Yine hatırlayalım: İsrail, Akdeniz'de Mavi Marmara gemisine saldırdığı gece İskenderun'da deniz üssü vuruldu, yedi asker şehit oldu. Saldıran PKK'ydı! Hepimiz inandık!
Bazı terör saldırıları, dar anlamda terör kategorisinde değil bir tür uluslararası konsorsiyum ürünüdür.. İstihbarat teşkilatları, terör örgütleri, sermaye çevreleri, kayıt dışı birçok yapı bu tür saldırılarda iç içedir ya da bir nevi görev paylaşımı içindedir. İhaleyi alanlar, taşeronlar, baz ülkelerin stratejik hedefleri doğrultusunda eylemlere girişirler. Herkes ihaleden kendi payını alır, tabii aslan payı oyun kurucunundur.
Türkiye'de PKK saldırıları başlığı altında geçiştirilen büyük organizasyonlu saldırılarda, İsrail istihbaratının dünya genelinde yürüttüğü operasyonlarda, Macaristan'da havadan istihbaratla yapılan suikastte, Dubai'de Hamas mensubuna yönelik Mossad suikastinde olduğu gibi, sınırötesi organizasyonlar dikkat çeker. Tek bir ülke değil, birçok ülke bir ya da birkaç örgüt üzerinden, çok yüksek çıkarlar uğruna benzer operasyonlar yürütür.
Hindistan'ın finans ve ticaret merkezi Mumbai'deki (Bombay) son saldırı da böyle bir organizasyona benziyor. Ardarda meydana gelen patlamalarda şu ana kadar 21 kişi öldü, yüzden fazla yaralı var. Mubai'deki saldırıyı duyunca geçmişe dönük bir çok şey canlandı zihnimde. Bu saldırıyı da onlarla birlikte değerlendirmekte, bazı güçlerin o bölgeye yönelik stratejik hedeflerini bu çerçevede sorgulamakta fayda var. İskenderun, Mumbai ve Karaçi arasında nasıl bir bağlantı var?
Sırayla hatırlayalım:
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
(İbrahim Karagül - Yeni Şafak)
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.