Doğu Akdeniz'de şeytan üçgeni

Gazze açıklarındaki zengin doğalgaz yataklarının İsrail’in Gazze halkına uyguladığı şiddetin ana sebebi olduğu artık herkesçe biliniyor.

İsrail’in uyguladığı ambargonun ve acımasız bombardımanların,  Gazze kuşatmasının ve bu vahşetin hedefi Gazze-Kıbrıs arasındaki münhasır ekonomik bölgede bulunan zengin gaz yataklarını İsrail’in işgal edip gasp etmek istemesidir. İsrail’in güvenliğini savunma iddiası ise, meşhur İsrail yalanlar zincirinin yeni bir halkasıdır.

Bunca katliam, kan dökme, cana kıyma, kabadayılığın perde arkasındaki nedenin Gazze sahiline yakın açık sularda gaz yatakları olduğu bilinmesine rağmen gerilen Akdeniz sularında mesele İsrail tarafından farklı bir biçimde dünya kamuoyuna yansıtılıyordu.

Michel Chossudovsky, Global Research şirketi adına yayınladığı raporda ‘’Gazze konusunda İsrail yönetiminin sert tutumunun sebebi güvenlik değil, Gazze açıklarındaki stratejik önemi bulunan doğal gaz yatakları’’ olduğunu açığa çıkardı.

Uluslar arası baskıyla durdurulan İsrail saldırılarından sonra İsrail üzerinden her türlü araç ve gerecin Gazze’ye girmesinde bir engel çıkarılmazken, Gazze’ye yönelik her türlü deniz trafiğinin kapatılması ve sergilenen tüm İsrail sertliğinin ve saldırganlığının milyarlarca dolar gaz rezervlerini kimseye kaptırmak istememesinden kaynaklandığı artık ortaya çıktı.

Gazze açıklarında, 2000’de British Gas kazdığı iki kuyudan değeri 4 milyar dolar gazın bulunduğunu Chossudovsky bu raporunda açıkladı.

Filistin Yönetiminin dağılması ve Hamas’ın seçimleri kazanmasından sonra İsrail’in Gaz rezervlerine el koyma niyetiyle başlayan Gazze saldırılarının asıl nedeni bu.

Filistin yönetiminin British Gaz ve Sabbagh ve Koury ailelerine ait GCC şirketine 25 yıllık  arama izni verdiği biliniyor. Bölüşüm ise % 60 British Gas, % 30 GCC ve %10 Filistin yönetimine veriliyor. İsrail bu %10’un bile Filistin yönetimine verilmesini istemiyor.

Hamas’ın Gazze’de 2006 da iktidarı ele geçirmesinden sonra İsrail’in telaşlanarak, Gazze’ye karşı acımasız saldırılara başlaması, Doğu Akdeniz’i abluka altına alması, uluslar arası sularda terör estirmesinin hiçbir masum ve haklı sebebi yok.

İsrail kendine ait olmayan Filistin’in yer altı zenginliklerini gasp etmek istiyor. Doğu Akdeniz’deki barış ortamını da bunun için geriyor.

Öte taraftan bizim deniz kuvvetleri Generallerinin darbe planlarıyla meşgul olduğu sıralarda Kıbrıs’ın Güneyindeki 12. münhasır ekonomik bölgede bulunan zengin Gas yatakları, Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail ve ABD li bir şirketin ortak çıkarma ve işletmeye başlaması Doğu Akdeniz’in atmosferini iyice geren diğer başka bir konu.

Bu iki mesele hem Filistin görüşmelerinin, hem Kıbrıs’ın barış görüşmelerinin geleceğini şimdiden karartmaya ve engellemeye yeterli bir sebep olarak görülüyor.

Doğu Akdeniz’de şimdiden savaş tamtamları çalmaya, ortalık gerilip elektriklenmeye başlamasının hedefi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tüm yollarını kesmek.

Hamas hem siyasi, hem ekonomik, hem askeri ve uluslar arası ilişkiler bakımından İsrail’in tüm dengelerini bozması Tel Aviw yönetimini iyice huzursuz etti.

Uluslar arası anlaşmalara göre İsrail attığı bu adımlar yanlış ve hukuksuz. İsrail Filistin topraklarını gasp ettiği gibi meseleyi oldu bittiye getirerek buraları da kanunsuz, zorla, zorbalıkla almak istiyor.

Filistin Yönetiminin BM’ de Devlet olarak ABD’nin veto etmek istemesinin arka planındaki sebeplerden biri de İsrail’in bu gayri meşru haksız işgalleri.

Filistinliler isterse kendilerine ait münhasır bölgedeki Gaz rezervlerini millileştirebilirler. O zaman Filistin Devletinin arkasında onun dik durmasını sağlayacak güçlü bir ülke gerekecek.

Mısır ve Türkiye’nin bölgede müşterek hareket etmesi Rum, Yunan ve İsrail’in oyunlarını ve şeytan üçgenini bozmaya yetecek durumda. Bu da Mısır'da iktidara gelecek yeni Hükümetin elinde.

Arif Altunbaş - Haber 7arifaltunbas@hotmail.com

Kaynak : haber7.com