Tarih: 01.01.0001 00:00 946

Bütçe 1 yılda 8,5 milyar fazla verdi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 Haziran ayında 5,4 milyar lira açık veren bütçenin 2011 Haziran ayında 3,1 milyar lira fazla verdiğini açıkladı.

Bütçe 1 yılda 8,5 milyar fazla verdi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, güçlü büyümenin vergi gelirlerini olumlu etkilediğini, borç yapılandırmanın bütçeye katkısının olumlu olduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde de mali disiplin içinde kalacaklarını bildirdi.

Şimşek, küresel belirsizlikler, riskler yüzünden ihtiyatlı kalmaya devam edeceklerini, borç krizinin iyi yönetilmemesi durumunda özellikle gelişmiş ülkelerde uzun dönemli düşük büyüme riski gördüğünü, gelişen ülkelerde de aşırı ısınma ve enflasyon kaygıları olduğunu kaydetti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son dönemde çıkan verilerin bir nebze de olsa Türkiye ekonomisinde de bir yavaşlamayı işaret ettiğini, cari açığın yönetilmesi konusunda başarılı bir şekilde bu işi götürdüklerini ama tabii bunu yapısal bir sorun olarak da gördüklerini kaydetti.

Şimşek, Türkiye'de yaşanan güçlü büyümenin en büyük etkisinin işsizlikte görüldüğünü, işsizlik oranının yüzde 10'un altına düşerek kriz öncesi dönemine gerilediğini bildirerek, işsizlikteki gerilemenin gelecek aylarda da süreceğini düşündüklerini söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 Haziran ayında 5,4 milyar lira açık veren bütçenin, 2011 Haziran ayında 3,1 milyar lira fazla verdiğini, böylece bütçede yaklaşık 8,5 milyar liralık iyileşme söz konusu olduğunu açıkladı.

Şimşek, bu yıl Haziran ayında bütçe gelirlerinin yüzde 44,7 artışla 26,7 milyar lira, giderlerinin ise yüzde 1,2 azalmayla 23,6 milyar lira olduğunu bildirdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011'in ilk 6 ayında faiz dışı fazlanın yüzde 108,5 oranında artarak, 25,3 milyar liraya çıktığını bildirerek, ''faiz dışı fazlamız neredeyse milli gelirin yüzde 2,5'u düzeyine ulaşmıştır'' dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, makro ekonomik gelişmeler ve bu yılın haziran ve ocak-haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

Şimşek, 2010 yılı haziran ayında 5,4 milyar liralık açık veren bütçenin, bu yılın aynı ayında ise 3,1 milyar lira fazla verdiğini ifade ederek, geçen senenin haziran ayına göre yaklaşık 8,5 milyar liralık bir iyileşmenin söz konusu olduğunu kaydetti.

Geçen senenin haziran ayında faiz dışı açık 2,1 milyar lirayken, 2011'in haziran ayında ise faiz dışı fazlanın 4,7 milyar lira olduğunu bildiren Şimşek, ''Yani geçen sene faiz dışı açık verirken, bu sene neredeyse 5 milyar liraya yakın bir faiz dışı fazla vermişiz'' dedi.

Şimşek, 2011 yılı haziran ayında bütçe gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,7 oranında artarak 26,7 milyar lira, bütçe giderlerinin ise sadece yüzde 1,2 oranında azalarak 23,6 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade ederek, genel bütçeye bakıldığında vergi gelirlerinde neredeyse yüzde 45'lik bir artışın, ancak bütçe giderlerinde ise bir azalışın söz konusu olduğunu söyledi ve ''yüzde 1,2 de olsa bir azalış söz konusu'' diye konuştu. Bu azalışın esas itibariyle faiz giderlerindeki azalıştan kaynaklandığına dikkati çeken Şimşek, ''Çünkü bu ülkede biz iyi bir bütçe performansı ortaya koyduğumuz için faizler düşmüştür. Bu düşük faizler bizim faiz giderlerimize olumlu yansımaktadır'' dedi.

2011 yılı haziran ayında vergi gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 43,3 oranında arttığı ve 22,7 milyar lira olarak gerçekleştiğine, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin aşağı yukarı enflasyon kadar yüzde 7,2 oranında artarak 22 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, ''Biz faiz dışı giderleri mümkün olduğunca kontrol altında tutmaya çalışırken ne yapıyoruz? Aslında vergi gelirlerindeki artışı, genel olarak gelirlerdeki artışı bir anlamda tasarruf ediyoruz'' diye konuştu.

''6 AYLIK BÜTÇE PERFORMANSINA BAKTIĞIMIZDA TARİHİ BAŞARI OLDUĞUNU GÖRÜRÜZ''

Maliye Bakanı, 2010 yılı ocak-haziran döneminde 15,4 milyar lira açık veren bütçenin, bu yılın ilk 6 ayında 2,9 milyar lira fazla verdiğini ifade ederek, buna göre performansta 18 milyar liradan fazla bir iyileşmenin söz konusu olduğunu bildirdi.

Şimşek, şunları kaydetti:

''İlk 6 aylık bütçe performansına baktığımız zaman aslında bunun bir tarihi başarı olduğu görürüz. 1970 yılından bu yana, yani son 41 yılda ocak-haziran döneminde nominal olarak en yüksek bütçe fazlası rakamına ulaşmış durumdayız. 1975 yılından beri ilk defa bütçe nisan, mayıs, haziran aylarında art arda fazla vermiştir.

Yani ilk defa bu 3 ayda 1975'ten beri bir fazla söz konusudur. Yine merkezi yönetim bütçesi 2011 yılının ilk 6 aylık döneminde mart ayı hariç diğer 5 ayda fazla vermiştir ve 1983 yılından beri ilk defa 6 aylık dönemin 5 ayında bütçe fazlası verilmiştir.''

Bakan Şimşek, 2010 yılı Ocak-Haziran döneminde yaklaşık 12,1 milyar liralık faiz dışı fazla verilmişken, bu yılın ilk 6 ayında yüzde bunun 108,5 oranında artarak, 25,3 milyar liraya çıktığına dikkati çekti.

Şimşek, ''Yani faiz dışı fazlamız hakikaten neredeyse milli gelirin yüzde 2,5'u düzeyine ulaşmıştır. Başka bir deyişle ilk 6 aylık dönemde faiz dışı fazla 2010 yılının ilk 6 aylık dönemindeki faiz dışı fazlanın 2,1 katına çıkmıştır'' dedi.

2011 yılının ocak-haziran döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,7 oranında artarak yaklaşık 146,1 milyar lira, bütçe giderlerinin ise sadece yüzde 4,9 oranında artarak 143,2 milyar lira olduğunu söyleyen Şimşek, yine bu yılın ilk 6 aylık dönemindeki vergi gelirlerinin ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,4 oranında artarak 122,7 milyar liraya yükseldiğini, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin sadece yüzde 10,9 oranında artarak 120,8 milyar lira olduğunu kaydetti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 yılının ilk 6 ayında vergi gelirlerinin faiz hariç giderleri karşıma oranının yüzde 90,5 olduğunu hatırlatarak, bu yılın söz konusu döneminde bu rakamın yüzde 101,6'ya çıktığını bildirdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, makro ekonomik gelişmeler ve bu yılın haziran ve ocak-haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

Vergi gelirlerinin ilk 6 ayda bütçenin genel gelirlerinden daha az arttığına dikkat çeken Şimşek, özelleştirmede bazı sıkıntılar yaşandığını bu sıkıntılar olmasa bütçenin çok daha farklı bir noktada olabileceğini kaydetti.

Hükümet olarak özelleştirmeyi bir gelir ihtiyacına binaen yapmadıklarını, son iki yıllık dönem ile bu dönemde hep yapısal reform yaklaşımıyla yaptıklarını belirten Şimşek, ''Yoksa elimizde ikincil, halka arzı mümkün olan, çok kolay gelir getirebilecek, bu bütçe rakamlarını çok daha farklı bir noktaya getirebilecek epey ensturman da var'' dedi.

2010 yılının ilk 6 aylık dönemine bakıldığında vergi gelirlerinin faiz hariç giderleri karşılama oranının yüzde 90,5 olduğunu ifade eden Şimşek, ''Bu iyi bir rakam'' dedi. Bu yılın ilk 6 ayında bu rakamın 101,6'ya çıktığına işaret eden Şimşek, bunun çok önemli bir eşik olduğunu bildirdi.

Vergi gelirlerindeki artışta 6111 sayılı kanuna göre gerçekleştirdikleri başarılı yapılandırmadan elde edilen gelirlerin etkisinin büyük olduğunu anlatan Şimşek, ''Bir noktanın altını çizmek istiyorum. Benim kamuoyundan özellikle şu hususun anlaşılmasını istiyorum.

Yapılandırmadan gelen bütün gelirler sadece yapılandırmadan dolayı değil. Yapılandırma olmasaydı da biz kısmen bu alacak stoğumuzun bir kısmını haciz yoluyla, takip yoluyla zaten tahsil ediyorduk. Bazı yıllar 6 milyar lira tahsil etmişiz. Bazı yıllar daha çok, bazı yıllar daha az. Onun için bu rakamları değerlendirirken o hususun da dikkat alınmasında ben yarar görüyorum'' diye konuştu.

YENİDEN YAPILANDIRMADA 8 MİLYAR LİRALIK TAHSİLAT YAPILDI

Yeniden yapılandırma nedeniyle ocak-haziran döneminde 8 milyar liralık tahsilat gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Şimşek, yıl sonuna kadar bunun daha da artmasını beklediklerini bildirdi.

Bu gelirlerin tamamını bütçeye ek bir gelir gibi düşünmenin doğru bir yaklaşım olmayacağına özellikle vurgu yapan Şimşek, ''Bütçeye gelecek net ek geliri hesaplamak için yeniden yapılandırma olmasaydı, daha gerçekleştirilebilecek tahsilatın yapılandırma gelirlerinden düşülmesi gerekiyor.

Bu durumda yapılandırma gelirlerine net etkisi daha düşük bir tutara tabii ki tekabül edecektir. Biz daha sonraki dönemde bunun çalışmalarını yapıp sizlerle paylaşmayı düşünüyoruz'' dedi.

Yapılandırmadan kaynaklanan ek gelirleri, hiç bir şekilde cari harcamalarda kullanmayı düşünmediklerine de dikkat çeken Şimşek, şunları kaydetti:

''Kurumlar bu bütçe performansına bakıp (Nasılsa bütçe durumumuz iyi. Biz talep edersek bize ek ödenek verilir) demesinler. Biz yine eskiden olduğu gibi yaklaşımımızı Türkiye'nin uzun vadeli önceliklerine göre kurgulayacağız. Merkezi bütçe rakamlarını sizlerle paylaştım.

Hatırlarsanız 2006-2009 döneminde mahalli idareler hakikaten sürekli artan oranda bütçe açığı vermekteydi. Yani o dönemde mahalli idarelerin bütçelerinde, performanslarında önemli ölçüde zayıflama söz konusuydu.

Gerçekten rakam olarak söylüyorum 2009 yılında mahalli idareler 5,8 milyar liralık bütçe açığı vermişlerdi. Çok ciddi bir açık bu. Bütçe geçen sene tersine döndü ve 1,4 milyar liralık bütçe fazlasına dönüştü.

Mahalli idarelerin bütçesindeki bu olumlu trend bu senenin ilk çeyreğinde de devam etti. Bu önemli bir hususu. Dolayısıyla genel kamu açısından da aslında bu rakamlar önemli.

Yani sadece merkezi bütçe de bir iyileşme söz konusu değil. Genel kamuda da önemli bir iyileşme söz konusudur. Mesela geçen senenin ocak-mart döneminde mahalli idareler 1,1 milyar lira bütçe fazlası vermiş iken bu senenin ilk çeyreğinde mahalli idareler bu bütçe fazlalarını yüzde 100 arttırarak 2,8 milyar liraya çıkarmışlardır.

Bu hakikaten önemli. Bu neyi yansıtıyor. bu aslında Türkiye ekonomisinin sağlıklı olduğunu yansıtıyor. Türkiye ekonomisi güçlü olduğu için, büyüdüğü için ekonomik faaliyetler güçlü olduğu için bu bütün bütçelere yansıyor. Bu hakikaten bizi dünya ile ayrıştıran çok önemli bir trenddir. Yani kamu finansman dengelerindeki bu iyileşme çok önemlidir.''

2011 yılı için bazı bütçe hedefleri ortaya koyduklarını anımsatan Şimşek, bu hedefleri çok kolay bir şekilde gerçekleştirmeyi ümit ettiklerini söyledi. Bu hedeflere rahatlıkla ulaşacaklarını da belirten Şimşek, bu hedeflerden daha iyi bir performans ortaya koyacaklarını bildirdi.

2010 yılında gerçekleştirdikleri yüksek büyümeyle krizden hızlı bir şekilde çıktıklarını, bunda da 2009 ile 2010 yılında uyguladıkları proaktif maliye politikasının öneminin büyük olduğunu kaydeden Şimşek, yani 2010 yılında zamanında müdahale bulunarak teşvik verdiklerini ve vergi indirimlerine gittiklerini kaydetti.

Bunun yansımalarını gördüklerini belirten Şimşek, ''2010 yılı bütçesini ben hatırlarsanız sizlere sunarken büyümeye istikrar kazandıracağımız, istihdamı arttıracağımız ve mali dengeleri iyileştireceğimiz bir bütçe olarak hazırladığımızı söylemiştim. İlk 6 aylık gerçekleşmeler aslında bütçemizin hakikaten bu belirlenen hedefler doğrultusunda gittiğinin, bu belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesinde çok önemli katkısının olduğunu da göstermektedir'' diye konuştu.

''CARİ AÇIĞIN KÖTÜLEŞMESİNİN ÖNÜNE GEÇİYORUZ''

Bu bütçe performansıyla bir taraftan mali sürdürülebilirliği güçlendirirken, diğer taraftan da kamu tasarruflarını arttırarak cari açığın daha da kötüleşmesinin önüne geçtiklerini dile getiren Bakan Şimşek, bu dönemde geçmişte olduğu gibi bir seçim ekonomisi uygulansa ve seçim öncesinde ortaya bir disiplin konulmasa bunun cari açığa yansımasının olumsuz olacağını vurguladı. Cari açığın tasarruf açığı demek olduğunu belirten Şimşek, tasarruflarında kamunun ve özel sektörün tasarruflarından oluştuğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kamunun tasarrufları kamunun dengesiyle ilişkilidir. Özel sektörün tasarruflarıysa özel sektörün yatırımı ve tüketimi. Tabii ki bu önemlidir. 2011 yılı bütçesiyle ekonomik kalkınmaya bir öncelik olarak kabul ederek ülkemizin dört bir tarafına ihtiyaç duyduğu yatırımı götürmeye, reel kesimi desteklemeye, beşeri sermayeyi güçlendirmeye, bireysel ve toplumsal refahı gözetmeye, ekonomik ve mali istikrarı sağlamaya devam ediyoruz. Yani 2011 yılı bütçesiyle bütün bu hedeflere katkı veriyoruz.

 Tabii ki biz 2011 yılının bütçesini hazırlarken bir seçim bütçesi olarak hazırlamadık. Uygulamalarımız da bunu çok açık şekilde gösteriyor. Yakında orta vadeli programımızı güncelleştireceğiz.

Bu arada şunu da söylemek istiyorum bugün itibariyle her ne kadar orta vadeli programımız henüz açıklanmadıysa da biz bütçe süreçlerini başlatıyoruz. Yani ilgili idarelerimize bir yazı yazıp bütçeye ilişkin çalışmalarını hızlandırmalarını, tamamlamalarını kendilerinden isteyeceğiz. Şu an, birkaç yıldır böyle oluyor.

Öyle görünüyor ki şu veya bu sepele yani 2009 yılında küresel kiriz nedeniyle, geçen sene mayıs ayı ortasının çok erken olması hasebiyle, bu sene de seçim nedeniyle orta vadeli program zamanında açıklanamadı. Ama bu bütçenin hazırlanmasına en azından yansıması itibariyle herhangi bir olumsuzluk bugüne kadar içermedik. Son iki üç yılın performansına bakın görürsünüz.

ORTA VADELİ PROGRAMIN TARİHİ 

Biz üzüm yemek peşindeyiz tabii ki. Eğer 15 Mayıs dönemi erkense muhtemelen oturup yasal düzenleme yaparak ne bileyim şu anki aylara taşımak gerekebilecek. Bunu sadece bu konuda tartışma yaşanmasın diye ben bugünden açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. Tabii ki orta vadeli programımız hakikaten Türkiye'nin mevcut yapısal sorunlarını Türkiye'nin orta uzun vadeli öncelikleri dikkate alınarak hazırlanacak.''

Şimşek, kendilerinin de orta vadeli plana paralel mali çerçeveyi ortaya koyacaklarını belirterek, 2012 yılı bütçesini de o çerçevede hazırlayacaklarını kaydetti.

Son söz olarak ''İhtiyatı elden bırakmayacağız'' diyen Şimşek, Türkiye'nin temel önceliklerine de kaynak ayırmaya devam edeceklerini bildirdi. Şimşek, önemli olanın kaynakların doğru kullanılması olduğunu bildirdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''(İşsizlik rakamları) kriz öncesi döneme döndük, tek haneli rakam işsizlikte tabii ki önemli bir eşiktir. Önümüzdeki aylarda bunun düşüşe devam edeceğini bekliyoruz'' dedi.

Şimşek, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, makro ekonomik gelişmeler ve bu yılın haziran ve ocak-haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını değerlendirdi.

Mehmet Şimşek, konuşmasına, Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki saldırıda şehit düşen askerlere Allahtan rahmet ve ailelerine sabır, yaralı askerlere de acil şifa dileyerek başladı.

Maliye Bakanı, bütçe performansının oldukça güçlü olduğunu ve bu olumlu performansın temelinde, yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisinin çok güçlü bir şekilde büyümesi ve bunun vergi gelirlerine yansıması, aynı zamanda çok başarılı bir alacak yapılandırmasının katkısının son derece önemli olduğunu söyledi.

Seçim yılında dahi ''seçim ekonomisi'' uygulamadıklarını, mali disiplini çok güçlü bir şekilde devam ettirdiklerini, alacak yapılandırmasından önceki aylarda da çok güçlü bir bütçe performansı ortaya koyduklarını ifade eden Şimşek, ''Önümüzdeki dönemde de tabii ki mali disiplin anlayışı içinde kalmaya devam edeceğiz, güçlü performansımızı devam ettireceğiz.

 Türkiye'nin şu anda makro ekonomik görünümü iyi ama güneyinde olsun batısında olsun çok ciddi bölgesel, küresel anlamda sıkıntılar var. Bütün bu küresel ve bölgesel gelişmelere karşı ihtiyatlı bir duruş sergilemeye devam edeceğiz, ihtiyatı elden bırakmayacağız'' dedi.

Şimşek, bütçe performansı çok iyi olduğu için kurumlar nezdinde ''nasılsa durum çok iyi'' şeklinde yanlış bir algı oluşabileceğini, ''belki ödenek taleplerimize olumlu cevap verilebilir'' diye düşünülebileceğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Kamu idarelerimizin ilave ödenek taleplerinin geçmişte olduğu gibi sadece ve sadece Türkiye'nin üretken kapasitesini artırmaya yönelik alanlarda, yani Türkiye'nin katma değer zincirinde üst sıralara çıkması için, Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak temel alt yapı yatırımlarında belki bir nebze tabii ki ek imkan sağlayabiliriz.

Ama bizim amacımız mümkün olduğunca bu bir kerelik özellikle ortaya çıkacak gelirleri tasarruf etmek ve bu tasarruflarla Türkiye'nin makro ekonomik temellerini çok daha güçlü ve sağlam bir yapıya kavuşturmaktır.''

''İKİNCİ DİP RİSKİ DÜŞÜK''

Son dönemlerde küresel ekonomide aşağı yönlü risklerin yeniden artış gösterdiğini, özellikle avro bölgesinde ciddi bir kamu borç krizi ile karşı karşıya olunduğunu ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

''Son dönemlerde avro bölgesinin en büyük 3. ekonomisi İtalya'ya ilişkin bile kaygıların ön plana çıkmış olması aslında belirsizliklerin geldiği noktayı göstermesi açısından manidardır, anlamlıdır. Bu hususlar hakikaten bizim de ihtiyatlı davranmamızı gerektiriyor.

Yine Avrupa bölgesi dışında bizim güneyimizde de bir takım sıkıntılar devam ediyor. Özellikle bizim geleneksel müteahhitlik hizmetleri anlamında geleneksel pazarlarımızda sıkıntılar var. Bu da bizi ihtiyatlı davranmaya itiyor. ABD'den gelen rakamlara baktığımız zaman 2. çeyrekte veriler toparlanmanın ivme kaybettiğine işaret ediyor.

Amerika'da da bir bütçe krizi söz konusu. Çünkü 2 Ağustos itibariyle borçlanma limitleri artırılmazsa tabii ki ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bütün bunlar özellikle gelişmiş ülkelerde sıkıntıların devam ettiğini gösteriyor.

Küresel ekonominin son 60 yılın en büyük krizinden çıkmasıyla birlikte hep gündemde 2. dip riski olmuştur, tartışılmıştır. Tabii ki bu risk gerçekleşmemiştir.

Ben bu riski düşük görmekle birlikte, 1990'lı yıllarda Japonya'nın içinden geçtiği sürece benzer bir sürecin eğer özellikle Avrupa'da ve gelişmiş ülkelerdeki borç krizi iyi yönetilmezse uzun dönemli global büyümede özellikle gelişmiş ülkeler ayağı itibariyle düşük büyüme riskini yüksek görüyorum.

 Bir tipik ikinci bir dipten çok önümüzdeki 10 yılda düşük büyümeyi bir risk olarak görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde durum çok farklı bu ülkelerdeki risk aşırı ısınma ve dolayısıyla şu an itibariyle enflasyon kaygısı var.''

''ÇOK GÜÇLÜ BİR PERFORMANS ORTAYA KOYDU''

Maliye Bakanı, Türkiye ekonomisinin makro ekonomik temelleri çok sağlam olduğu için küresel krizden büyük bir performansla çıktığını, çok güçlü bir performans ortaya koyduğunu vurgulayarak, yılın ilk çeyreğindeki büyümenin bunu çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi. Şimşek, ''Yılın ilk çeyreğinde eğer Türkiye'nin net ihracatının milli gelire etkisi nötr olsaydı yüzde 16,5 büyümüş olacaktık, reel olarak. Bu aslında Türkiye'deki iç talebin, hane halkının, bankaların, kamu finansman dengelerinin durumunun ne kadar güçlü olduğunu ifade etmesi açısından çok anlamlıdır'' dedi.

Küresel enerji fiyatlarının yüksek seyrediyor olmasından dolayı Türkiye'de cari açığın arttığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

''Türkiye'nin çok iyi, çok güçlü makro ekonomik resminin bir tek olumsuz tarafı varsa, oda cari açıktır. Cari açık Türkiye'de yapısal bir problemdir ve bu yapısal problem çözüm olarak yapısal dönüşümü gerektirmektedir. Hükümetlerimiz döneminde buna ilişkin çok adım attık. Ancak bu adımların çok daha etkin ve güçlü şekilde önümüzdeki dönemde de hem uygulanması hem de genişletilmesi gerekmektedir.

Son dönemde çıkan veriler Türkiye ekonomisinde de bir nebze yavaşlamayı daha yumuşak bir büyümeyi işaret etmektedir. Ancak tabii ki bunun cari açığa ve diğer makro ekonomik göstergelere yansıması bir süre alabilir. Yani yılın sonuna doğru bunun yansımaları ortaya çıkabilir. Biz cari açığın yönetilmesi konusunda başarılı bir şekilde bu işi götürüyoruz. Ama bunu da çok ciddi bir yapısal sorun olarak görüyoruz. Bu sorunun çözülmesi için de çalışmaya devam edeceğiz.''

''TÜRKİYE'NİN MUTLAKA TASARRUF ORANLARINI YÜKSELTMESİ GEREK''

Şimşek, bu sabah açıklanan işsizlik rakamlarına da değinerek, ''Kriz öncesi döneme döndük. Kriz öncesi dönemin altına dönmüş durumdayız. Tek haneli rakam işsizlikte tabii ki önemli bir eşiktir. Önümüzdeki aylarda bunun düşüşe devam edeceğini bekliyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'nin 2002 yılında yüzde 74 olan AB tanımlı kamu borç stokunun milli gelire oranının 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 42'e kadar düştüğünü, bu rakamın bu sene yüzde 40'ın altına düşeceğini ümit ettiklerini belirten Şimşek, ''Net oranda muhtemelen yüzde 25 civarına kadar düşebilecektir'' dedi.

Şimşek, bütün dünyada özellikle de Türkiye'nin yakın çevresinde risk primleri yükselirken, kamu borç stoku veya kamu borç stokunun sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar yaşanırken Türkiye'de artık kamu borç stokunun bir endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyledi.

Türkiye'nin makro ekonomik temellerinin güçlü olduğunu yineleyen Şimşek, yapısal sorunların çözümü için geçmişte olduğu gibi bu dönemde de çalışmalara devam edeceklerini ifade etti. Şimşek, ayrıca Türkiye'nin mutlaka tasarruf oranlarını yükseltmesi gerektiğine de dikkati çekti.

Kaynak : haber7.com


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.