Faili meçhullerin üzerine asıl, Kürtler gitmeli

Göksel Genç'in haberi

1980 Darbesi, Ergenekon, Balyoz, Kafes, AKP ve Gülen’i Bitirme Planı… Türkiye, yakın tarihinde uygulamaya konmuş gizli açık kirli planlarla hesaplaşıyor. Birçok sivil-asker bürokratın ifadesi alınıyor. Hatta muvazzaf generaller, orgeneral tutuklanıyor. Bir yandan geçmişte gerçekleşen hukuk ihlalleri yargıya taşınırken diğer yandan insanların yıllarca gasp edilen hakları geri verilmeye çalışılıyor. Bu süreçte ilginç gerçekler de açığa çıkıyor. Görünürde birbiri ile savaş hâlinde olan yapılar meğer aslında sıkı ilişki içindelermiş! Mesela faili meçhuller hep JİTEM’in üzerine yıkıldı. Oysa ortaya çıkan belgeler gösteriyor ki, JİTEM’in PKK ile birlikte yaptığı infazlar var. Bu ortaklıkla işlenen cinayetlerden biri Âpe Musa (Musa Anter) cinayeti. Kürt aydın Musa Anter, 20 Eylül 1992’de faili meçhul cinayete kurban gitti. Uzun yıllar, Anter’in JİTEM tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Ancak gerçek tam öyle değildi. Gazeteci yazar Ercan Gün’ün kaleme aldığı ‘Âpe Musa Faili Bilindik Cinayet’ isimli kitap, cinayetin PKK- JİTEM-Ergenekon üçlü konsorsiyumuyla işlendiğini ileri sürüyor. Gün, kitabında, Anter cinayetinin her aşamasından Abdullah Öcalan’ın bilgisi olduğunu iddia ediyor. Anter’in İstanbul’dan Diyarbakır’a gitmesi, PKK itirafçısı Hogir’in JİTEM eliyle Zaho’dan Türkiye’ye getirilmesi Anter’i öldürmek içindi ve bunlar Öcalan’ın bilgisi dâhilinde oluyordu. Kitabın amacının Kürt aydınlarına bir çağrı yapmak olduğunu söyleyen Gün, Kürt sorunuyla ilgili sorumluluk hisseden insanların karanlıkta kalmış olaylarla ilgili artık konuşmaları gerektiğini söylüyor.-Kitapta anlattığınız bilgilere ne zaman vâkıf oldunuz?Kitabın yazım aşaması yaklaşık bir sene sürdü. Ama bunu sadece bir yıl ile sınırlamak doğru değil. 18 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bunun oluşturduğu bir birikim var. Bu kitap bir anlamda polis-adliye muhabirliğinde edindiğim tecrübelerin bir semeresi.-Araştırmanızda sizi şaşırtan olaylarla karşılaştınız mı?Bu mesleğin içinde uzun yıllar geçirince çok ilginç olaylar bile adiyattan gelebiliyor. Anter cinayetinden daha büyük suikastlar gördük. Türkiye tarihi bir nevi suikastlar tarihi gibi. Anter cinayetiyle ilgili dikkatimi çeken unsur şu oldu. Musa Anter ölmeyebilirdi. İstanbul polisi Diyarbakır’a gitme sürecinde Musa Anter’i engellemeye çalıştı. Anter, Bostancı’dan vapura biniyor. Polis, bomba ihbarı olduğu gerekçesiyle vapurda arama yapıyor ve kasıtlı olarak uzun tutuyor. Bu yüzden Anter, Diyarbakır uçağını kaçırıyor. Ancak kararlı ve inatçı bir kişi. Arkadaşından borç alıp Malatya’ya gidiyor. Oradan Diyarbakır’a geçiyor. Ölümüne kendi gidiyor bir anlamda.-Anter’in İstanbul’da açtığı öğrenci yurtlarından bahsetmişsiniz.Anter 1941’de İstanbul Vezneciler’de Dicle Talebe Yurdu’nu açıyor. 1943’te de Modern Fırat Öğrenci Yurdu’nu kuruyor. İlk yıl 150 öğrenci bulunuyor. Yurdun müdürlüğünü Hayri Saraçoğlu adlı Tapu Kadastro Müdürlüğü’nde çalışan biri yapıyor. O dönem Tapu Kadastro Teşkilatı fikirsel duruşuyla kuşku uyandırıyor. Çünkü Abdullah Öcalan da bu dönemde orada çalışıyor. Yurtta kalanlar arasında ilginç isimler var; Ergenekon davası sanığı olan merhum İlhan Selçuk ve kardeşi Turhan Selçuk bunlardan ikisi-Anter yaşasaydı Kürt sorunu hakkında nasıl bir söylemi olurdu?Anter söylem itibariyle sert bir insan. Yaşasaydı zannediyorum Abdullah Öcalan’ın en büyük muhaliflerinden biri olurdu. Anter ırkçı bir insandı. Kürtlerin sıkıntılarını problem ediyordu. Ancak bugünkü PKK gibi değildi.-Anter’in ateist olmasına rağmen Bediüzzaman Said Nursi’ye sempati beslediğine değinmişsiniz.Evet, öyle bir durum var. Hatta sağda solda İslam’ı aşağılayıcı uyduruk hikâyeler anlatıyordu. Said Nursi’yi ise yaşadığı birçok sürgün ve hapis hayatından dolayı benimsemiş. O dönem yönetiminin Said Nursi’yi sürgünlerde gezdirmesi ve böylece oluşan Devlet-Nursi ayrılığını kendine yakın görüyor.-Anter cinayetinin çözülmesi diğer faili meçhullerle ilgili umut doğurur mu?Bir kere Kürt aydınlarının cesur davranması gerekiyor. Bu kadar somut bilgi, belge ortaya çıkmışken niçin üzerine gidilmiyor? Örgütten ayrılan kişilerin itirafları var. Anter cinayetinde Apo’nun rolü var, kitaba belgesini koyduk. PKK Anter’den haraç istiyor. Çok zengin zannediyorlar ve 5 bin lira istiyorlar. Anter bu parayı veremeyince ‘hain’ ilan ediyorlar. Aleyhinde ilanlar bastırıp dağıtıyorlar. Apo’nun çevresindeki herkes bunu biliyor. Anter bunun üzerine Mardin’i terk etmek zorunda kalıyor. Burada somut bir durum var. Şimdi onun cenazesine, mirasına sahip çıkan insanların bu gerçeği düşünüp konuşmaları lazım. Örgütten ayrılıp itirafçı olmayan yani devlette iş yapmayan kimseler de bu gerçeği dile getiriyor. Yani bunlar örgütün yapısını da biliyor. Geçmişte yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulunuyorlar. Musa Anter cinayetinin JİTEM - PKK- Ergenekon üçgeni arasında gerçekleştiğini söylüyorlar. Başta birbirlerine uzak gibi görünen üçlü, menfaatleri kesiştiğinde birlikte hareket edebiliyor. Bunun en bariz örneklerinden biri Anter cinayeti.-Anter’i PKK’nın öldürdüğü kesinleşirse halkın örgüte bakışında bir değişiklik olur mu?Anter’i öldüren şahıslar JİTEM’le bağlantılı. Önemli olan nokta faili meçhulde PKK’nın da parmağının bulunması ve JİTEM’e destek vermesi. Örgütten ayrılan kişilerin yaptığı açıklamalara göre bu cinayette örgütün parmağı olduğunun anlaşılması PKK’da çatlamalara sebep olabilir. Ortak hedef seçilmiş. PKK’nın en büyük özelliği yaptığı infazlar. Mevcudiyeti de infazlarla devam ediyor. Kendisinden daha büyük örgütler kurulmaması için kendi içerisinde büyük kavgalar vermiştir.-Anter cinayeti çözüldüğünde nasıl bir tablo ortaya çıkar?Ergenekon deyince hep Silivri geliyor akıllara. Türkiye’nin doğusunda Fırat’ın ötesinde başka bir Ergenekon var. Bugün faili meçhuller davası var Diyarbakır’da. Albay Cemal Temizöz yargılanıyor. Bu davaya hiçbir BDP’linin veya PKK’lının destek verdiğini göremiyoruz. Niçin vermiyorlar? Faili meçhul kurbanlarının Kürt halkına mensup vatandaşlar olduğunu biliyoruz. Ama destek vermiyorlar. Anter cinayetinden sonra bölgede çok büyük infialler oldu. Kaos ortamı oluştu. Bundan en çok PKK yararlandı. Örgüte en çok katılım 1992’de yaşandı. Bir anlamda Anter’in kanı ile beslendi.-Zaman aşımı konusu gündeme gelir mi bu cinayetle ilgili?Anter’in ölümünün üzeriden 19 yıl geçti. Soruşturmanın zaman aşımına uğramasına 1 yıl kaldı. Bu sürenin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Orhan Miroğlu’nun cinayetle ilgili bir suç duyurusu var. Kitap yazımı sırasında Diyarbakır’a gittiğimde orada tanıklık yapacak yeni insanların olduğunu gördüm. İnanıyorum ki dava açıldığı takdirde hızla sonuçlanacaktır, yeni tanıklar çıkıp bildiklerini anlatacaktır.-Bu kitapla nihai amacınız nedir?Bu kitapta asıl amacım Kürt aydınlarını harekete geçirmek. Eğer sorumluluk hissediyorlarsa, akan kanın durmasını istiyorlarsa en azından karanlık noktalarda dik durmaları gerekiyor. Anter cinayetinin nasıl işlendiğini ve örgütün perde arkasında kimleri nasıl hedef gösterdiğini anlatmalılar. Örgütün perde arkasında nasıl durduğunu açığa çıkarmadan kan durmaz. Batman’da en son bir aileden üç kişi öldürüldü, üstelik bu kişiler örgüt düşüncesine yakın insanlardı. PKK’nın bunu neden yaptığını bilmek istiyoruz. Batmanlıların bunu sorması lazım. Hep ‘devletin zulmü’ denilerek isyan edildi. Bugün mahkemelerde faili meçhul cinayetlerle ilgili yargılamalar var. PKK’nın halka bir özeleştiri vermesi lazım. Bu özeleştiriyi Anter cinayetinin çözümüyle başlatabilir. Aksiyon

Kaynak : haber7.com