkasında olan milyonların başını yere eğdirmiş ihanet çemberinin içinde rol yapan bir aktör haline gelmiştir. Bundan biz derin üzüntü ve acı duymaktayız.'Demirel'in 28 Şubat postmodern askerî darbesinin içinde olduğunun, zamanın Genelkurmay Başkanı'nın ifadelerinden de anlaşıldığını dile getiren Aykurt, sözlerine şöyle devam etti: 'Açıklaması var, '28 Şubat'ta bütün malzemeyi Süleyman Demirel'den aldık, en büyük desteği ondan gördük.' diye. Bunun adı Sincan'da, 'demokrasinin balans ayarı'dır. Kim yapıyor? Silahlı Kuvvetler. Kimsiniz? Kimi temsil ediyorsunuz? Demokrasinin balans ayarını millet yapar, sandıkta yapar. 12 Haziran'da bir kez daha yapacak. Darbe mağduru olmalarına, Zincirbozan'da, Hamzakoy'da tutuklanmış olmalarına rağmen bu kafanın, bu insanların darbeyi savunması içimizi kanatıyor. Onun içindir ki Demirel'in bu hareketi, kendisine 30-40 sene gönül ve güç vermiş, oy vermiş, destek olmuş insanlara yapılabilecek en büyük kötülük ve hakarettir. Biz bu hakaretlerin muhataplarıyız.'Demirel'in AK Parti hükümetine karşı husumet beslemesinin sebebinin, Egebank davası kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kardeşi Şevket Demirel`in şirketine el koyulması olabileceğini kaydeden Aykurt, 'Gönlüm varmıyor ama sebep arıyorum, acaba Göltaş'tan dolayı bir husumet mi var? Bir kin ve öfkeden dolayı yapıyor diye düşünüyorum.' dedi.

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —