GÜNCEL 8.08.2011 08:57:41 9882 0

Topluca yozlaşıyoruz!

Batının hayranlık duyduğu o çok meşhur “Türk Aile Yapısı” tarihin görmediği biçimde feci bir deprem yaşıyor.

Topluca yozlaşıyoruz!

Estetikten, sanattan, derinlikten, manevi hazlardan bihaber bir şekilde yaşayıp gidiyoruz. Sanatı sanatçıdan başkasının takip etmediği bir garip ortamın fertleriyiz her birimiz. Caddelerde daha çok araba var ancak daha az kibar sürücü direksiyonda. Eğitimli insan sayısı artıyor lakin bu artış kitap okunma oranlarına, gazete tirajlarına yansımıyor!

Gitti Mecnun hane-i dehri bize bıraktı Bir harap evdir kalır divaneden divaneye”

Binlerce şairden söz ediliyor, gönül telini titreten şiirler yazılmıyor, yazılamıyor! Yazılanlar ise kimselerin dikkatini celbetmiyor ne yazık ki. Kaliteli sinema ürünleri beklenen gişeyi yakalayamıyor ama içinde bin türlü küfrün, argonun geçtiği pespaye yapımlar sinema tarihinin gişe rekorunu kırıyor.

Televizyonlarda kalbi taraflarımıza hitap eden, entelektüel birikimi ve irfanıyla yıldızlaşan isimlerin yaptıkları programlar iyi reyting alamadığı gerekçesiyle yayından kaldırılıyor. Edebiyle, görgü ve tahsiliyle hiçbir kadın görsel medyada ayakta kalamıyor!

Ciddi mevzulardan ziyade dedikodu benzeri meseleler üzerinde tartışıyor, toplumu meşgul ediyor, elde var sıfır kabilinde her defasında başa sarıyoruz.

Muhafazakârlık kavramanın içinin fena halde boşaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Toplumun yüzde ellisi sözde muhafazakâr ama sözde muhafaza ettiği bütün değerler yerlerde sürünüyor. Ne edebiyat, ne gelenek, ne adabı-ı muaşeret, ne tarih bilinci, ne sanat sevgisi, ne yeni bir mimarı tarz oluşturma ne de entelektüel birikim var.

Adab-ı muaşeret denen o toplumsal kurallar bütününü ise artık eski toprak dediğimiz insanlar dışında toplumun taktığı yok, hiç kimsenin umurunda değil. Oysa bugün küçümsediğimiz, dikkate almaya tenezzül buyurmadığımız o altın kurallarla o güzelim toplum hayatı inşa oluyor, hayata tatlı bir lezzet katıyordu.

Bugün her alanda oldukça görgüsüz bir toplum olduk ne yazık ki!

Hele musiki zevkimiz bir rezalet! Güzel şarkılar yapılmıyor uzun zamandır.  Artık televizyon ekranlarında türkü, şarkı dinlemek hayal oldu sanki. Allahtan hala TRT radyolarında ve birkaç özel radyoda klasik eserlerimiz çalınıyor. Bugün seyahat ederken bir ara lise yıllarında çok sevdiğim bir şarkı çalındı kulaklarıma. Gerçekten büyük bir sanatçı ve bestekâr olan rahmetli Yıldırım Gürses’e ait saba makamındaki şarkıyı yine yılların sanatçısı Bilge Pakalınlar söylüyordu ve dinlerken donup kaldım, büyülendim:

“İçime hep hüzün doluyorYine sensiz, yine sessiz sabah oluyorGeçiyor aylar, ömür doluyorYine sensiz, yine sessiz sabah oluyor!'

Şarkı, beni yılların ötesine kaçırdı sanki. Yıldırım Gürsesli yıllar, şarkıların toplumda çok sevildiği, duyguların söze, ezgiye, besteye sığındığı yılların esintisini duydum bir anda. Kimler gelmedi aklıma, kimler yüreğime sızmadı ki! Avni Anıl şarkılarını ne çok dinlerdik! Yusuf Nalkesen, Erol Sayan, Alaattin Yavaşça, Necdet Tokatlıoğlu ve Ziya Taşkent’i biz ne zaman unuttuk sahi?

Bir musiki kültürü vardı toplumda. İnsanlar daha duygulu, daha vefalı, daha ince kalpliydi bu kesin. Şarkılar anlatırdı zira kalpteki sırları. Her duyguya, her duruma uyan makamlar vardı ve her kalbe giden şarkı sözleri.

 “Gülmedi bahtım yine bu sevda bitti yazıkİkimizin derdini anlat kanunum artık.Çal kanunum çal derdini söyle bana”

Şimdi dönüp geriye baktığımızda ne çok şeyi yitirdiğimizi daha net görüyoruz. Duygusal taraflarımız kayboldu, sevimsiz, hissiz, bencil, narsist, katı, maddeci, hedonist tarafları bilenen insanlar doluştu çevremize. Bu gri betonları andıran insanlar ne sevmeyi, ne saymayı, ne vefayı, ne de empati yapmayı biliyor!

Derinliksiz, deruni tarafları körelmiş, maddeci insan tipi sanatı da, sanatçıyı da ne ciddiye alır, ne de saygı duyar. Onların ilgi alanları tamamen materyalist bir noktaya kaymıştır, gerisi koskoca bir hiçtir. Bugün yirmi beş senelik evlilik hayatlarını ansızın bitirme yarışına girmiş insanların, bir çırpıda hayat yoldaşını katleden katillerin en büyük sorunu kaybedilen bu duygusallık, bu incelik, bu nezakettir aslında.

Batının hayranlık duyduğu o çok meşhur “Türk Aile Yapısı” tarihin görmediği biçimde feci bir deprem yaşıyor. Uzmanlar, suyun yüzeyine çıkanlar çıkmayanların yanında devede kulak tanımını yapıyorlar. Üstelik evini terk edenlerin başını yeni yetmelerden çok yaşını başını almış en az yirmi senelik çiftler çekiyor!

Toplumumuzda büyük bir duygusal yıkım yaşanmaktadır. Sosyal paylaşım ağlarının etkinliği, sevme yetisinin kaybedilmiş olması, aşkın sadece cinselliği çağrıştırması, bütün beğenilerin dışa vurgu yapması, kısa zamanda âşık olup, kısa bir süre sonra terk etme modasının başlaması (İnternet hızına yetişme yarışı sanırım!), özellikle vefa, sadakat, gerçek aşk kavramlarının tüketilmiş olması bu duygusal yıkımı tetiklemiştir. Ne hazindir ki biz boş işlerle uğraşan bir kalabalığa dönüşmüş durumdayız!

Sevdiği insana okuyacağı, onun yüreğine ineceği bir şiiri bile kalmamıştır yurdum insanının! Bu ne hazin bir durumdur, şairlerin harman olduğu bu topraklarda şiir böyle mi yerlere serilecekti! İnsan kalbi böyle mi ıssız bir dağ başına dönüp virane olacaktı? Bu hududu nasıl çizdik ruh coğrafyamıza, kim çizdi, kim kalbimizi vurdu binbir yerinden? Kim bizi yaraladı?

Açıkçası ben de bilmiyorum.

Ben masumum!

Muhabbetle Efendim!

Meryem Aybike Sinan/ Haber7meryemaybike@gmail.com

Kaynak : haber7.com


Anahtar Kelimeler:

12 Vali Müfettişlik Görevine Getirildi

Beslenme Saati Uygulamasında Dördüncü Dönem Başladı

EKREM PAMUK'TAN TEPKİ

Turhan Çömez'den Çarpıcı Açıklamalar

MHP’DEN YENİ YEMİN POLEMİKLERİNE YANIT…

Damat'tan Balcıoğlu'nun İddialarına Yanıt

Bakan Güler'den Kazakistan'a Ziyaret

Törene Üst Düzey Katılım

Rektör Prof. Dr. Altun’dan 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı

Güzide Gençlik Merkezi'nde Yeni Dönem Başladı

Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Onaylandı

Pakistan Büyükelçiliği Ankara'da Mango Tadımı Etkinliği Düzenledi

Bağcılar’da Bağ Bozumu Zamanı

Saniye Caran’a iade-i ziyaret

Yeniden Refahlı Milletvekili Bekin'den 'ekümenik' Eleştiri!


Balıkçı Kenan’ın Öncülüğünde Deniz Canlıları Müzesi 52. Yılını Kutladı

Türkiye’nin Cilt Sağlığına Acil Doktor İhtiyacı Var

185 MİLYAR LİRA EKONOMİYE GERİ KAZANDIRILDI

İtfaiye Haftası Coşkuyla Kutlandı

Gençlere Eğitim Destek Paketi

Erdoğan'dan Küresel İnovasyon Göstergeleri Raporu'na Destek Mesajı

Emrah, özel uçakla dünya turuna çıkıyor!

9 Akademisyen, Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesinde

Turizmin varış noktası: “Müze” 

İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Hamlesi

Türkiye Bilişim Ödülleri Ankara’da Sahiplerini Buldu

Bu Festivalde Herkes Aradığını Bulacak

Ahilik Haftası’nda Coşkulu Katılım: Başkan Çalık, Esnaflara Ödüllerini Takdim Etti

Küpeli'den Dağ'a Hayırlı Olsun Ziyareti

Halkın Sesine Kulak Verdi! Şantiye Projesinden Geri Adım Attı

TYBB’den Vali Yunus Sezer’e Ziyaret

Gıda sektöründe 250’yi aşkın alıcı Bursalı firmalarla buluştu

Artar; Kalıcı ve Uzun Soluklu Projeler Yapacağız...

Ahilik Kültürüne Davet...

Kel Aliço Pehlivan Güreşleri Ağası Oğuz Erdinç oldu

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.