Tarih: 24.05.2011 15:58

Bostancı: MHP skandalları iyi yönetemedi

Facebook Twitter Linked-in

Seda ŞİMŞEK'in haberi

AK Parti’nin siyaset bilimci vekil adayı Prof. Dr. Naci Bostancı BUGÜN'e konuştu.

Postacı Osman’ın oğlu: Prof. Dr. Naci Bostancı: Prof. Dr. Naci Bostancı, yıllarca bir siyaset bilimci olarak siyasetin teorisi ile uğraştı, şimdi AK Parti Amasya milletvekili adayı olarak araziye çıktı.

AK Parti’nin kendisini milliyetçi, ülkücü olarak tanımlayan isimlerinden. Hayat hikayesi Amasya Suluova’da başlıyor.Postacı Osman’ın oğlu, babasını 53. yaşına girdiği gün kaybetmiş, artık doğum günü onun için acı günü olmuş, annesi okuma yazma bilmiyor,ümmi Kur’an biliyor.12 Eylül’de 1 yıl Mamak Cezaevi’nde kalmış. “İşkencelerden geçenlerdensiniz” dediğimde, “Bizim kuşağımızda bunu anlatmak ayıp karşılanır” diyor. Önce bir duygu adamı, sonra akademisyen, şimdi siyasetçi. MHP’yi, kasetleri, ülkücülüğü, milliyetçiliği, Demirel’i, Kılıçdaroğlu’nu ve tabii ki AK Parti’yi konuştuk.

Yıllarca siyasetin teoriğini öğrettiniz, şimdi pratiğini yaşıyorsunuz, sahada sizi en çok zorlayan ne oldu?

Siyaset her şeyiyle tam bir insani süreç, tarih boyunca bunun teorisini oluşturanlar ilhamını pratikten aldılar. Siyasetin temel mecrasına, yaşayan canlı dile ilişkin doğrudan pratikten çıkartılmış bir repartuvar teşekkül etmişti. Mesela çoğunlukla konuşmalar yaparkenbir siyasi partiden aday olduğumu unutuyorum. Geleneksel siyasal ilişkilerin bir dili var, konuşursunuz ve seçmenden oy istersiniz, “desteklerinizi bekliyorum” dersiniz, bunu bir türlü diyemiyorum.

DEMİREL’İN BİR KARŞILIĞI YOK

Bugün siyaset piyasasında Demirel’e çatmak mı prim yapıyor?

Sayın Demirel’in bugünkü Türkiye’de toplumsal bir karşılığı yok, olsaydı bir siyasi partinin sınırlı gücüyle destekçisi olmak gibi bir role razı olmaz, doğrudan meydanlara inerdi. Başbakan, Demirel’e çatmıyor, sadece Demirel ile CHP’nin ittifakını, Türkiye siyasetinin müesses yapsına bir işaret olarak takdim ediyor. Geçmişte Sayın Demirel halkın temsilcisi gibi davrandı ama halkı bürokratik vesayetin iktidarına eklemledi. Bugün de Demirel geçmişe yönelik bir siyasi analiz olarak tartışılıyor, geleceğe yönelik bir etki yaratması bakımından değil.

MHP yönetiminde bulunanlara ilişkin kasetlerin oya etkisi nasıl olur?

Sosyal bilimlerde en problemli iş etkiye ilişkin çalışmalardır, etkiyi ölçemezsiniz, hangi faktör insanlarıne kadar etkiliyor bilemezsiniz, sadece tahminleriniz olur. “Eğer kabul edilemez normlara sahip insanlar bir partinin üst kademesindeyse seçmenler ona oy vermezler” sözü bir varsayıma dayanıyor ama bir partinin kolektif kimliği daha farklı anlamları da içinde taşır. Esas en ikincil tercihleri çağıranda odur. MHP yönetimi bu skandalları iyi yönetememiştir. Burada siyaset kurumuna bir çağrı çıkartmak ve ortak bir tutumun oluşmasına zemin hazırlamak yerine seçim atmosferi içinde mukabil kâr hesapları yapmıştır.

KEDİ KİMİ TIRMALIYOR?

Kediyi bir köşeye sıkıştırırsanız tırmalar. Ama kimi tırmalıyor?

Kediyi sıkıştıranı görmüyor, herkesi tırmalıyor. Siyaset kurumu kasetle bir sınavdan geçiyor, ümit ederiz ki bu tür yöntemlerle siyasetemüdahil olmanınönüne geçecek ortak bir duruş çizgisi oluştururlar.

Sosyal değişimden payını alamadı

Neden ülkücü hareketten yetişmiş entelektüel ülkücüler MHP’de siyaset yapmıyor?

MHP, Türkiye’nin sosyal değişiminden payını alamadı. Milliyetçiliği geniş coğrafyalar için telaffuz edecek iktisadi ve entelektüel elitleri bünyesine katamadı, klişeler dışına çıkamadı. Tabiatıyla toplumsal değişmeden, insanlığın uzun tarihinden, dünyadaki farklı fikirlerden haberdar olan okur yazarlar MHP’- nin siyasi repartuvarında kendilerini bulamadılar. Onların Türkiye’nin problemlerine ilişkin sahip oldukları dille MHP’nin dili örtüşmedi. MHP değişemedi ama MHP’nin içinde bu gelenekten gelen kimileri okur yazarlıkları itibarıyla değiştiler. Bu da güzergâhları ayırdı.

Toplumun aklıyla buluşan milliyetçilik

- Bir ülkücü olarak neden AK Parti’de siyaset yapmayı tercih ettiniz?

Eğer milliyetçilik yaşayan insanlarla buluşamazsa, heyecan verici ama fantastik bir fikir olur. Ancak, halkın geniş bir kesiminin aklıyla buluşan siyasi hareketler belki diğeri kadar büyüleyici değil ama diğerinden çok daha fazla gerçekçi bir şekilde milliyetçi olurlar. Bugün de Türkiye’de yaşayan insanların ortak aklıyla buluşan AK Parti çok dile getirmese, çok vurgulamasa, öne çıkarmasa bile milliyetçilikle bağlantılı bir partidir. Zaten milliyetçilik, normal zamanlarda üstü küllenmiş bir közdür. Sürekli milliyetçiliğinizi hatırlıyorsanız ortada bir problem var demektir. Dar kesimlerin milliyetçiliği probleme çözüm getirmek yerine, onu derinleştirici bir nitelikte teşekkül edebilir. O yüzden bugün AK Parti’de yer alırken, sahip olduğum milliyetçi geleneğin dışında bir iş yaptığımı düşünmüyorum.

Ülkücü olmam kaderdi

- Sizin Kürt olduğunuz söyleniyor, hem Kürt hemde ülkücü nasıl olunur?

Dedemin babasını biliyorum, daha ötesini bilmiyorum. Kürtler’e de Türkler’e de karışmışlığımız vardır. Onlara helal olsun diyorum, etnik kimliğe göre değil, gönüllerinin sesine göre davranmışlardır. Kışkırtıcı mânâda ne Türk’üm ne de Kürt’üm, kucaklayıcılık esasında hem Türk’üm hem de Kürt’üm. Geçmişe gidersek neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz ama geleceğimizi belirleyebiliriz. Hem bu mânâda hemde bir tarihsel teşekkül olarak Türklüğün parçasıyım.

- Erkan Mumcu, “Ülkücülük kızamık, boğmaca gibi bir çocukluk hastalığıdır, zamanla geçer” demişti, sizce de öyle mi?

Mumcu’nun klişelere, şablonlara dayalı ülkücülüğe ilişkin konuştuğunu tahmin ediyorum, yoksa bu ülkede toplumun ortak çıkarları istikametinde davranmak ama bunun güzellemesini kışkırtıcı bir retorik yerine gerçekten halkla birlikte yapmaya çalışmak mânâsında idealizmin hep karşılığı var.

Hâlâ Ülkücü müsünüz?

76’da Siyasal’a geldim, sosyal hikayesi itibarıyla milli,muhafazakâr bir damardan geliyorum. Siyasal’da ülkücüler 15 kişilik bir gruptu, benim ülkücü olmamda bir kaderdi. Başka bir şey olamazdım. Ancak klişelere ve şablonlara dayalı bir ülkücülük anlayışı içinde olmadım, olmayacağım da.

İnsanlar ‘Evet ama her şeye rağmen MHP ’ diyebilirler

Bu kasetlerin ortaya çıkması ile MHP baraj altında kalır mı?

MHP’nin baraj etrafında olduğuna dair çeşitli saha araştırmaları yayınlandı, kasetler MHP’yi barajın altına çeker mi, ona oy verecek seçmenlerde köklü bir tepki doğurur mu emin değilim. Bana öyle geliyor ki barajın altına doğru indiği yönündeki kanaat pekiştikçe, aksi istikametindeki duyarlılıklar ve tutumlar daha da güç kazanır. İnsanlar, “Evet ama her şeye rağmen yine de MHP” diyebilirler.

Normal şartlarda MHP’ye oy vermeyecek birtakım çevreler, onu barajın üstünde tutmak için oy verirler. Belki olağan şartlarda kendi siyaseti ve yaklaşımıyla baraj civarında bir toplumsal kesime seslenen MHP komplo ve mağduriyet mekanizmalarını harekete geçirerek kendini barajın üstüne atabilir.

BUGÜN

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —