Almanyalı üniversite mezunu dindar kızlar, Türkiye’deki birçok „şımarık üniversite mezunu dindar kıza“ nazaran daha mütevazi, daha olgun, daha hoşgörülü, daha bilgili oluyorlarmış.
Sizin de bildiğiniz gibi, Almanya’da eğitimsiz ve mesleksiz Türk erkeklerin çoğu Türkiye’den kendileri gibi eğitimsiz kızlarla evlenip geldiler. Birçoğu eğitimsiz-şımarık bir nesil yetiştirdiler. Bu ailelerdeki hanımlar Almanca-Kursuna gitseler dahi, dil-seviyeleri halen çok düşüktür. Almancayı sevmiyorlar, konuşmaya sıkılıyorlar, Almanca konuşulan ortamlara girmiyorlar. Evde Türk dizileri izliyorlar. İstisnaları kast etmiyorum tabii ki…Aslında konu „illa ki meslek sahibi, üniversite mezunu olmak“ değil. Kendisini yetiştiren, kitap-gazete okuyan, ibret alan, ölçülü davranan, kişiliğini geliştiren herkes ailesine ve topluma yararlı bir insan olabilir.Ama maalesef bizim –özellikle Almanyalı işçi sınıfından gelen- insanımız belli bir eğitimden geçmeyince –özellikle erkekler-, kendilerini „salıveriyorlar“. Bir de „aç ve açıkta kalma korkusu“ olmayınca, ohh, gelsin eğlenceli akşamlar. Halbuki meslek eğitimi için –seçilen mesleğe göre- pek „zeki“ olmak gerekmiyor. Eğitim süresince „çıraklık ücreti“ de alınıyor.Fakat şunu özellikle belirtmeliyim: Almanya’da, birçoklarının deyimiyle „Yoldan çıkmış en şımarık“ kızların dahi meslek eğitimi vardır. Kuafördür, doktor-yardımcısıdır, tezgahtardır vesaire…Meslek eğitimi olmayan kızlar da evlenip, ev hanımı-anne oldular. Ama birçok eğitimsiz-mesleksiz-şımarık-tembel Almanyalı Türk erkeği gibi ailelerine, topluma zarar vermediler. Böyle olmayan Almanyalı Türk erkekleri üzerlerine alınmasınlar.Eğitimsiz kızlar ise sonraki yıllarda kendilerini olumlu yönde geliştirdiler. Erkekler bu konuda bir duraksama yaşıyor ve sonraki yıllarda asla kendilerini eğitmiyorlar-geliştirmiyorlar. „Eğitim“ derken, illa üniversite eğitimini kastetmiyorum. Ahlak, davranış biçimi, bilgi-tecrübe edinimi gibi her yönden kişilik gelişimini kastediyorum. Bu türdeki erkekler uzun yıllar boyu geziyorlar, eğleniyorlar, işe gitmiyorlar. Ailelerine yük oluyorlar. Kendilerine, ailelerine, topluma zarar veriyorlar.Kızlar, daha sabırlılar, daha çalışkanlar. Erkeklerin birçoğu maalesef çok sabırsız ve tembel. Sonuçta Almanya’da bir dengesizlik oluştu: Erkekler şımartıldı, kızlar kendilerini eğitime verdi. Eğitimli kızlar ise, sokaklarda gezen-eğlenen, değişik „kız-arkadaşları“ ve bazen de gayri-meşru çocukları olan bu türdeki erkeklerle evlenmek istemediler. Şimdilerde yeni bir gelişme var artık. Almanya’da doğmuş-büyümüş üniversite mezunu dindar kızlar, Türkiye’ye gelin gidiyorlar. Sadece bizim çevremizde beş üniversite mezunu dindar kız, Türkiye’ye gelin gidip, oraya yerleştiler. Ufak-tefek farklılıklar olsa da, uyum sorunu yaşamıyorlar. Almanyalı Türkleri sadece olumsuz yönde eleştirenlerin „onlar uyum sorunu yaşarlar, siz Almanyalı Türkler çok değişik insanlarsınız“ dediklerini duyar gibiyim. Türkiye’deki bazı erkekler yabancı uyruklu gayri-müslim kadınlarla evleniyorlar, aslında onlar uyum sorunu yaşıyorlar. Almanyalı dindar kızların bu konuda hiç sorunları olmuyor. Türkiye’ye ve insanlarına alışmak hiç zor değil. Türkiye‘deki hayat biz Almanyalılara göre „Cennet misali“ bir hayat. Yok hayır, sizin zannettiğiniz gibi çok zengin insanlar değiliz, ama gözü tok insanlarız. Biz de her zaman, her yerde çok çalışıyoruz, malımız-mülkümüz yok. Her türlü hayat sıkıntısını biz de çekiyoruz. Türkiyelilerin birçoğu içinde yaşadıkları nimetlerin farkında değiller de, ondan „şükürsüzler“. Biz Almanyalılar dinimizin, vatanımızın ve kültürümüzün değerini çok iyi biliyoruz. Batı-hayranı değiliz.Gelin giden kızlar hakkında neden özellikle „Almanyalı dindar kızlar“ diye ekleme yapıyorum? Çünkü dindar ve tesettürlü kızlar dini terbiyeyle büyüyorlar, dini kitaplar okuyorlar. Tavırları, düşünce tarzları Türkiye’dekilerden –yani dindar olanlarından- çok farklı değil. Cami-cemaatinde büyüdükleri ve Türkçeleri de daha yüksek seviyede olduğu için, Türkiye’de yaşamak bu türdeki kızlar için hiç sorun değil.Türkiye’deki aileler için de Almanyalı dindar bir kızı gelin olarak almak daha olumlu karşılanıyor. Türkiyelilerin söylemlerine, yazdıklarına göre „Türkiye’deki birçok dindar kız ve aileleri „paraya, ev sahibi olmaya, lüks düğünlere, gezmeye, eğlenceye“ çok önem veriyorlarmış. Damat adaylarını ve ailelerini birçok isteklerle/ön-koşullarla büyük sıkıntılara sokuyorlarmış. Birçok Almanyalı dindar aileler ve kızları için dindar bir nesil yetiştirmek en önemli hedef olduğundan, „zenginlik ve yakışıklılık“ önemsenmiyor.Almanyalı üniversite mezunu dindar kızlar, Türkiye’deki birçok „şımarık üniversite mezunu dindar kıza“ nazaran daha mütevazi, daha olgun, daha hoşgörülü, daha bilgili oluyorlarmış. -Türkiyelilerin söylemlerine göre yazıyorum bunu!-.Almanyalı üniversiteli dindar kızlar Türkiye’ye gelin gittiklerinde, hem ailelerine, hem topluma her yönden yararlı bir birey oluyorlar. Vakıflarda, eğitim merkezlerinde, yabancı dil eğitimi gerektiren birçok yerlerde –ailelerindeki görevleri aksatmayacak kadar- çalışıyorlar.
Almanya’da oğullarını eğitmeyen, hatta şımartan aileler ise, ömür boyu onların sorunlarıyla uğraşıyor, üzüntüler yaşıyorlar. Almanya’da kendisini eğitmiş dindar kızlar ise „genelde“ mutlu ve rahat bir hayat yaşıyorlar.
Herkes emeğinin karşılığını buluyor veya cezasını er/geç çekiyor…
Zehra YAVUZ / Almanya / Haber 7zyavuz@ymail.comhttp://twitter.com/zehrayavuz1
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.