Mevsimleri, içinden geçenleri ve karşılaşmaları bir kenara bırakarak hareket etmek de ayrı bir meziyet.
Toplumsal yargılar ve iddialar. Bir başkadır yaşadığımız ve sevdiklerini muhabbetle bu şehrin dibine sürüklediğimiz, çektiklerimiz. Şimdi yeni bir nefes aralığı ülkede, yepyeni bir ustalık dönemi… İsteklerinizi sıralayacak bir başka yol alacak yaşadığınız şehir.
Geçenlerde bir taksici kardeşimiz “büyük şehirlerde alamayacağımız ev fiyatlarını düşündüğümde kendi memleketimde hemen hemen aynı değer ve içerikteki evlerin fiyatlarını kıyasladığımda orda yani kaçıp geldiğim büyük şehir değil kendi memleketim önde gelecek ve ben oradan ev alıyorum” dedi. Çok önemli.
Yani memleketine dönüş demek, her yerin yani 81 ilin hareketlenmesi
ve büyümesi demek. Öyle değil mi? Gel de sevinme! İşte bu haber mutlu ediyor, edecek de bizleri.
Yepyeni soluk ve renkli siyasi hayat! Her birimiz uzaktan ya da yakından ilgileniyoruz ya siyaset diyoruz bazen buna.
Hakikaten bir başkadır benim memleketim. Her yönüyle her attığımız adım bize nasıl olanaklar sağlayacak ileriki zamanlarda ancak görebileceğiz.
Şimdi bir diğer örnek geçenlerde Avrupa'dan gelen bir dostumla sohbet esnasında çıkıyor. 'Türkiye'nin dünya üzerinde sesi çıktıkça bundan rahatsız oluyor Avrupa' diyor... Elbette olacak. Nasıl olmasın ki?
Kendini geliştiren ve düşünmeyeni düşünüp, en iyi taklitleri bile kendi içinde çıkaran, kurumsal yapıyı daha iyi anlatan bir Türk düşünce sistemi var kendine özgü bizde. Kendimizi kassak, gecemizi, gündüzümüze katsak olası güzellikleri görüyoruz zaten. Endonezya işte buna yakından bir örnek.
Endonezya'da çalışan ve işi düşmüş bizden birilerinin, iş verdikleri adamların son derece rahat ve umursamaz olduklarını hatta kurumsal yapı nedir onu bile bilmediklerini söylüyorlar. İşi veriyormuşsunuz ama sonuç ve beklenen pozitiflikte değil. “Nerede, nerede?” sorularını getirir halde.
Yani bir reklam panosunun bile düzelmesi için yere serip üzerinden araç geçmesini bekleyen bir zihniyeti taşıyan bir ekip varsa karşınızda. Eyvahlar olsun!
Oturup halimize şükredelim. İşi beğenmeyenler bizde harcamalarını bile geri almadan çöpe atabiliyorlar. O kadar titizlik durumu var ki.
Korkular, yitip tükenmek bilmeyen umutlar. Her şey inşallah daha iyi olacak bunu hissediyoruz biz de. Gittiğimiz iller ve yolculuk yapmaya başladığınız anlarda buna daha iyi karar verebiliyorsunuz. Bizleri zor bir süreç beklese de ülkede. Bu zorluk daha fazla efor, daha fazla çalışma, daha fazla emek ve en güzeli daha fazla düşünce şeklinde gerçekleşecektir.
Gelin görün ki insan diyebiliyor ki canım ülkem. Yeni parlamento, yeni vekiller, yeni iş sahaları vs vs.
Uzayıp gidecek böyle. Renkler görülmeye, seslerde işitilmeye başladı bile. Takipteyiz bizler de.
Aynur Ayaz - Haber 7ayazaynur1@gmail.com
Kaynak : haber7.com