Tarih: 12.07.2011 10:03

Yemin krizini biteren 3 saatin özeti

Facebook Twitter Linked-in

CHP açısından sonra erdiren mutabakat, tek kelime için bozuluyordu. Gerekçe ise Erdoğan'ın bir ifadeyi istememesi idi.Serpil Çevikcan'ın yazısı şöyle:Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemeleriyle başlayan yemin krizinin CHP ayağı dün itibariyle sona ermiş oldu.

Mutabakatta, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in hakem rolü üstlenmesinin önemi büyük. Bununla birlikte, CHP’nin “artık yemin etmeliyiz”e dönen politakası ile AK Parti’nin işi müzakere aşamasında yokuşa sürmemesi sonuç getirdi diyebiliriz.

Dün edindiğimiz bilgiler ışığında ilk toplantının yapıldığı cuma gününden dün öğle saatlerine kadar geçen süreçte yaşananları şöyle özetleyebiliriz:

Hafta sonu “kopmasın”

İlk toplantının yapıldığı cuma günü karşılıklı olarak genel ilkelerin konuşulmasının ardından, hafta sonu CHP İstanbul milletvekili Aydın Ayaydın’ın aktif olarak devrede bulunduğu kamuoyuna yansımayan bazı görüşmeler gerçekleşti. Bu yolla, bakan düzeyinde yapılan temaslarda mutabakat arayışının bir “kazaya kurban gitmemesi” için uzlaşma zemini diri tutuldu.

Çiçek sağlama aldı

Düğümü çözen ve dün 3 saati aşkın bir süre devam eden müzakerelerde ise, toplantıyı ilk seferinde olduğu gibi yine Meclis Başkanı Cemil Çiçek açtı. Çiçek, mutabakat yoluna girilmesinden mutluluk duyduğunu belirterek, “Buradan sorunu çözmüş olarak ayrılacaksınız. Bu Meclis’imiz için çok önemli” dedi.

Çiçek’in 15 dakika kadar başkanlık ettiği toplantıda hafta sonu genel başkanlara giden ve üzerinde çalışan alternatifli metinler iki tarafın da önünde yer aldı. Masada; anayasa, Meclis içtüzüğü, TCK ve CMK metinleri de vardı.

“Kuvvetler ayrılığı ısrarı”

CHP tarafı, kamuoyuna açıklanacak metinde, “tüm siyasi partilerin ve tüm milletvekillerinin, TBMM’de olmaları gerektiği” yolundaki vurguyu olmazsa olmaz koşul olarak masaya getirdi. CHP’nin ikinci şartı, açıklanan metnin 5. paragrafı oldu. Bu bölümde, yasal mevzuatın “kuvvetler ayrılığı” ilkesi dikkate alınarak en geniş biçimde yorumlanması gerektiği vurgulandı. CHP heyeti, ilk toplantıda dile getirdiği, “yasama faaliyetlerine katılmamış olan milletvekillerinin yemin ederek Meclis çalışmalarına katılmalarını arzu ediyoruz” ifadesinin de metinde mutlaka yer almasını istedi. Böylece, Haberal, Balbay ve bir ölçüde BDP’li vekiller ismi verilmeden zikredilmiş oldu. Mutakabat metninin son paragrafındaki bu bölüm, ilk toplantıda uzlaşılan ve Ak Parti’nin en az itiraz ettiği bölüm oldu.

Kılıçdaroğlu: “Yemin etmeyiz”

Dünkü görüşmelerin uzamasına ve hatta bir ara kilitlenmesine yol açan bölüm, metnin 2. paragrafıydı. CHP heyeti, “Milletin iradesi, seçilmiş milletvekilleri aracılığı ile TBMM’de hayata geçirilir. Bu çerçevede, tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, bu onurlu göreve yerine getirmeleri için TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz” ifadesinin metinde mutlaka yer almasını istedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu bölümdeki “milletvekilleri” vurgusunun en önemli şartı olduğunu, müzakare heyetine söyledi. Bunun kabul edilmemesi halinde yemin etmeyeceklerinde ısrarlı oldu.

Erdoğan’ın talimatı

AK Parti tarafı ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “tutuklu milletvekillerini açıkça ima eden bir ifadenin” metne kesinlikle konulmamasını istedi. Bu nedenle AK Parti heyeti, bu bölümde daha muğlak ifadelerle alternatifli bir bölümü karşı tarafa sundu.

Bu noktada oluşan taslak, müzakare heyetleri aracılığıyla Genel Başkanlara iletilmek üzere hazırlandı. CHP heyeti bunu hemen yaparken, karşı taraf, İstanbul’dan dönmekte olan Erdoğan’ın uçakta bulunması nedeniyle beklemek zorunda kaldı. Bu sırada CHP tarafı, Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki makamında AK Parti’yi bekledi.

İktidar heyetinin uçaktan inen Başbakan’ın “gelin” talimatıyla Başbakanlığa gidip gelmesinin ardından ikinci toplantı başladı.

Krizi çözen telefon

Erdoğan’ın onay vermesiyle, “anayasa dahil tüm mevzuatın”, “kuvvetler ayrılığını” ve “özgürlükleri genişletici” ifadelerinin yer aldığı 5. paragrafta anlaşma sağlandı.

Ancak AK Partililer, Erdoğan’ın talimatıyla 2. paragraftaki “tüm milletvekillerin” ifadesinin yer almamasında ısrar etti. CHP’nin direnmesi üzerine görüşme tıkanma noktasına geldi.

Bunun üzerine, AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli, odadan çıkarak Erdoğan’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmede metnin 2. ve 5. paragrafları Erdoğan’a yeniden sunuldu. Bu görüşmede, düğümü çözen görüşme oldu. Erdoğan’ın ikinci paragrafa onay vermesiyle mutabakat sağlandı. Mutabakatın aşılmasında, CHP’nin “tutuklu vekiller” ifadesinde ısrar etmemesi de önemli rol oynadı. Buna karşın CHP, “tüm mevzuat” vurgusuyla uluslararası sözleşmelere atıf yapılmasını da sağladı.

Olgun bir atmosferde geçen görüşmelerde, “diz çöktürme”, “tükürdüğünü yalama” gibi karşılıklı makas açan ifadelerin yanlışlığı vurgulandı.

AK Parti’den Canikli, İpek ve Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın, CHP’den ise, Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, Ayaydın ve Kırklareli milletvekili Turgut Dibek’ten oluşan heyet siyasi tarihe yazılacak bir çalışmaya imza attılar. Görüşmelerin havasını, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek’in, “Anayasa değişikliklerini de böyle bir ekip çalışmasıyla yapsak ne iyi olur” sözleri özetliyordu.MİLLİYET

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —