''Kandil, Ben savaştım. Fedakârlığı ben yaptım. siyaseti de ben yapmalıyım. Kürtleri ben yönetmeliyim’ ruh hali içinde''
Neşe Düzel'in röportajı
Adınız ne?
İlhami Işık
Ne iş yapıyorsunuz?
Geçen seneye kadar tekstil işiyle uğraşıyordum.
Nerelisiniz?
Batman
Öcalan’la devlet arasındaki görüşmelerde arabuluculuk yaptınız mı?
Evet... 1996, 1997, 1998 yıllarında ve bir de 2010’da... Ben son 17 yılın, dolaylı ve direkt görüşmelerin tanığıyım.
Öcalan’la nasıl tanıştınız?
Ben hiç bir zaman PKK’li olmadım. İGD’nin Doğu ve Güneydoğu sorumlusuydum. Liselileri örgütlüyordum. Öcalan da 1980 öncesi örgütlenmek için Güneydoğu’ya geldi. O zaman farklı örgütler, yapılar birbirleriyle görüşürlerdi. Beni de örgütlemek istediler. Öyle bir tanışma oldu.
İmralı’dayken hiç görüştünüz mü?
İmralı’dan önce başlayan ve İmralı’da da sürdürülen görüşmelerin tanığıyım ben. Devletin, Öcalan’la görüşmeleri İmralı’ya gelmeden önce başladı. Benim, “dolaylı görüşmeler” dediğim de bunlardır zaten. Bunlar, Öcalan’la Suriye’deyken yapılan görüşmelerdir. Ben, 2010 temmuzunda tekrar devreye girdim.
NEDEN İLHAMİ IŞIK?Türkiye son dönemde gene çok yoğun bir çatışma dönemine girdi. Geçmişi temsil eden, yeniye ayak uyduramayan bütün yapılar, Türkiye’yi her koldan gene sarsmaya başladılar. Biz de, her çatışma döneminde olduğu gibi, acaba bu ülkede neler çok iyi gidiyordu da, tekrar her yönden bir taciz ateşi başladı diye sorduk. Ve bu kritik soruyu, hem Kürt hareketini hem de devleti çok iyi bilen, çeşitli dönemlerde İmralı ile devlet arasında arabuluculuk yapan, birçok olayı daha olmadan bilen ve öngören, Taraf okurlarının kendisini bir süredir “Balıkçı” olarak tanıdığı İlhami Işık‘la konuştuk. İlk kez açık kimliği ve görüntüsüyle basında röportaj yapan İlhami Işık’la, son dönemde toplumu şoke eden olayları konuştuk. Silvan olayını, neden Öcalan devletle görüşürken PKK’nin iki askeri kaçırıp ardından Silvan baskınını yaptığını, Silvan’ın Öcalan’ın konumunu nasıl etkilediğini, Silvan baskınından sonra İmralı-devlet görüşmelerinin ve varılan mutabakatların sürüp sürmediğini, Öcalan’ın ne yaptığını ve önümüzdeki günlerde ne yapacağını, devletle varılan mutabakatların ne anlama geldiğini, Öcalan’a rağmen “aceleyle” açıklanan demokratik özerklik ilanının nedenlerini, demokratik özerkliğin sonuçlarının ne olacağını, PKK’nin neden çatışmaları kızıştırdığını, Kandil’in tam olarak nasıl bir çözüm istediğini, hükümet ve devletin şimdi ne yapacağını, bu savaşın sonunda ne olacağını sorduk. İlhami Işık’tan gene çok çarpıcı analizler ve cevaplar aldık.
Öcalan’ın İmralı’da görüştüğü heyettekileri tanıyor musunuz?
Evet...
Ne tür bir arabuluculuk yapıyorsunuz?
Siyasetteki gelişmelerle ve olabileceklerle ilgili stratejik tesbitler konusunda arabuluculuk yaptım ben. Yani Öcalan’la devlet arasında ortak bir akıl bulma arabuluculuğu daha çok benimkisi. 1996- 1999 döneminde yıllarca Öcalan’la devlet arasında bilgi notları taşındı. 2010’de tekrar arabuluculuk yaptık ve bu arabuluculuk temmuzdan aralık ayına kadar sürdü. Ve devlet artık Öcalan’la direkt görüşmeye başladı. Dolayısıyla arabuluculuğa da gerek kalmadı.
Daha önce devlet Öcalan’la doğrudan görüşmüyor muydu?
Görüşüyordu ama aralıktan önceki görüşmelerin boyutu bugünkü kadar sistemli, yoğun ve sonuç alıcı değildi. Mesela geçen Ramazan’da çok ciddi bir ateşkes ilan edildi. Geçen yıl bir referandum süreci yaşandı, sonra seçimler yapıldı. Hatırlayın, bu süreçlere hep çatışmasız girildi. Arabuluculuğun ve karşılıklı görüşmelerin yarattığı sonuçlardır hep bunlar.
Devlet, sizden Öcalan’a ne söylemenizi istiyor ya da istedi?
Devlet, “Ben değişiyorum. Kürtlerin hak ve taleplerine bakış konusunda ben kendimi değişime tabi tuttum. Gerek Ortadoğu’daki rolüm, gerek Avrupa Birliği ile ilişkilerim açısından da ben değişiyorum. Benim tercihim değişimdir. Ama sadece benim değişmem yetmiyor. Karşı tarafın da değişmesi lazım. Karşı taraf değişmezse, benim değişimim aksar. Bu değişim, acılarla dolu olur” dedi ve Öcalan’ın bunu görmesini istedi. Devlet, Öcalan’a, “Sen de değiş” dedi. Esas, can alıcı mesaj buydu. Diğerleri ayrıntıdır.
Peki, Öcalan sizden devlete ne söylemenizi istiyor ya da istedi?
O da devletin demokratikleşmesini, Kürt meselesinde inkâr ve asimilasyonu bitirmesini, operasyonların durmasını talep etti. Öcalan’la devlet arasındaki o dolaylı görüşmeler sırasında pek çok şey oldu. Öcalan 1998’de ateşkes ilan etti. 1999’da silahlı güçlerini sınır dışına çekti... Toplumda antipati yaratıyor diye PKK’nin adını değiştirdi, KADEK yaptı. Silahı hak arama aracı olmaktan çıkaracağını açıkladı. Hem kendini, hem örgütünü değiştirmek için Öcalan her şeyi yaptı. Çünkü bütün bu yapılanlar, değişmek ve dönüşmek isteyen bir iradenin sonuçlarıdır. Ama 2004’ten sonra başka bir kulvara kaydı iş...
Öcalan, Silvan baskınından önce “Kürt tarihinin en önemli anlaşmasını yapmak üzere olduğunu” söylemişti. Ne tür bir anlaşmadan söz ediyordu?
Kaynak : haber7.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.