Ömrünü ceviz ağacına adayan Selami Bayrak bu uğurda Anadolu'yu karış karış dolaşmış. Bayrak cevizle ilgili müthiş bilgiler verirken ceviz ağacının altında neden uyunmayacağını da anlattı
Gülizar Baki'nin haberiÖmrünü ceviz ağacına adayan Selami Bayrak bu uğurda Anadolu'yu karış karış dolaşmış. Amerika'ya, Şili'ye, Fransa'ya, Portekiz ve İspanya'ya gitmiş. İlginçtir kendine ait dikili tek bir ceviz ağacı yok ama yetiştirdiği bir milyondan fazla ceviz fidanı başkalarının bahçesinde, tarlasında meyveye durdu. Cevizci dede olarak nam salan Bayrak, dünyanın geleceği için cevizin çok önemli olduğunu söylüyor.Orman Genel Müdür-lüğü'nden ağaçlandırma uzmanı olarak emekli olan Selami Bayrak, ömrünü ve kariyerini ceviz ağacına adamış biri. Ona kalsa uygun iklim ve toprak yapısı olan boş arazilerin hepsine ceviz ekilmeli. 40 yıldır bunu dile getiren Bayrak, ülkenin geldiği durumun kendisini haklı çıkardığını düşünüyor: 'Bugün yediğimiz cevizin yarısından fazlasını Amerika ve Şili'den ithal ediyoruz. 17,5 liraya satılan ceviz normal şartlarda yenilmeyecek kadar kötü. Düşünebiliyor musunuz cevizin ana vatanı Anadolu ve biz cevizi dünyanın öbür ucundan getiriyoruz.'İşte bu düşünceleri Selami Bey'in her karşılaştığı insana hararetle cevizi anlatmasına, sonra da kucağına ceviz fidanı verip öylece uğurlamasına sebep oluyor. Bundan dolayı adı 'cevizci dede'ye çıkmış.Yeni nesil yatırım için ceviz ekiyorCevizci dedenin fidanlığı Düzce Kaynaşlı'da. Bolu tüneli açılmadan önce İstanbul'a giden ya da İstanbul'dan dönen her araç önünden geçiyordu. Gece gündüz fidanlarının yanında. Her birine evladı gibi davranıyor. Onlar da bu ilgiye kayıtsız kalmamış. Boylarına bakmadan meyveye durmuşlar. 10-15 cm boyundaki fidanların cılız dallarında arzı endam eden cevizlere hayretle baktığımızı görünce başlıyor anlatmaya: 'Chandler dediğimiz türden fidanlar bunlar. Amerika'da geliştirildi. Küçük yaşta meyve vermeye başlıyor. Normal bir ceviz ağacı 10 kilo meyve verirken bunlar 30-40 kilo. Üstelik bizim topraklarda Amerika ve Şili'dekinden çok daha lezzetli ve kaliteli meyvesi oluyor.'Şili'den gelen chandler cevizle Maraş, Balıkesir ve Yalova'da yetişen chandler cevizi gösteriyor sonra. Gerçekten de yerli chandler hem daha büyük hem de daha lezzetli. 'Şili'den gelen cevizin özel yetiştiricileri var, çiftlikte her daim ziraat mühendisi oluyor, damlama sulama yapıyorlar, ağacın yaprağına cihazla bakıyorlar, suya ihtiyacı var mı, hangi mineral eksik? Hemen sulama havuzuna o mineralden ekliyorlar ki ancak bu büyüklükte ve lezzette meyve alıyorlar.Balıkesir'deki çiftçi cevizlere gübre vermemiş, Maraş'taki geç toplamış, Yalova'daki ise erken toplamış, bu kusurlara rağmen bizimkiler Şili'dekinden katbekat daha kaliteli. Ama ülkemizde çok az insan bunun farkında.' Neyse ki son yıllarda özellikle yeni nesil cevizi yatırım aracı olarak görmeye başlamış. Ya babadan kalma atıl durumdaki arsalara ya da satın aldıkları tarlalara ceviz dikiyorlar. 5 yıl içinde hasada başlanıyor. 10. yılda 10 dönümlük bir ceviz tarlasından bugünün fiyatlarıyla 160 bin lira gelir elde edilebiliyor.Şili'deki ceviz fidanlığını gördüm, psikolojim bozulduKariyeri boyunca ceviz ağacının yaygınlaştırılması ve aşılama yöntemleri üzerine çalışan Selami Bey, emekli olduktan sonra Türkiye'de ceviz üzerine çalışma yapan bilim adamlarıyla birlikte İspanya, Portekiz, Fransa, Amerika ve Şili'deki ceviz çiftliklerini, araştırma laboratuvarlarını ziyaret etmiş. Gördükleri ve öğrendikleri karşısındaki hissiyatını şöyle anlatıyor: 'İnanın psikolojim bozuldu. Biz yıllarca Anadolu'yu karış karış gezip insanlara ve bürokrasiye ceviz ağacının önemini anlatmaya çalışırken, adamlar devasa çiftlikler kurmuş. Bir ağaçtan 100 kilo ceviz alabileceği türler geliştirmiş. Yaklaşık 200 yıldır bu alanda çalışıyorlar. Bizde ilk aşılama 1975'te yapıldı. Şimdi birkaç akademisyen ve benim gibi gönüllü var. Gitmediğim işadamı kalmadı. Üniversitelerin ve devletin kapısını çaldım. Bürokratik engellerin haddi hesabı yok. En sonunda kitap yazdım, internet sitesi kurdum (www.ceviz.com.tr).' diyor.Selami Bey'in literatüre kattığı birçok Anadolu'ya has ceviz türü var. 43 yıllık eşi Meryem Hanım, ceviz ağaçlarını üçüncü çocukları olarak görüyor: 'İlk zamanlar çok üzülüyordum. Gece gündüz cevizle uğraşıyor. Hatta rahmetli babama şikayet etmiştim. Bana kızmıştı, kumarla, içkiyle mi uğraşsın. Bırak vatana millete hayırlı bir iş yapsın demişti. Ceviz onun tutkusu. Ona dinçliğinin sırrını soruyorlar, her gün ceviz yiyor ve hiç boş kalmıyor. Sürekli çalışıyor, ceviz için koşturuyor. Ben sırrının bu olduğunu düşünüyorum.' diyor. ***Ceviz ağaçlarının altındaki taşın sırrıÜlkemizde ceviz ağacının azalma sebebi Avrupa'da başlayan ceviz dipçikli silah ve ceviz mobilya modası. Bir de gizliden gizliye kesilen asırlık ağaçlar var ki onların hikâyesi çok şaşırtıcı. Sökülen yaşlı ceviz ağaçların kökleri arasında geniş ve düz bir taş çıkınca 'hazinelerin yerini belli etmek için koymuşlar' efsanesi yayılır. Yalova, Düzce, Kastamonu ve Trabzon'da yüzlerce asırlık ceviz sökülür. Tabiî ki hazine bulunmaz. Çünkü bu taş ceviz ağacının kökünün dibe doğru uzamasındansa yanlara yayılıp daha çok su ve mineral alabilmesi için konuluyordur.Cevizin altında neden oturulmaz?Ceviz ağacı sülfür gazı salgılar. Havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için dibe çöker ve cevizin altında oturanı sersemletir. Bu söz oradan geliyor. Halkta yanlış bir kanaat olarak yerleşmiş, zararı yok aslında. Üstelik sülfür gazının ozon tabakasını tamir etme özelliği var. Sırf bu sebepten dolayı dünyadaki ceviz ağacının sayısının artırılması gerekiyor. Ülkemiz içinse ceviz önemli bir gelir kaynağı. Dünyanın en kaliteli cevizleri bu topraklarda yetişiyor. Ve biz tükettiğimiz cevizin yarısından fazlasını Amerika'dan satın alıyoruz.
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.