CHP'nin 2'nci grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, 16 maddelik CHP'nin duruşunu aktardığı toplantıda tehdide ve şantaja asla boyun eğmeyeceklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''tehdide ve şantaja boyun eğmeyeceklerini'' söyledi.
Kılıçdaroğlu, CHP grubunun basına kapalı yapılan toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
''İnsanlık tarihi, demokrasi insan hakları ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle doludur'' diyen Kılıçdaroğlu, dünyada o bedel ödeyenlerin sayesinde kazanımlar elde edildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazırız. Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz. Biz bir demokrasi mücadelesi, insan hakları mücadelesi veriyoruz. Seçme ve seçilme hakkının önündeki engellerin kaldırılması ve demokrasi, milli iradenin önündeki engellerin kaldırılması mücadelesi veriyoruz'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendilerinin ''tek adamın egemen olduğu ülkeyi değil, yurttaşların egemen olduğu Türkiye'yi savunduklarını'' kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazır olduklarını belirterek, ''Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, basına kapalı gerçekleşen grup toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, insanlık tarihinin, demokrasi, insan hakları ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle dolu olduğunu, bütün dünyada, o bedel ödeyenlerin sayesinde kazanımların elde edildiğini söyledi.
Türkiye'de insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazır olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz. Biz bir demokrasi, insan hakları, seçme, seçilme hakkının ve milli iradenin önündeki engellerin kaldırılması, demokrasi mücadelesi veriyoruz. Biz, baskıcı bir rejimi değil, özgürlüğün olduğu bir rejimi savunuyoruz. Biz, tek adamın egemen olduğu bir ülkeyi değil, yurttaşların egemen olduğu bir Türkiye'yi savunuyoruz'' diye konuştu.
Milli iradenin tutuklu olduğunu, CHP'nin bu demokrasi ayıbını içine sindiremediği için bu tavrı geliştirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın seçtiği, ''Parlamentoya git, benim adıma konuş'' dediği kişilerin, parlamentoya gelemediğini, buna yasal hiçbir engelin de bulunmadığını söyledi. Bu engelin kalkması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, kalkmadığı takdirde demokrasinin bir ayıpla karşı karşıya olacağını, bu ayıbı ortadan kaldırmaları gerektiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye çok partili rejimi ve demokrasiyi getiren parti olarak CHP'nin, demokrasinin, hukuk devletinin, güçler ayrılığının ve milli iradenin ayaklar altına alınmasına karşı çıktığını belirterek, ''O nedenle bu tavrı takınıyoruz'' dedi.
''YURTTAŞIN OYUNA SAHİP ÇIKAMAYAN PARTİ''
CHP'nin, güçler ayrılığı ilkesine inandığını, yargı vesayetine, yargı üzerindeki vesayete karşı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız, tarafsız olması, birilerinin vesayeti altında olmaması gerektiğini vurguladı.
Kendilerine, ''Sorunu çözmek için biz yargıya telefon mu edelim'' denildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hiç kimsenin, yargıya telefon etmesini istemeyiz, böyle bir talebimiz de asla olamaz. CHP, her vatandaşın verdiği oya saygılı olduğu için ve her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıktığı için bu tavrı sergiliyor. Bir vatandaşın oyu bile bizim için çok önemlidir.
O vatandaşın oyu, bizim başımızın üstündedir. O vatandaşın oyuna sahip çıkacağız ki demokrasiye sahip çıkalım. Vatandaşın oyunu görmezlikten gelip, başka söylemler geliştirenler, demokrasiye ihanet ediyorlar. Bizim hedefimiz her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıkmaktır.
CHP olarak şunu çok açık ve net söylüyoruz, kendi yurttaşın oyuna sahip çıkmayan, çıkamayan parti, ülkesinin çıkarlarına, demokrasiye, milli iradeye, temel hak ve özgürlüklere de sahip çıkamaz.
CHP, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin imzaladığı, uluslararası anlaşmalara, sözleşmelere saygı duyar. Bu saygının gereği olarak, Anayasa'nın 90. maddesinin hayata geçirilmesinin uygulanmasının gerekliliğine inanır.
Mademki siz uluslararası arenada saygın bir ülke olacaksınız, uluslararası sözleşme imzaladınız, bunlar iç hukukun üstünde olsun diye anayasayı değiştirdiniz, 90. maddenin gereğini yerine getirmek durumundayız. Yerine getirmediğimiz zaman, anayasayı da ihlal etmiş oluyoruz.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin, yasama organı ve 550 milletvekilinin, ''bağımsız olmayan yargının'' hukuk dışı takdirine ve takdirin kapsam alanı içinde olmasına karşı çıktığı için haklı, hukuki tavrını sürdüreceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısının basına açık bölümünde yaptığı konuşmada, CHP'nin, insan haklarını, demokrasiyi her yerde ve her koşulda savunduğunu, bunun temel görevleri olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, ''CHP, milli iradenin sonucu olarak tecelli eden, seçme ve seçilme hakkını askıya alan, uluslararası hukuk anlayışına ters düşen uygulamalara karşı çıkar. Hedefimiz, evrensel hukuku, demokrasiyi, özgürlükleri Türkiye'ye getirmektir'' dedi.
CHP'nin, parlamentonun işlevini el kaldırıp, indirme olarak görmediğini, ancak bazılarının öyle gördüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun demokrasi olmadığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, yürütme organının her dediğini koşulsuz olarak yerine getiren bir parlamentonun, sağlıklı çalışmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, CHP'nin güçler ayrılığı ilkesine inancı gereği, yargının, yürütmenin, yasama organına müdahalesini kabul etmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin, haklarında hiçbir mahkumiyet kararı bulunmayan, TBMM'ye gelip, yemin etmeleriyle ilgili hiçbir hukuksal engel olmayan milletvekillerinin hapishanelerde tutularak, parlamentoya getirilmemesini, yemin etme haklarının engellenmesini demokrasi ayıbı olarak gördüğünü kaydetti.
''HANGİ VİCDANLA BAĞDAŞTIRACAĞIZ''
''Her türlü yasal prosedüre uygun olarak, halkın oylarıyla seçilip gelen milletvekillerinin yemin etmeleri engellenerek, hukuksuz şekilde hapiste tutulmalarını hangi vicdanla bağdaştıracağız?'' diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''CHP, Recep Tayyip Erdoğan'ın parlamentoda olmaması olayında olduğu gibi, bugün de demokrasi inancının gereği olarak kendisine yakışanı yapıyor ve halkın vicdanı olmayı sürdürüyor.
CHP, seçimlerden önce uzun tutukluluk sürelerinden şikayet edenlerin, seçimlerden sonra bu söylemini rafa kaldırıp, hiçbir hüküm giymemiş milletvekillerinin yemin etmemesini olağan karşılayan, iki yüzlü siyaset anlayışını da şiddetle reddediyor.
CHP, tutuklu milletvekillerinin yeminden sonra yargılanmamalarına da karşı; yargılanabilirler, öyle bir talebimiz yok, dokunulmazlık da af da istemiyoruz. İstediğimiz milli iradenin tecelli etmesi, milletin oylarıyla seçilen milletvekillerinin gelip parlamentoda yemin etmeleri.
CHP, sadece ve sadece hukukun üstünlüğünü, TBMM'de halkın iradesinin egemen olmasını, evrensel hukukun gereği olarak, seçilen milletvekillerinin yeminlerini ederek, yasama görevlerini katılmalarını istiyor.
Halkın iradesine saygı göstermek, halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin parlamentoya gelmelerini istemek, hangi demokrasi, hangi hukuk sisteminde suç olarak görünüyor?''
''KAYITLI VE ŞARTLI''
Meclis Genel Kurulunda, Mustafa Kemal'in, ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' sözünün yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, bu sözün arkasında olduklarını bildirdi. Kılıçdaroğlu, ''Şimdi egemenlik, kayıtsız şartsız milletin değil, kayıtlı ve şartlı milletin olmaya başladı.
Olmaz öyle şey. Milletin iradesi her şeyin üstündedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır. Bizim mücadelemiz budur, demokrasi mücadelesinin özünde yatan da budur'' dedi.
Kılıçdaroğlu, masumiyet karinesinin, hak mücadelesinde insanlık tarihinin en büyük kazanımlarının başında geldiğini dile getirdi. Herkesin masumiyetinin temel kural olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kimsenin yargı kararı olmadıkça suçlanamayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Dünyanın bütün çağdaş ülkelerinde var olan kural budur. Masumiyet karinesinin özü de budur. Mevcut durum, bu temel insan hakkının en ağır ihlalidir. Yasama faaliyetinin saygınlığı bakımından da bu tutumun arkasında olacağız. Yani, masumiyet karinesi, bizim temel ilkelerimizden birisidir.
CHP, 24. Dönem yasama faaliyetinin bu koşullarda, yargının takdiri altında kaldığı inancındadır. CHP, yasama organı ve 550 milletvekilinin bağımsız olmayan yargının, hukuk dışı takdirine ve takdirin kapsamı alanı içinde olmasına karşı çıktığı için haklı ve hukuki tavrını sürdürecektir.''
''KAYA GİBİ''
Hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir ortamda sorun yaratan parti olmak istemediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Sağduyulu düşünen bütün yurttaşlara sesleniyoruz: Biz sokakta yürüyen yurttaşın da güvencesi olsun istiyoruz. Daha dün bir AKP'li milletvekili 'durun bakalım daha başka milletvekilleri de tutuklanacak' diye gözdağı veriyorsa o gözdağının önünde duracak olan kaya gibi CHP olacaktır.
Mevcut hukuk sistemi içinde, AKP'nin geliştirdiği ve uyguladığı hukuk sistemi içinde yarın sabahleyin iki gizli tanığın ifadesiyle herkes, her milletvekili, her yurttaş gözaltına alınabilir, aylarca içeride kalabilir. Bir de gizlilik kararı alırsınız, avukatı bile dosyada olanı bilemez.
Bu, demokrasi, hukuk ayıbıdır. Onun için seçim meydanlarında söyledik, 'iktidara geldiğimizde özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız' diye.
Artık özel yetkili mahkemeler, birilerinin özel yetkili mahkemeleridir, birileri adına karar veren özel yetkili mahkemelerdir. Demokrasi ayıbıdır, hiçbir çağdaş ülkede böyle bir gariplik yoktur.''
CHP'nin Türkiye'nin itibarının sadece içerde değil, dışarda da zedelenmemesi ve yaşanan sorunların çözümü için her türlü çözüme açık olduğunu deklere ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sorun yaratmak istemediklerini, var olan sorunu çözmek istediklerini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''Sorunu, hukuk, demokrasi içinde çözmek istiyoruz. Hukuku, demokrasiyi göz ardı eden çözümlere karşıyız. Birilerine af getirilsin; karşıyız, birilerine dokunulmazlık getirilsin; karşıyız, birilerine özel uygulama yapılsın; karşıyız.
Biz, sadece evrensel hukukun kurallarının uygulanmasını istiyoruz. Herkes için istiyoruz. Çünkü, sorun sadece CHP'nin değil, sorun Türkiye'nin sorunudur. Bu sorunu aşma konusunda kararlı irademizi sonuna kadar sürdüreceğiz'' diye tamamladı.
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.