Tarih: 01.01.0001 00:00 1100

Kadın sadece bir et yığını mıdır?

Erkeklerin çapkınlık yapmalarının bedelini kadın niye ödesin?

Kadın sadece bir et yığını mıdır?

Çok eşlilik kadının lehine midir?

Son günlerde birçok eşlilik tartışmasıdır gidiyor.

Bu gereksiz tartışmayı başlatan bir erkek olsaydı anlayabilirdim ama bunu bir kadının başlatmış olmasını hakikaten büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Bu ortaçağ zihniyetini andıran tartışmayı anlamak, kabul etmek ve hatta akıldan geçirmek bile bir başka talihsizlik.

Kadın bir kadın tarafından ancak bu denli aşağılanabilirdi. Ne demek erkeğe çoklu evlilik için yasalar çıkarmak önerisi ve tartışması? Bu tartışmalar neden çıkarılıyor, neden kadın sürekli olarak bir meta olarak tartışmanın öznesi olmak durumunda?

Kadın sadece bir et yığını mıdır?

Ne hazindir ki son zamanlarda bazı kadın yazarlar (!) tarafından duyguları olmayan, erkek için yaratılmış, erkeğin zevkine göre kendini şekillendirecek zayıf karakterli, erkek bırakmasın diye kendinden tavizler veren, hisleri dumura uğramış zavallı bir kadın tipi tarif ediliyor ve dile getiriliyor ve bunun üzerinden bol miktarda mutluluk sosuna bandırılmış tavsiyeler peşi sıra sıralanıyor kadına!

Böylesi garip tavsiyeler erkekler tarafından doğal olarak lehte olduğu için kabul görmüş olabilir ama kendini bilen, insan olduğunun ve bir ruhu olduğunun farkında olan aklı başında bir kadının kabul etmesi (hatta akl-ı selim sahibi erkeklerin dahi)  ve onaylaması mümkün olmayan talihsiz ve arızalı düşünce biçimleridir.

Kadın en az erkek kadar şahsiyet sahibi, duyguları, istekleri, arzuları, beğenileri, düşünceleri, entelektüel yetileri olan bir varlıktır. Kadının da bir haysiyeti ve şerefi vardır. Kadın da sever, âşık olur ve uzaklaşabilir… Yani kadın hiç kimseye kul köle olmak için Allah tarafından yaratılmamıştır.

Kadın sadece Yüce Allah’ın kuludur.

Allah dışında kimseye taviz vermek mecburiyetinde değildir.

Ünlü düşünür Halil Cibran kadın erkek ilişkisi için şu abide sözleri söyler ki gerçekten de bütün kadın ve erkeklerin başucu tavsiyesi niteliğindedir:

“Birbirinizi gölgelemeyiniz. Yan yana durun, birlikte yürüyün, ama asla birbirinize sokulmayın zira tapınağı taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır. Bir selvi asla meşenin gölgesinde gelişip serpilemez.”

Bir kadın sevdiği, âşık olduğu, hayatının en önemli yıllarını verdiği erkeğinin günün birinde “ artık senden sıkıldım veya senden güzelini buldum, bu kez hayatımı onunla geçirmek istiyorum sözünü nasıl kabul edebilir?

Ya da tam tersinden bakalım ve bir parça empati yapalım.

Bir erkek bu sözlerin benzerini karısından duysa duygu dünyası nasıl olur acaba? Dinimizin binlerce öğretisini değil de sürekli olarak çok eşlilik öğretisinin ki tartışmaya ucu açık ibareler de olmasına rağmen sık sık bu meselenin neden başa sardığını çok merak ediyorum.

Mesela neden dinimizin en önemli mevzuları olan dürüstlük, şefkat, merhamet, adalet, sevgi, iman, ahlak, ibadet, namaz, kul hakkı yememek, temizlik, hikmet gibi mevzular gündeme getirilmiyor da böyle mevzular gündeme getiriliyor acaba, gerçekten de çok merak ediyorum!

Bir erkek yeniden evlenmek için gerekli şartlar oluşsa dahi iki veya daha çok eş arasında adaleti gerçekten sağlayabilecek mi? Peygamber Efendimizin dahi kadınları arasında adaleti tanzim adına hayli zorlandığı bilinen bir gerçek iken modern çağ erkeği nasıl tanzim edecek bu adaleti ve hakkaniyeti?

Benim çocukluğumda bizim mahallede üç tane karısı olan (ki birisi de ölmüştü galiba) bir komşumuz vardı ve birlikte yaşıyorlardı. Bu adam sevdiği karısının kışkırtmasıyla gün aşırı öteki kadınları sopalardı ve kadınların bağırtı ve çığlıklarını hala duyar gibiyim.

Çok eşliliği savunan hanım yazar, erkeklere çok eşlilik hususunda torpil geçerken erkeklerin keyfi arzuları için kadını feda ediyor, kadından ve kadınlığından vazgeçiyor!

Erkeklerin çapkınlık yapmalarının bedelini kadın niye ödesin? Neden hiçbir kusuru yokken sırf erkek başka kadınlardan hoşlandı, canı değişiklik arzuladı diye kadın üzülsün, sevdiğini bir başka kadınla paylaşsın, acı çeksin, yuvası dağılsın?

Mesela birçok islam ülkesinde çok eşlilik yasal olduğu halde kaç kadının yüzü güldü, kadınlar mutlu oldu mu, kadınları korumak adına yasalar çıkarıldı mı? Hayır, hayır hayır!

Dünyanın en mutsuz ve umutsuz kadınları çok eşliliğin serbest olduğu bazı İslam ülkelerinde yaşayan kadınlar ne yazık ki! Dünyanın bütün nimetlerinden uzak tutulan yine bu kadınlar!

Kadını bir köle, cariye, cinsel obje olarak gören bu zihniyetin modern kadın tüccarlarından bence hiçbir farkları yoktur. Kadın erkeklerin oyuncağı değildir, kölesi, kulu hiç değildir, olmamalıdır da.

Bir erkek ve kadın arasında ya sevgi ve aşk vardır ya da yoktur. Sevgi varsa, beğeni varsa, küfuv varsa bu evlilik her türlü şartta yürür gider ve hiç kimse bu evliliği bozamaz.

Ancak bir evlilikte aşk ve sevgi yoksa denklik yoksa bütün dünya bir araya gelse, bütün evlilik danışmanları nasihat etse,  o evliliği kurtaramaz. Evlilik kadın ve erkek arasında çok özel bir yaşam biçimidir. Her evliliğin kendine mahsus dengeleri ve özellikleri vardır, senin benim nasihat ve tavsiyelerimle insanların evliliği ne düzelir, ne de kurtulur. Veya dünya bir araya gelse seven bir çifti ayıramaz.

Sadakat, sevgi ve aşk olmalı evliliğin içinde.

Sonra şefkat, merhamet, saygı eşlik etmeli. Ruhlar kenetlenmeli, düşünceler sözleşmeli, hayat orta yerinden paylaşmalı. Kadın sadece bedeniyle, cinselliği ve cilvesiyle bir erkeği elde tutmayı umuyorsa fena halde yanılıyor demektir. Bir kadın da erkek de sadece bu unsurlar yüzünden sevilmez ve bir araya gelmez, gelmemeli de. Başka bambaşka dengeler, istekler, arzular, duygular vardır insanın hayatında.

Erdem ve ahlak varsa, aşk varsa, sevgi varsa, sadakat varsa, verilmiş sözlerde durmak varsa hangi erkek ve hangi kadın bir başka kadına ve erkeğe bakar ve o büyük günaha yeltenir?

Kadının güzelliği ve çirkinliği ile ilgisi olmayan şeylerdir bunlar. Kadın ve erkek en çok yaşlılıkta birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Hayatta daha önemli şeyler vardır. Aile olmak, çocuk büyütmek, akşam birilerinin yolunu gözlediğini bilmek, gecenin karanlığında bir umuda sarılır gibi bir omuza yaslanmak da evliliğin içindedir ve asıl unutulmaması gereken şeyler de bunlardır.

“Haydi, birbirimizi daha çok sevelim, aşkımıza sahip çıkalım, verdiğimiz sözde duralım, insan hayatında sadece bir kere sever ” sloganları bu çok eşlilik fikrinden daha mantıklı ve faydalıdır zira.

Çok eşliliğe kocaman bir hayır da benden olsun!

Muhabbetle Efendim.

Meryem Aybike Sinan-Haber7meryemaybike@gmail.com

Kaynak : haber7.com


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.