Tarih: 25.06.2011 10:15

'Zorunlu karşılıklar bankaların sigortası'

Facebook Twitter Linked-in

‘Zorunlu karşılıklar zor günde bankaların sigortası’Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklarda yeni artırıma gidip gitmeyeceği tartışılırken, bankanın Başkan Yardımcılarından Mehmet Yörükoğlu, bunu zamanın göstereceğini, uygulamanın zor dönemde bankalar için sigorta olduğunu söyledi

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Mehmet Yörükoğlu, döviz alım ihalelerinde bir değişiklik olup olmayacağını  zamanın göstereceğini söyledi. TÜSİAD Ekonomik Araştırma F,orumu ve Koç Üniversitesi tarafından düzenlenen “Yükselen Piyasalarda İktisadi Dalgalanmalar ve Öncü Göstergeler” Konferansı sırasında, gazetecilerin zorunlu karşılıklarda yeni artırım olup olmayacağına ilişkin bir soruya, “(Yeni munzam artışı) olur ya da olmaz, bunu zaman gösterecek” dedi.Yörükoğlu, piyasa oyuncularının beklediği döviz alım ihalelerine ara verilmesi ya da miktarının azaltılmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna da “Zaman gösterecek” yanıtını verdi. Yörükoğlu, her türlü politikayı değerlendirdiklerine dikkat çekerek, “Politikalarımızı her zaman gözden geçiriyoruz” dedi.Analistler, TL’nin döviz sepeti karşısında 1.97 seviyesinin üzerine çıkmasının ardından Merkez Bankası’nın günlük 40 milyon dolar seviyesindeki döviz alım ihalelerine ara vermesi ya da alım  miktarını azaltması beklentisi içinde.

Faiz artırımı çözüm değil   Yörükoğlu toplantıdaki konuşmasında da gelecek dönemde yaşanabilecek herhangi önemli bir daralmada, krizde, durgunlukta, para politikası ve faizleri düşürmek yanında, zorunlu karşılıklarla da ekonomiye ve bankacılık sektörüne yardımcı olacaklarını belirtti.

Yörükoğlu, “Bu şekilde düşünüldüğünde aslında zorunlu karşılık ayarlamaları, bankacılık sektörüne piyasada bulamayacağı bir sigorta, piyasadan satın alamayacağı bir sigorta sağlıyor” dedi.Krizden çıkış sırasında gelişmiş ülkelerin büyük oranlarda parasal genişlemeye başvurduğunu, global ölçekteki parasal genişlemenin gelişmekte olan ülkelerdeki toparlanmanın dengesiz olmasına yol açtığını söyleyen Yörükoğlu, Türkiye’de bunun iç ve dış talebin önemli bir ölçüde birbirinden ayrılması şeklinde gerçekleştiğine dikkat çekti.

Yörükoğlu, güçlü sermaye akımları ve kredi büyümesi desteğiyle iç talep hızlı bir şekilde toparlanırken, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin yavaş olması nedeniyle, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’da talep toparlanmasının çok daha yavaş gerçekleştiğini belirtti.Yörükoğlu, iç talepteki hızlı toparlanmanın kontrollü olması için para politikasının yavaşlatıcı tedbirler almasının beklenebileceğini, bunun temel yönteminin politika faizlerinin yükseltilmesi olduğunun düşünülebileceğini söyledi. Ancak gelişmekte olan ülke dinamikleri ve yapısal farklılıkların politika üzerinde kısıtlar oluşturduğunun altını çizen Yörükoğlu, bu durumda para politikası üzerindeki temel kısıtın dış dengedeki gelişmeler olduğunu ifade etti.Yörükoğlu, faiz artırarsa iç talep yavaşlasa da olası kur değerlenmeleri sonucu dış talepte toparlanmanın daha da yavaşlayabileceğini ve dış dengesizliklerin artabileceğini belirtti. 

Kurumlar arası koordinasyon Türkiye’de Merkez Bankası’nın dış dengeyi bozmadan iç talebi yavaşlatmayı amaçladığına dikkat çeken Yörükoğlu, bu politikanın temel aracının zorunlu karşılık olduğunu hatırlattı.

Yörükoğlu, diğer otoritelerin de konut kredisinde alınabilecek kredi miktarını sınırlama ve tüketici kredilerinde maliyeti artırıcı yöntemler gibi diğer makro ihtiyati tedbirler i uyguladığını belirterek, “Bu örnek, politika tedbirlerinin gelişmekte olan ülkelere ait kısıtlar gözetilerek tasarlanması gerektiğini, kurumlar ve politikalar arasında koordinasyon olması gerektiğinin önemini ortaya koymaktadır” dedi.  Yörükoğlu, kriz sonrası iş çevrimine bağlı olmayan tedbirler uygulanabileceğini ifade ederken örnek olarak yabancı para cinsinden borçlanma üzerinde kısıtlama, finansal sektörün açık pozisyonlarını kısıtlama, bankacılık sektöründe düzenleme ve denetleme çalışmalarını gösterdi. 

‘Tek seferde bütünleşik önlem paketi açıklansın’Yapı Kredi Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt, kredilerdeki büyüme hızını yavaşlatmak ve cari açığı azaltmak için alınan mali ve para politikası önlemlerini değerlendirdi. Bayazıt, önlemlerin parça parça ve aralıklarla açıklanmasındansa tek seferde yapılmasının daha doğru olduğunu belirtti.Gazetecilerin önlemlere ilişkin sorularını yanıtlayan Bayazıt, “Bence iki şey önemli, bir bütünleşik paket olması önemli, ikincisi parça parça açıklanması yerine tek seferde yapılması öngörülebilirlik açısından daha doğru.

Sadece finans sektörü değil, reel sektör açısından böylesi daha sağlıklı” dedi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) mevduat sigorta primini artıracağı beklentisiyle ilgili Bayazıt, “Ne maksatla yapılacağının herhalde bir açıklaması olacaktır.

 Munzam karşılık artışını anlıyorum, tüketici kredilerini de anlıyorum ama öbürünün gerekçesini görmemiz lazım” diye konuştu.

 

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —