Tarih: 06.06.2011 09:10

Ağzını, burnunu dağıtmak isteyen koşsun!

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Bazı değerleri anlamak için illa ondan yoksun olmak gerekiyor gibi geliyor. Anne – babanın değeri öldükten sonra anlaşılırmış. Bizler de bazen elimizdekileri bilemeden harcıyoruz.

Özgürlük en büyük değerlerden biridir. Ama maalesef baktığımızda İslam dünyası despotların elinde yönetilmektedir. Dine aykırı ne kadar uygulama varsa bu adamlarda. Haliyle de batıda olan uygulama bize en iyi model olarak gösterilmekte.

Arap dünyasında bir oy kullanabilmek için insanlar canını verirken, batıda birçok ülkede oy kullanmama oranı rekor üstüne rekor kırmaya başladı. Her seçimin birinci galibi açık farkla şüphesiz oy kullanmayanlar.

Bunun birinci sebebi elbette “zaten oy kullanabiliyoruz” havası. Zorlama yok ki insanlarda direniş duygusu olsun.

İkincisi ise politikacıların kendisi. Son yıllarda patlak veren o kadar skandallar oldu ki vatandaş artık iyice soldu.

Mesela Sarkozy göreve geldiğinde ilk işi %140’lık bir maaş artışına gitti. Ülkenin en zengin iş kadınına 30 milyon € vergi iadesi yapıldı. Yani her kapitalist gibi o da zenginlerden yana oldu. Yapılanları tek tek anlatacak değiliz.

Fakat ilginç bir iki olaylar daha yaşandı ki doyum olmaz. Bir zamanlar Chirac halk arasında dolaşırken bir adam ona “Şerefsiz” diye bağırınca Chirac hiç bozuntuya vermeden “memnun oldum, ben de Chirac” diye cevap vermişti.

O dönemde “büyükler” her şeye rağmen işi biliyordu. Ama bu sefer cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Sarkozy’e bir adam elini uzatmayınca o büyük Sarkozy “defol git salak” diye cevap vermişti. Bu söz hala konuşulur. (casse toi pauvre con)

Yine bir gün bir banliyöde gezerken bir delikanlı Sarkozy’e elini uzatmış anında dalga geçerek geri çekmişti. Bunun üzerine Sarkozy bir takım hakaretlerde bulunmuştu.

Sarkozy’nin sert politikaları çerçevesinde, polisler oturum izni olmayan bir adamı sert bir şekilde tutuklayınca oradan geçen bir eğitim görevlisi “Sarkozy seni duyuyor, seni görüyorum” diye bağırınca savcının hışmına uğramıştı. Aynı Sarkozy maskesi kullanan bir vatandaş gibi.

Bununla birlikte Sarkozy muhalifi bir çok gazeteci işten atıldı. Bir vergi skandalının ortaya çıkmasına vesile olan bir yüksek memur görevden alındı. Tabii olaylar sadece Sarkozy’i ve sağı ilgilendirmiyor.

Solda da birçok olay yaşandı. Ünlü yönetmen Polanski Amerika’nın talebi üzerine İsviçre’de tutuklandığında sağ ve sol parti mensupları hep birlikte bu çocuk tecavüzcüsüne sahip çıktılar. Aynı eski IMF Başkanı DSK’ya sahip çıktıkları gibi. Şu anki kültür bakanı çok önceden yazdığı bir kitapta uzak doğuda ki çocuk seks turizmini övüp hatta kullandığını bir şekilde itiraf etti. Yeşillerin karizmatik lideri yazdığı bir kitapta çocuklara nasıl mutluluk verdiğini anlattı. Bunun nasıl şekilde verildiği ise şüpheli kaldı.

DSK olayından sonra eski kültür bakanı Jack Lang “ne olmuş sanki adam öldürülmedi ya” demişti. Şimdi o aynı kişi başka eski bir bakan tarafından Fas’ta yaptığı sübyancılıkla suçlanıyor.

Bu da yetmezmiş gibi geçen gün Memurluktan sorumlu devlet bakanı Georges Tron başkanı olduğu bir belediyenin eski iki kadın işçisi tarafından tacizle suçlanıyor.

Her şey çorap söküğü gibi geliyor. Daha neler çıkacak, Tunus devriminden önce bakanların nasıl diktatörün cebinden bedava tatiller vs.. Hepsi geride kaldı. Son bir olay ise artık tabanında bu zulümden nasibini aldığı ortaya çıktı. Yani anlayacağınız körler-sağırlar birbirini ağırlar.

Büyük bir alışveriş merkezine giden devlet bakanı bayan Nadine Morana filmlerde görülecek bir sahneye sebep oldu.

Bakanın geldiğini duyan işçilerden bir diğer arkadaşlarına “Nadın Morana buradaymış, ağzını burnunu dağıtmak isteyen koşsun” diye bağırır. Ancak diğer arkadaşları gülemez çünkü bakan tam onun arkasındadır. Orada büyük bir skandal yapan bakan ayrıldığında herkes olayın burada kapandığını düşünür.

Ama bir ay sonra o işçi işinden olur. Her ne kadar bakan olayla alakası olmadığını açıklasa da tabii kimse inanmıyor. Olay büyük tepkilere neden oldu. Asgari ücretle zar zor geçinen bir kadın kötü bir şaka sonucu işinden oldu.

Kamuoyu bunu kabul edemiyor. Bu da siyasilerin aleyhine oluyor. Zavallı halka mücadelede kazanan “zavallı halk” olacak gibi.        

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —