Tarih: 18.06.2011 08:57

Kenan Işık: Bugünün Türkçesi şiiri zorluyor

Facebook Twitter Linked-in

Melis D. Çalapkulu'nun haberiKenan Işık, beğendiği şairlerin şiirlerini topladığı, Çöl adında bir kitap çıkardı. Kitapla birlikte verilen CD'de bazı şiirleri okuyor, kimi bestelenmiş şiirlere İzel, Funda Arar gibi isimler eşlik ediyor. Işık, eski Türkçeyi kullanan şairleri daha etkileyici bulduğunu söylüyorKenan Işık deyince herhalde herkesin aklına ilk olarak karizmatik ses tonu gelir. Işık'ın atv'de yaptığı Kelimenin Gücü programında da duyuyorduk ama şimdi o ses tonunu çok daha etkileyici şekilde duyabileceğimiz bir şiir CD'si de var: Çöl. Çöl, aslında Kenan Işık'ın seçtiği şiirlerden oluşan kitabın ve bu kitapla birlikte hazırlanan CD'nin adı. Kitapta Şeyh Galib'den Puşkin'e, Ahmet Haşim'den Ömer Hayyam'a, Shakespeare'den Birhan Keskin'e eski-yeni pek çok şairin şiirleri var. CD'de ise bu şiirlerin bazıları usta müzisyenler tarafından bestelenmiş. Işık şiirleri okumuş. Şarkılı bölümlerini ise şiire uygun enstrümanlardan oluşan orkestra eşliğinde İzel, Funda Arar, Zara gibi isimler ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosu seslendirmiş. Yani disiplinlerarası ilginç bir çalışma olmuş anlayacağınız. Işık bize, Turkuvaz Kitap'tan çıkan bu yeni çalışmasını anlattı.

Kenan IşıkÇöl ( Kenan Işık’ın Seçtiği Şiirler ) Cd & KitapHaziran 2011, 240 sayfaKitapla ilgili teknik bilgiler ve internetüzerinden sipariş şartlarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz

- Bu fikir nasıl ortaya çıktı?- Turkuvaz kitap'ın projesi. Önce tereddüt ettim aslında. Şiir zor bir alan. Tamamen şairle okuyucu arasında kurulan, okuyucunun birikimi, kültürel, estetik alt yapısı ile belirlenen bir ilişki; yani okuyanın okuyucunun algıları ve hayal gücüyle.- CD nasıl oldu peki?- O da Turkuvaz Kitap'ın fikri. Ben daha önce böyle bir albüm yapmıştım. O dönem çok satmıştı. Kitabın satışı ile ilgili bir öneriydi, ben de kabul ettim. Bir de benden istenen bir şeydi. O günlerde bir otoparkta rastladığım bir hanım beni görünce otomobiline dönüp o eski CD'yi çıkardı. 'Yıllardır arabamda duruyor, yenisini bekliyouz,' demişti. Bu ve benzeri talepler de etkili oldu.- Sizin ses tonunuz şiir okumaya çok uygun diye düşünüyorum.- Ses tonundan çok içtenlikle ilgili bir şey gibime geliyor. Eğer söylediğiniz söze inanıyorsanız, söz de etkili oluyor. Misal; İbrahim Tatlıses'in Müslüm Gürses'e oranla ses aralıkları daha geniş ve sizin demenizle daha güzel bir ses ama Müslüm Gürses de çok güzel, çok etkili söylüyor.- Ama sesin rengi de önemli dinleyenler açısından...- Rengi evet ama daha da önemlisi neyi söyleyeceğini bilmek. Tiyatrocuların eğitimlerinden kaynaklı böyle bir avantajı var. Tiyatro sahnesinde üç beş sıra ötede oturan seyirciye sinemada olduğu gibi duygularınızı yüzünüzle, gözlerinizle geçirmeniz zor hatta imkansız. Burada ses ve beden faktörü girer devreye. Ve elbette ki ruh... Sesinize o duyguyu, o tınıyı, o vurguyu besleyen ve seyirciye ulaştıran ruh...- O avantajı da kullandınız yani...- Estağfurullah, sadece bir saptama yaptım. Pek çok tiyatrocu arkadaşım etkili şiir ya da diyalog söyleme yeteneğine sahiptir. Diyeceğim Neruda, Ahmet Haşim, Ahmed Arif cümlelerini söylemek, etkili söylemek için eğitim desteğine ihtiyaç vardır. Özellikle alegorilerle, imgelerle beslenmiş şiiri herkese beğendirerek söylemek çok kolay değil. Çünkü başta da söylediğim çok soyut ve özel bir alandır şiir.Lisedeyken şiir yazmak havalı oluyordu- Siz şiir yazıyor musunuz?- Yazmıştım... Buluğ çağımda... 16-17 yaşlarımda da 'Haddim değil,' deyip bıraktım. Şiir biraz da emek isteyen bir iş. Titiz işçilik isteyen. Aruz'un, Sonat'ın kalıplarını bir düşünsenize...- Sonucunun komik olma ihtimali de yüksek...- Aynen öyle. Lisedeyken şiir defterlerim vardı. Okul gazetesinde çıkardı şiirlerim. O gazete kız lisesinde de okunurdu. Havalı oluyordu yani...- Birtakım şiirler bu projeye özel olarak bestelenmiş...- Evet. İki şiirin bestesi ise yabancı. Öğüt ve Sessiz Gemi.- Zara, Funda Arar, İzel gibi şarkıcıların işin içine girmesi nasıl oldu?- Rica ettik, kırmadılar. Çok güzel söylediler. Gönüllü yapılan bir işti. Tekrar teşekkür ediyorum katkısı olanlara.Şiiri müzikle desteklemek...- Bu tarzda bir çalışma yaparken, değerli şairleri genç nesille buluşturmak için biraz daha renkli bir şekilde mi sunmaktı amaç...- Kitaptaki şiirlerden 12'sini bir CD'ye söylemekle ilgili soruyorsanız, belki öyle. Şiiri müzikle desteklemek yeni bir fikir değil. Ama o şiir cümlelerini barındıran prozodi kaygısı taşımadan şarkıya dönüştürmek daha çok kişinin kitapla buluşmasına yardımcı olabilir. Bence iyi bir şey bu. İzel'le, Funda Arar'la, Zara'yla Mısır'da çok sevilen Ghada Ragab'la birlikte bu şiirleri dinlemek... Beri taraftan, şiiri yalnız bırakarak, belki bir iki enstrümanla birlikte yalnız bırakarak, sadece şiire yoğunlaşarak da yapılabilirdi bu albüm. Dediğiniz gibi kitabın daha çok okuyucuya ulaşması düşüncesi ile oluşturuldu bu konsept. Yeri gelmişken bu konseptin gerçekleşmesi için Funda Arar'a, İzel'e, Zara'ya, Gadha Ragab'a ve İstanbul Devlet Opera Korosu'na teşekkürlerimi ileteyim. Ve elbette ki şairlere ve çevirmenlerine... Çeviri de zor iş... Hele de şiir söz konusuysa. Ama Ataol Berhamoğlu, Alova, Can Yücel gibi şairler öyle güzel çeviriler yapıyorlar ki aslı kadar değerli bence... Bir de şu var. Şiirin alanı dil. Bizim şairlerimizin Anadolu'nun kadim kültürlerinden, dillerinden beslenmiş bir birikimleri var. Anadolu'da konuşulmuş ve konuşulan dillerden... Misal; Ahmed Arif, Yaşar Kemal, Bejan Matur, Kemal Burkay'ın Türkçeleri müthiş. Çok etkili. Bunda, bu ortak kültür, imge, simge, dil yakınlıklarının, yüzlerce yıldır aynı coğrafyada birlikte yaşıyor olmanın büyük bir katkısı var. Elbette, Arapça ve Farsça gibi büyük ve zengin dillerin de. Hazin ki, bu dillerden arındırılmış bugünün Türkçesi şiiri zorluyor. Ahmet Haşim'i anlamakta zorlanıyoruz. Şeyh Galip gibi dünya çapındaki şairden mahrum kalıyoruz. - O yüzden mi böyle bir karma oluşturdunuz kitapta? - Yok hayır. Sevdiğim pek çok şiir var. Ama kitabın kapasitesi belli. Evet Şeyh Galib'i, Fuzuli'yi, Farsça yazan ve ne yazık ki sırf bu nedenle İranlı sanılan Rumi'yi hatırlatmak istedim. Mevlana'nın Farsça yazıyor olması, çevirilerinin okuyanı tatmin etmemesi gibi sorunlar var. Ama sizin bildiğinizin dışında bir dilde yazılmış bir şiire ulaşmak için bazı eksikleri göze almak gerek.Sabah - Cumartesi

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —