Tarih: 24.06.2011 07:45

Kılıçdaroğlu: Stockholm sendromu şakaydı

Facebook Twitter Linked-in

Nuriye Akman'ın röportajıKemal Kılıçdaroğlu ile Çarşamba günü, muhalifleri disipline etme adına 'CHP'nin aleyhine atıp tutan insanların konuşma metinleri toplanacak.Partiye zarar verenlerle ilgili gerekirse işlem yapılacak' kararının alındığı MYK toplantısının bitiminde görüştük. Kılıçdaroğlu, muhaliflerin kurultay atağına partiden ihraca kadar gidecek disiplin soruşturması uyarısıyla cevap verirken, her konuda görüş birliği içinde olmadığının altını çizdiği Gürsel Tekin'e 'Sen de biraz öfkeni kontrol altına al' mealinde konuştu. Stockholm sendromuna gelince, meğer o bir şakaymış! Kendi aralarında konuşup espri yapmışlar. Seçim gerginliğini bir nebze de olsa sendrom muhabbeti sayesinde atmış olmalılar. Bu sendromun bir hastalığa işaret ettiğini düşünmüyor Kılıçdaroğlu, sosyologlara sorun bunu diyor. Asıl ilginç haber, il ve ilçe başkanlarına bundan böyle performanslarını gösteren karne verilecek olması. CHP Genel başkanının bir başöğretmen kadar okuluna hâkim olmasından daha doğal ne olabilir?-MYK toplantısında neler görüşüldü?-Birden fazla konu. Şu anda tutuklu olan milletvekillerinin durumu ne olacak? Onların gelip yemin içmeleri için AKP'nin girişimi olacak mı olmayacak mı onu tartıştık. Onlar savcılıktan kâğıt aldılar, milletvekili olmalarında hiçbir sakınca yok diye. İki, bize başvurdular partiye. Biz bunları Yüksek Seçim Kurulu'na bildirdik. Yüksek Seçim Kurulu milletvekili olmalarında hiçbir sakınca yoktur dedi. Resmi gazetede yayınlandı. Halka gittik. Halk da bunlara oy verdi. Şimdi bunların gelip mecliste yemin töreninde yemin içmeleri gerekiyor.-Ama savcılık da dedi ki, tutukluluk halleri devam eder.-Yemin içmeleri ayrı, tutuklulukları ayrı. Önce gelip parlamentoda yemin içmeleri lazım. Yemin içmeleri ile ilgili önlerinde hiçbir yasal engel yok. Eğer engel çıkarsa bir, YSK yanlış yaptı demektir. İki, halk yanlış yaptı demektir. Üç, cumhuriyet savcılığı bunlara izin verdi. O da yanlış yaptı demektir.-Başka ne konuşuldu MYK'da?-CHP'li olup televizyon kanallarında CHP'nin aleyhine atıp tutan insanların konuşma metinleri toplanacak. Partiye zarar verenlerle ilgili gerekirse işlem yapılacak.-İhraca kadar gidecek mi?-Ona disiplin kurulu karar verecek. Ama önce bir bilgilerin, belgelerin toplanması gerekiyor.-Hep sakin güç olarak adlandırıldınız. Artık gergin güce mi dönüştünüz?-Hayır. Bir partiyi parti yapan kendi öz disiplinidir. Bizi niye eleştirdiniz diye kimseye ceza vermek ya da partiden atmak gibi bir düşüncemiz yok. Ama olay eleştiri sınırlarını aşıp partiye zarar verir noktaya geliyorsa o zaman onlara kusura bakmayın diyeceğiz.-Eleştiri sınırlarının aşılıp aşılmadığının somut bir ölçüsü var mı?-Eğer birisi açıkça CHP'ye küfrediyorsa ve karşısındaki CHP'liler hiç ses çıkarmıyorlarsa bu eleştiri sınırlarını aşmak demektir. Bu belli bir suçlamayı otomatikman kabul etmek demektir. Buna benzer bazı olaylar var. Bunu hukukçular değerlendirecek. Hukukçu değilim ama biz partide disiplini sağlamak istiyoruz.-Seçim sonuçlarıyla ilgili madde madde özeleştiri yaptınız mı peki?-Elbette. Çalışmamız şöyle. Bir, hangi il ve ilçelerde bizim oy oranımızdaki artış AKP'nin oy oranından daha yüksek? İki, hangi il ve ilçelerde AKP'nin oy oranı bizim oy oranımızdan daha yüksek? Üç, bizim belediye başkanlarımızın olduğu yerde oy oranımızdaki gelişme nedir? Dört, büyük merkezlerde, Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa gibi, tablo nedir? Önce bu verileri çıkarmamız lazım.-Parti Meclisi ne zaman toplanacak?-3 veya 4 Temmuz günü parti meclisini toplayacağız. Ve parti meclisine ben ilk kez son derece sağlıklı, iç tutarlılığı olan bir raporla gitmek istiyorum. Artımız nedir, eksimiz nedir? Arkadaşlara bu konuda talimatlar verdim. Rakamlar, bilgiler çıkıyor. Yüksek Seçim Kurulunun kararlarının kesinleşmesini bekliyoruz. Çünkü bazı sandıklarda bize oy çıkmadığını görüyoruz. Ama o sandıkta parti gözlemcimiz var. O yüzden Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz ediyor bazı arkadaşlar. Ben oy verdim, nasıl benim oyum çıkmadı diye. O sonuçları da aldıktan sonra bir değerlendirme yapacağız.-Size göre seçimi kaybedişin sebepleri ne?-Birden fazla nedeni var. Birincisi biz projelerimizi kısa süre içerisinde geniş kitlelere anlatamadık. İki, bizim karşımızda bir devlet gücü vardı. Valisi vardı, kaymakamı vardı, sosyal yardımlaşma dayanışması vardı, medya gücü vardı. Bizim o kadar güçlü bir medya gücümüz yoktu. AKP'nin ciddi bir medya gücü vardı. Örneğin ben çıkar konuşurum miting meydanında, bir veya iki televizyon verir. Ama Sayın Erdoğan konuştuğu zaman on beş yirmi hatta bazı günler yirmi bir televizyon canlı veriyordu.-Medyanın gücü, rakip partinin gücü tamam. Doğrudan kendinize yönelteceğiniz bir eksik yok mu?-Biz 81 ile gittik. Ama her gittiğimiz ilde buyurun gelin, ertesi gün oyumuzu size vereceğiz diye bir çağrı ile karşılaşmadık. Sizi önce kabul ediyor, sempati duyduğunu söylüyor. Ama eski alışkanlığından kolay kolay vazgeçmiyor. Bizim ne yapmamız lazım? Oraya üçüncü, dördüncü, beşinci kez gitmemiz lazım. Yüzde 5 net artış, sıradan bir artış değildir. Olağanüstü yoğun bir çabanın sonucudur. Afyon'a bağlı, merkezde bir köy var. Hiç CHP'ye oy çıkmaz oradan. Ben oraya gittim, ilk kez. Bir eve konuk oldum. Sohbet ettim ve ben o köyden iki oy aldım. Demek ki giderseniz, kendinizi anlatırsanız bunlar olur.-Oyların yüzde 26'da kalmasında sizin payınız ne?-Onu bilemiyorum. Onu sosyal bilimcilere sormamız lazım, ölçülebilirliği nedir bunun diye. Bizim dışımızda bağımsız bir birimin de bu seçim sonuçlarını tahlil etmesini isteyeceğiz. Bunun sonucu iki, iki buçuk ayda alınır dediler. Ama bizim kendi hazırlığımız 4 Temmuz'a yetişecek.-Genel başkan çok çalıştı ama örgüt ona ayak uyduramadı diyenlere katılır mısınız?-Benim bu yoruma katılmam, örgütlerin çalışmalarını yakından izlememe bağlı. Henüz bu konuda elimizde sağlıklı bir veri yok. Sadece sahada elde edilen gözlemler var, bulgular var. Onları genelleştirmek doğru olmaz. Bu konuda önce sağlıklı bir çalışma yapmamız lazım.-Örgütün performansını ölçecek misiniz?-Evet. İl ve ilçe başkanlarının performansları belli kriterlerden yola çıkılarak ölçülecek. Diyeceksiniz ki niye şimdiye kadar yapmadınız? Şöyle. İki kurultay, bir referandum geçirdik. Daha biz örgütlere dönük hiçbir şey yapmadık. Örgütlerin de haklı talepleri var bizden. Onlara yeteri kadar ilgi göstermedik. Artık yerel seçimlere kadar olan süreç içerisinde, hem genel seçimlere hazırlanmak, hem örgütlerde arzu ettiğimiz o çalışma çıtasını yakalamak, hedefimiz olacak.-İl ve ilçe başkanlarının bir karnesi mi olacak artık?-Evet, böyle diyebiliriz.-Öğrenci karnesi olsaydı belli ders adları olurdu. Sizin karnenizde neler olacak?-Birden fazla unsur olacak. Yerel medyada ne kadar demeci yer aldı? Kaç köye gitti, kaç muhtarla bir araya geldi? Kaç sivil toplum örgütü ile bir araya geldi? Onlara ne tür mesajlar verdi? Sivil toplum örgütleriyle belli aralıklarla mı bir araya geliyor, yoksa sivil toplum örgütleri onları davet ettikleri zaman mı oraya gidiyor? Kaç basın toplantısı yaptı? Basın toplantısının konuları nelerdi? Orada olan ve halkı yakından ilgilendiren sorunlar nedir? O sorunlara ilişkin yerel çözümleri var mı, yok mu? O sorunları ne ölçüde genel merkeze aktardı? Halkın düğününde, derneğinde cenazesine gidiyor, katılıyor mu? Buna benzer pek çok kriter.-Seçim sonuçlarının belli olduğu gece istifa etmeyi düşündünüz mü?-Hayır. Önce zaten evdeydim, hemen partiye geldim. Sonuçlara baktık, değerlendirme yaptık. AKP'nin ve MHP'nin milletvekili sayısında düşme, bizim milletvekili sayısında artış vardı. Hemen iki partinin oy oranlarındaki artışa baktım. Bizim artışımız daha iyi. Bu da beni umutlandırdı.- Ak Parti'nin 5 milyon yeni oyuna karşı CHP'nin 3,5 milyon oydaş kazanması mı sizi umutlandırdı?-Hayır, bizim oyumuzdaki artış net 5 puan. AKP'nin oyundaki artış net 5 değil. 47 küsurdan, 49 küsura çıktılar.-Ak Parti'nin yüzde elli 50 oy alışı önemli değil mi? Yani psikolojik olarak rakamların işinize gelen yanını mı dikkate alıyorsunuz?-Hayır, ikisi de önemli. AKP üç dönemdir iktidarda ve oyunu arttırıyor. Ama biz de oyumuzu yüzde 26'ya çıkarıyoruz. Bütün baskılara, kısıtlı imkânlara rağmen, sadece özgüvenimizle ve çalışmamızla çıkarıyoruz. Arkamızda öyle ciddi destekler, şunlar bunlar yok. Bunu başarısızlık olarak alırsak kendimize haksızlık etmez miyiz?-Ama CHP içinde başarısızlık olarak alanlar var.-Ha o ayrı. Olabilir tabii. Her siyasal partinin temel hedefi iktidar olmaktır. Bizim de temel hedefimiz iktidar olmaktı.-Siz Olay TV'deki bir programda hedefimiz yüzde 40, bu hedefin altına düşersek ayrılırız demiştiniz.-Hayır. Yüzde 40 hedefimizi koyduk ama istifa ederiz, gideriz demedik. Bana değişik zamanlarda da soruldu gazeteciler tarafından. CHP'nin oylarında anlamlı bir yükseliş olmazsa bırakır giderim.-Yüzde 5 anlamlı bir yükseliş midir?-Bunun anlamlı olup olmadığını kamuoyunun, medyanın söylemesi lazım. Evet, yüzde 21 küsur. 26'ya çıktı. Bu anlamlıdır derse kamuoyu bizim açımızdan da anlamlıdır. Bakıyorum, gerek sağdan, gerek soldan objektif bakan pek çok gazeteci, CHP başarısızdır demiyor.-Ama CHP'nin içinde bir kanat hiç de öyle düşünmüyorlar.-Sadece CHP'nin içinde değil, başka birisi de böyle düşünebilir. Bizim onları suçlamaya hakkımız yok. Ama herkes elini vicdanına koyup kararını versin.-CHP bu seçime Baykal'ın liderliğinde girseydi ve yine bu sonucu alsaydı siz ne düşünürdünüz?-Varsayımlardan yola çıkarak yorum yapmam.GÜRSEL TEKİN'LE HER KONUDA GÖRÜŞ BİRLİĞİNDE DEĞİLİZ (Sayfa 2'de)

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —