Son dönemde nedense şöyle bir refleks edindim: CHP’yi eleştirmek istediğimde, önce durup bir düşünüyorum, sonra bir kere daha düşünüyorum, ondan sonra yazmaya başlıyorum. CHP hiç hata yapmadığından ya da ana muhalefetin her yaptığını onayladığımdan değil. Ancak memleket medyası, gazeteciliğin temel fonksiyonlarını unutup iktidarı eleştirmeye, liderleri sorgulamaya o kadar isteksiz hale geldi ki, ortada eşit rekabet koşulları kalmadı. Gazetecilikte ayakta kalmanın formülü, ‘İktidara çatma; orduya, CHP’ye vur.’ Hal böyleyken sürekli bizden isteneni yapmak, güçlüyü görmezden gelip orantısız bir biçimde güçsüze yüklenmek bana etik gelmiyor.Gelmiyor, gelmiyor da... Bu da CHP’yi hiç eleştirmeyeceğiz demek değil.Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nun son Suriye çıkışı... Seçim sürecinde dış politikada Ak Parti’nin açıklarını yakalama konusunda pek maharetli davranamayan CHP, iki gündür talihsiz açıklamalarla, Arap Baharı’nı, dünyanın değiştiğini, Türkiye’nin kendi bölgesinde artık bir ‘lider ülke’ olduğunu hiç kavrayamamış izlenimi veriyor. Suriye’den her gün onlarca ölüm haberleri gelirken, Arap âlemi başta olmak üzere dünya kamuoyu Hama’da yaşananları infialle karşılarken, Kemal Bey’in, adeta Onur Öymen’in kaleminden çıkmış bir metinle Ankara’nın Beşar Esad’a ‘Dur’ demesini eleştirmesine, anlam veremedim.(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)Aslı Aydıntaşbaş - Milliyet
Kaynak : haber7.com