Vatan Gazetesi'ne açıklama yapan Alınak, “Demokratik Çözüm Konferansı ne yazık ki gerçekleşmedi. Ben DTK’nın değil, bu konferans bileşenlerinin bir çözüm paketi hazırlamasından söz ediyorum. Bu çözüm paketi Başbakan’a iletilecek, altı ay sonra da Hükümetin istifa etmesi için kampanya başlatılacaktı. Ancak alternatif siyasette söz ve karar sahibi olan kesimlerde bu istek olmadığı için sözü edilen çalışma başlatılamadı. Üyesi olduğum BDP’de söz sahibi olabilirsem bu kapsamlı projeyi hayata geçirme imkanımız olacaktır. Bu nedenle 4 Eylül’de yapılacak BDP kongresinde genel başkanlığa aday olmayı değerlendirmekteyim.” dedi.
“Belki öldürülebiliriz ama...”
İhtiyaçların güncelliğini hala koruduğunu söyleyen Alınak, “Mahatma Gandhi’nin sivil mücadelesini de aşan daha da zengin bir sivil mücadele sergileyebiliriz, bunun zemini vardır. Bu mücadele şeklini devreye soktuğumuzda eminim silahlar susacak, gençlerin hayatı kurtulacak. Bu mücadelenin önderleri olarak bizler belki Martin Luther King ve Mahatma Gandhi gibi öldürülebiliriz. Ama ölümümüzle gençlere bir hayat, halk da barış ve kardeşlik armağan etmiş olacağız. Tarih ve şartlar bizlere böyle bir görev yüklüyor” ifadesini kullandı.
“Söz sahibi olursam...”
Alınak, düşüncelerinin birey olarak hiçbir etkisinin olmadığını bildiğini vurgulayarak, “Üyesi olduğum BDP’de söz sahibi olabilirsem bu kapsamlı projeyi hayata geçirme imkanımız olacaktır. Bu nedenle henüz kesin bir karar vermemekle birlikte 4 Eylül’de yapılacak BDP kongresinde genel başkanlığa aday olmayı değerlendirmekteyim” diye konuştu.
“Ya çözerler ya da giderler”
AKP’nin halktan aldığı büyük desteğe rağmen dokuz yıllık iktidarında hiçbir temel sorunu çözmediğini savunan Alınak, şöyle konuştu:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti halktan aldığı büyük desteğe rağmen dokuz yıllık iktidarında hiçbir temel sorunu çözmemiş, çözmek istememiştir. Hükümetlerin asli görevi sorunları çözmektir. Ya çözerler, ya da giderler. AKP, sorunları çözme konusundaki avareliğine rağmen hala iktidarda ise, bunun en büyük nedeni alternatif sivil siyasetin yetersizliğidir. Şayet demokratik sivil siyaset görevlerini layıkıyla yerine getirmiş olsaydı AKP iktidar olamazdı, iktidar olsa bile istifa etmek zorunda kalırdı.” Alınak, demokratik Çözüm Konferansı ve “bu mücadele şekli” ve “görevlerini layıkıyla yerine getirmediğini” iddia ettiği “demokratik sivil siyaset” konusundaki soruları ise yanıtsız bıraktı.