Geziye; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, Avcılar Kaymakamı Savaş Tuncer, Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Kocaeli Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Hasret Çomak, KKTC Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Ülker Vancı Osam, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Geziye katılanlar, İstanbul'un yeni tarihi yarımadası olmaya aday olan Bathonea kazıları hakkında, kazının başkanlığını yürüten Kocaeli Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün tarafından bilgilendirildi. Bathonea’da 2500 yıllık Bizans, Roma, Osmanlı imparatorlukları ile ilgili pek çok kalıntı çıkacağının umulduğunu belirten yetkililer, burada yapılacak arkeolojik çalışmanın belki de 20 yıldan fazla süreceğini ve hem İstanbul tarihi hem de dünya tarihi açısından birçok bulguya ulaşılabileceğini belirtti.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da gezi ile ilgili bir açıklama yaptı. Mutlu: “Hep ifade ediyoruz; İstanbul bir kültür şehridir diye. Burası, İstanbul’un tarih ve kültür şehri olduğunun kanıtıdır. Çalışmalar İstanbul’un arkeolojik tarihine de çok önemli bir katkıdır. Çalışmaları derinleştirerek, bu alanı İstanbul için tarih ve gezi alanı yapacağız. Tarihe ve geçmişe borcumuz var. Eserlerimiz, bugüne kadar korunduğu gibi bundan sonra da iyi korunmalıdır.” dedi. Avrupa’nın ilk yerleşim yeri: YarımburgazVali Mutlu ve beraberindeki ekip Bathonea’dan sonra Küçükçekmece Gölü’nün yakınlarında ve Başakşehir ilçesine bağlı Altınşehir mahallesinin yakınlarında bulunan Yarımburgaz mağaralarına geçti. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve diğer yetkililerden mağaralar hakkında bilgi alan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu; “Dünyanın ilk 10 arkeolojik kalıntı alanı arasında gösterilen Bathenoea'da gezi yaptık. Burası ise oluşumu itibariyle, mağara turizmi açısından önemli bir yer, ancak bugüne kadar değerlendirme imkânımız olmadı.
Burası 750 metre uzunluğunda bir mağara. Burayı bir ören yeri haline getirerek Türk turizmine sunmamız gerekir. Bu konuda Kültür Bakanlığı çalışmalarını sürdürmektedir. Biz de yerelde neler yapabiliriz bunları düşünmekteyiz. İl Özel İdaresi ve İlçe Büyükşehir Belediyesi olarak bugün gezdik, bilgilendik. Bundan sonra neler yapabiliriz, bunları değerlendireceğiz.” dedi. Bathonea günyüzüne çıkarılacakBathonea'daki kazıyı, Kocaeli Üniversitesi adına Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün’ün başkanlığında, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Emre Güldoğan’ın başkan yardımcılığında, KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Hakan Öniz, Lahey, Viyana Bilimler Akademisi, Madrid Autonoma Üniversiteleri ile Türk Üniversitelerinden pek çok bilim dalından uzmanlar yürütüyor. 2009 yılından itibaren değişik üniversitelerden bir kısmı kazı alanında, bir kısmı kazı evlerinde, bir kısmı ise üniversitelerin laboratuarlarındaolmak üzere 71 bilim adamı hizmet veriyor. Bunun yanında 25 öğrenci, 40 işçi de kazı alanında çalışıyor. Şimdiye kadar 2000 m2 alan kazıldı ve 7 kazı açması yapıldı. Antik yol ve meydan temizliği gerçekleştirildi. Buradaki kazılar, uluslararası arkeoloji dünyasında da dikkatle izleniyor. Amerikan Arkeoloji Enstitüsü resmi yayını “Archaeology” dergisi, 2009 yılının en önemli arkeolojik keşifleri listesinde Bathonea’yı ilk on içinde gösterdi. Dergide, 2009 yılında Türkiye’den sadece Bathonoea kazısı yer bulabildi. Bunun yanında İngiliz “Heritage Key” adlı Kültürel Miras Kurumu ve Independent de, buradaki kazıları 2009 yılının dünyanın dördüncü büyük keşfi olarak gösterdi. Yarımburgaz Mağaralarının önemiGeçmişi Paleotik çağa uzanan Yarımburgaz Mağaraları Avrupa’nın en eski yerleşim alanlarından biri. İstanbul'un 22 kilometre kuzeybatısında Küçükçekmece Gölü'nün 1.5 kilometre kuzeyinde, Altınşehir mahallesi civarında ve Kayabaşı-Şamlar Köyü yolu üzerinde yer alıyor. Denizden yüksekliği ortalama 15 metre olan mağaralar, 1838'den günümüze dek birçok jeolog ve antropolog tarafından incelendi.Yakındoğu ve Avrupa'nın da en eski buluntu yerlerinden biri durumunda olan Yarımburgaz Mağaraları, Türkiye'de insanla ilgili en eski buluntuları tabakalaşmış olarak vermesi bakımından büyük bir öneme sahip.
Bugünkü veriler, Yarımburgaz Mağaralarının Ota Pleistones diye adlandırılan ve günümüz öncesi 730 bin ile 130 bin yılları arasını kapsayan dönemin ikinci yarısında, insanlarının burayı belirli bir süre barınak olarak kullandıklarını gösteriyor. Mağaranın değişik kesimlerinde yapılan kazılardan elde edilen bulgularda, alt paleotik çağdan Bizans dönemine kadar çeşitli zamanlarda yerleşmeler olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar, mağara duvarlarında bulunan gemi resimlerinin, çok eskiden burada yaşayan insanların denizcilikle uğraştığını gösterdiğini söylüyor. Bulgulara göre eskiden fırtınalı havalarda Küçükçekmece Gölü'ne giren tekneler, mağaranın yanına yanaşarak yüklerini buraya boşaltıyordu. Daha sonraları gölü denize bağlayan boğazın daralması ve mağaraya doğru sokulan dere ağzının dolmasıyla bu su yolunun önemini yitirdiği sanılıyor. En eski insan yerleşimi olan mağara, göle kuzeyden inen bir vadi yamacında iki büyük galeri olarak başlıyor.
Bu iki galerinin altta olanı vadi tabanından 15 metre yükseklikte. İki galeri birbiriyle, geniş ve eğimli bir koridorda buluşuyor. Alttaki galeriden kuzeydoğuya doğru uzanan mağara ileride iki kola ayrılıyor. Sağdaki kol daha uzun ve genişçe bir dehlizden sonra takip edilemeyecek şekilde daralıyor. Uzunluğu yaklaşık 1 kilometre olan mağaranın içinde, tavan yükseklikleri 15 metreyi bulan odalar bulunuyor. Salonlarının birinin duvarında kırmızı kille yapılmış dümenli kayık resimleri yer alıyor. Başakşehir ilçe sınırları içindeki birinci derece arkeolojik SİT alanında bulunan ve Avrupa’nın en eski yerleşim alanlarından olan Yarımburgaz Mağaraları'nın çevre şartlarının iyileştirilmesi ve bölgeye ilişkin dikkatin arttırılarak geziye açılacak duruma getirilmesi, ülke turizmi açısından da büyük önem taşıyor.