Tarih: 01.01.0001 00:00 612

La havle ve la kuvvete illa billah!

Büyüklük göstermesi gereken büyüklüğünü göstermiş, Tüküren tükürdüğünü yalamış, diz çökmüştür! Muz cumhuriyeti ile devlet arasındaki fark böyle bir şey!

La havle ve la kuvvete illa billah!

“Tüküren” diz çöktü!

Ne oldu da “milli irade”ye olan saygınız gerekçesiyle gelip yemin ettiniz?

12 Haziran seçimleri sonrasında yüzde 50 oy almış bir iktidar partisine zaferinin tadını çıkarttırmamanın yolu nedir?

Sevinci kursakta bırakmak için hangi yöntem denenmelidir?

Ya da gündem nasıl kilitlenir?

Açıkçası yukarıdaki soruları kendime sorduğumda aklıma hiç “yemin etmezler” böylece galibe “sevincini kursağında bıraktırırlar” diye hiç düşünmemiştim.

Ancak oldu!

Ve Ak Parti’nin seçim zaferi burnundan getirildi.

İyi de şimdi ne oldu da CHP’li milletvekilleri Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte yemin etti?

Mutabakata imza attık sorun bitti demek bu kadar kolay mı?

Veya mutabakatın içine baktığınızda “Tükürdüklerini yalayacak” ne gibi bir “diz çökertme” var?

Size rutin gelişmeleri tekrar hatırlatacak değilim!

Niyetim “Krizin ilk günü söylenenler ile bugün ‘mutabakata vardık’ dediklerinden sonra söylenenler arasında bir fark var mı?” sorusuna cevap aramaktır.

İlk gün de “çözüm yeri Meclis’tir” deniyordu, bugün de..!

İlk gün de “millet iradesine saygı istiyoruz” deniyordu, bugün de!

İlk gün de niyetimiz “parlamentoyu protesto etmek değildir” deniyordu, bugün de..!

Yemin etmeyiz dedikleri gün de “milli irade” diyorlardı, bugün de..!

O gün de tutukluluk  süreleri tartışma konusuydu, bugün  de..!

O gün de “halkın oyuna sahip çıkıyoruz” deniyordu, bugün de..!

O halde, ne oldu da 61’nci Hükümet’in Programı üzerindeki görüşmeler öncesi CHP’liler gelip yemin etti?

***

“Diz çöktüreceğiz” diyordu İnce, “Tükürdüklerini yalayacaklar” diyordu Erdoğan..!

“Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ın tahliyesinin yolunun açılacağına dair bir işaret olmadan yemin etmeyiz. Gerekirse 4 yıl yemin etmeyiz” diyordu Kılıçdaroğlu. “Hakimlere talimat verin demiyoruz. Ancak Adalet Bakanı’nı göreve çağırıyoruz”diye devam ediyordu, o gün. Bugün farklı ne diyor?

Mutabakat metnine baktığınızda somut ne var da gelip yemin ettiniz?

Şimdi ortada bir mutabakat metni var. Gerçi BDP’li Selahattin Demirtaş, “bizden sakladılar” diyor ya ona  değinecek değilim…

Mutabakat metnine göre, bana göre ne CHP geri adım atmış görünüyor, ne Ak Parti…

Ne var ki fiili durum ortada. CHP’li vekiller Meclis’te yemin etti.

Şimdi soru şu:

Tahliye yolu nasıl açılıyor? Ve ya mutabakatın mutabakatı nedir?

Cemil Çiçek’in Meclis Başkanı olmasının dışındaki misyonunu bilen biliyor ki, el koyması gereken meseleye el koymuştur!

Büyüklük göstermesi gereken büyüklüğünü göstermiştir.

Şımarık oğlunun sırtını sıvazlayan baba gibi  “tadında bırakın” diyerek ağırlığını koymuştur!

 Tüküren tükürdüğünü yalamıştır!

“Tüküren” diz çökmüştür!

Muz cumhuriyeti ile devlet arasındaki fark böyle bir şey!

HASBİNALLAH!

Hasbinallah!

Deniz feneri e.v soruşturmasında arkadaşlarımız tutuklandı..!

Gerekçe, Milliyet gazetesinin manşetinden öğrendiğime göre “Arama yapmaya gelmeden önce size haber veren mi oldu?” şüphesi!

Tuhaf!

Elbette adalete olan saygımızı koruyoruz…

Elbette adaletin tecelli edeceğini;

İlahi adaletinse mutlak olduğunu biliyoruz..!

Lakin kafamı karıştıran meseleler de yok değil!

2 yıl önce arama yapıldığı halde, 2 yıl sonra bugün suçüstü yapılıyor mesela!

Medyada onca asılsız iddia uçuşurken “Arama yapılacağını size bildiren bir köstebek mi var?” diye soruluyor mesela!

Soruşturmanın gizliliği nedeniyle ben bir şey bilmiyorum.

Fakat Milliyet’in manşetini okuyunca;

“Bu muymuş!” demekten de kendimi alamıyorum

La havle ve la kuvvete illa billah!

Hasan Öztürk - Haber 7hasan.ozturk@ulketv.com.tr

Kaynak : haber7.com


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.