Tarih: 12.07.2011 08:10

Ersan Şen: Bu yüzden kaybediyoruz

Facebook Twitter Linked-in

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili Türkiye'de başlatılan soruşturma kapsamında 3 Kanal 7 yöneticisi ve RTÜK Üyesi Zahid Akman tutuklandı.

İşte Ersan Şen'in itiraz gerekçeleri:

 ‘Almanya’da bir Deniz Feneri e.V derneği var. Bu dernek üzerinden dolandırıcılık yapıldığı’ iddiası var. Bu Türkiye’den kaynaklanmıyor. Almanya’daki da bu yargılamanın safahatını aşağı yukarı biz biliyoruz. Biz dedik ki : ‘ Aynı konuda iki yerde, iki aynı yargılama olmaz. Bu bir suçtan iki defa yargılama, cezalandırma olmaz.' dedik. Müvekkillerim bu arada hayatlarına devam ediyor. Yurt dışına gidip geliyorlar. Herhangi bir kaçma şüpheleri yok, delil karartma şüpheleri yok bir takım hadiseler olduğu iddia edilse bile 2011 yılının temmuz ayına gelmişiz artık bu aşamada 3 yıllık soruşturmanın sonucuna gelmişiz artık bu aşamanın sonucuna bir dava açılması gerekiyor. Çünkü geciken adalet, adalet değildir. Süratli işlemesi lazım. Toplum bakımından, failler bakımından, ortada bir mağdur olduğunu iddia eden kimse yok bizim bir gördüğümüz yani dolandırıldım diyip ortaya çıkan kimse yok.' dedi.

Şen, 'Fakat devam eden bu süreçte birden bire şartlar oluşmadan yakalama ve gözaltı tedbirlerine başvuruldu. Yani o ceza muhakemesi kanunu gösterilen şartlar oluşmadan. Oysa biz sürekli başvuruyoruz bizi davet edin, çağırın, ifade vermek istiyoruz, savunma yapmak isitiyoruz. Çünkü bizim hakkımızda açılan bir soruşturmada öncelikle bizimde beyanlarımızın alınması gerekir. Bizim de diyeceklerimiz var. Çünkü biz susma hakkımızı kullanmayacağımızı, her sorulan soruya cevap vereceğimizi beyan etmişiz. Ve mutlaka yargılamada tutuklama yapılacak diye de bir kaide yok. Çünkü esas olan tutuksuz yargılanma hakkıdır.

Esas olan insanların hayattan koparılmamasıdır. Ancak bu yapılan yakalanma ve gözaltından sonra 4 gün süren gözaltıyla birlikte birden bire müvekkillerimiz bir takım bize göre sübjektif gerekçelere dosya şu anda kısıtlı olduğundan bilgi veremiyoruz. Biranda hakime sevk edildiler tutuklanma talebiyle. Ha biz bu arada savunmalarımızı ortaya koyduk. Bilinenler, bize sorulanlar çerçevesinde ve bu savunmalarımıza sürekli bir yargılamanın yapılacaksa tutuksuz yapılması gerektiğini, tutuklanmayı gerektirecek o tedbire başvurulmasını gerektirecek (çünkü çok ağır bir tedbir, hapis cezası gibi siz hayattan koparıyor.

Belli bir süre içerde kalma riskiyle karşı karşıyasınız) bu yargılamanın pekala tutuksuz yapılabileceğini 3 yıldır devam ettiğini, bu hadisenin 5 yıllık Almanya’daki meseleye dayandığını, söylemek suretiyle tutuklama şartlarının oluşmadığını defalarca bütün avukatlarla birlikte dile getirmek suretiyle ortaya koymaya gayret ettik ve ortaya koyduğumuza inanıyoruz. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarından söz ettik.

Tutuksuz yargılanmak demek beraat etmek demek değil dedik. Ancak toplumda yanlış bir algı var. Türkiye’nin bu konudaki karnesi belli İnsan Hakları Avrupa Mahkeme nezdinde. Bir çok mahkumiyetle karşı karşıyayız. Para cezasıyla cezalandırılıyoruz. Tutuklama şartlarının oluşması (somut olarak) somut olayda hukuki ve fiili sebepler gösterilmedikçe ölçülük ilkesine de uyulmadıkça bu şekilde ağır tedbire başvurulmaz. Bu bir tedbir ceza değil anlattık.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nden de sürekli bu sebeple mahkum oluyoruz biz. Fakat buna rağmen Türkiye’de bir teamül var.  Biz bunu hep söylüyoruz. Yani sadece bu olay için değil. Maalesef çok kolay uygulanabiliyor, gerekçelerini net olarak somut olarak ortaya konulmadığını görüyoruz. Ha itiraz hakkımızı kullanıcaz. Hukuk devletine ve Türk adaletine güveniyoruz. Çünkü başka güvenecek yerimiz yok. Adaletin bir an önce yerini bulacağına inanıyoruz.' dedi.

 

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —