Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Selahaddin Eyyübi'nin torunu olan Kürtlerin bugün kalkıp, nereden beslendikleri aslında bizim için belli olan birtakım kimselerin, İslam'ın kurumlarını tahrif etmelerine izin vereceklerini sanmıyorum'' dedi.
Bakan Çelik, yazılı açıklamasında, ''Kürtçe ezan iddiaları'' ile ilgili yaptığı değerlendirmede, nerede, nasıl okunduğuna dair detaylı bilgisinin olmadığını, ancak medyaya yansıyan haberlerden anlaşıldığı kadarıyla, böyle bir olayın yaşandığını ifade etti.
BDP'li yetkililerin çelişkili açıklamalarının da aslında bu yaşananları özetlediğini belirten Çelik, şunları kaydetti:
''Milletten, milletin değerlerini dışlayarak siyaset yapanların, bu tür çirkinliklere imza atmış olmalarına şaşmamak gerekir. Ezanın bu millet için, bu coğrafya için taşıdığı anlamı ve önemi hala idrak edememişlerse, vay onların haline. Ezan bu milletin, bu coğrafyanın ayrılmaz bir parçasıdır. Ezan İslam'ın davet ifadesidir ve ilk okunduğu andan itibaren Arapça okunur. Ezan İslam'a davet, namaza davettir. Ezan İslam'ın en belirgin alameti farikasıdır. Ezan sesini duyduğunuzda, minareyi gördüğünüzde aklınıza hemen İslam gelir, Müslümanlar gelir. Irkınız ne olursa olsun, diliniz ne olursa ezan herkes için aynıdır ve 'Allah'u Ekber' diye başlar. Müslüman olmayan insanlar da ezan sesini duyduğunda İslam'ın çağrısı, daveti olduğunu bilirler. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Gidin Amerika'ya dünyanın dört bir yanından farklı ırkta, renkte, dilde insanları görürsünüz, ama ezanları birdir ve aynı şekilde okunur. Washington'daki merkez camide ben bunu bizzat yaşadım. Ezanı duyduğumda kendimi Şanlıurfa'da, İstanbul'da, Bursa'da hissettim.''
''EN BAŞTA KÜRT KARDEŞLERİMİN LANETLEMESİ GEREKİR''
Böyle bir olaya herkesin tepki göstermesi gerektiğine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
''Ezan, bizi biz yapan değerlerin en başında gelir. Ben, ezana yapılan bu saldırıyı en başta Kürt kardeşlerimizin lanetlemesi gerektiği kanaatindeyim. Kürt kardeşlerimize yakışan budur. Bunu Kürt, Arap, Türk ayrımı yaparak söylemiyorum. Madem birileri ırkçılığı, Allah'ın yasakladığı, Peygamberimizin lanetlediği ırkçılığı, bu boyuta taşıma niyetinde, başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere herkesin tepki göstermesi gerekir. Bunu kim, hangi gerekçeyle yaparsa yapsın, herkes için geçerlidir bu söylediklerim. Ezan üzerinde fitne tohumları ekmek kadar, bu millete kötülük yapılamaz. Beni üzen, bunu Kürtlerin adına yaptığının söylenmesidir. Bunu yapanlara, bu hakkı kim veriyor? Benim Kürt kardeşlerim tarihleri boyunca İslam'ın içinde, en önünde olmuşlardır. İslam'ın birliğinin sağlanması için baş koyan Selahaddin Eyyübi'nin torunlarıdır Kürtler. Selahaddin Eyyübi'nin torunu olan Kürtlerin bugün kalkıp, nereden beslendikleri aslında bizim için belli olan birtakım kimselerin, İslam'ın kurumlarını tahrif etmelerine izin vereceklerini sanmıyorum. Böyle bir olayın, Peygamberler diyarı Şanlıurfa'da gerçekleşmiş olması ayrıca üzücü bir durumdur. İlgili kimselerin, çelişkili açıklamalar yapmak yerine, bir an önce özür dilemesi gerekmektedir.''
Kaynak : haber7.com