Rum’un “köpekli” politik tahriki!

İlk haber Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Simerini gazetesinden…

Yunanistan ekonomik ve siyasi olarak batmak üzere, halk ayakta, ülkede her yerde eylemler yapılıyor. Tam bir kaos var.

Türkiye, Yunanistan’ın enerji borcu olan 300 milyon doları, “Komşu, sıkıntıdasın, borcunu öteliyorum, uygun olduğunda öde” diye “lütufta” bulunuyor… Ama içerdeki tahrik durmuyor.

Rum tarafı tam bir aymazlık ve şımarıklık içinde…

Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Simerini gazetesi, Rum Stratejik Araştırmalar Merkezinin “Türkiye-Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki Güç Dengeleri” başlıklı raporunu ‘’Türkler, Havlar Ama Isırmaz” başlığıyla veriyor.

Raporda neler yazıldığı da önemli ama, Türkiye’ye karşı gösterilen bu ağır tahrik “ahlaksız ve aşağılayıcı” tarif insanı hem şaşırtıyor, hemde celallendiriyor…

Şaşırtıyor, çünkü 1974’te dünya araya girmeseydi bugün Kıbrıs adasında Rum diye bir milletten söz edilmiyor olacaktı. Hepsi Yunanistan’a “zorunlu göçmen” olarak gitmiş olacaktı. Gücü ne? Kudretin ne? Utanmadan meydan okuyor, hakaret ediyor…

Simerini “aşırılıklarıyla” bilinir ama peki ya mantık nereye gitti?

Yayınladığı raporda Türkiye’nin bölgesel askeri ve siyasi gücünü tasdik ediyor, Mısırla, Suriye ile kıyaslar yapıyor. Görmüyor ki Yunanistan’ın askeri gücü Türkiye’nin yarısı bile değil…

Komşular asker hesabına girdiğine göre savaş hazırlığı mı var? demeyin, savaş hazırlığı yok ama “savaşırsak ne olur”u tartışıyorlar. Diyor ki; “Türkiye’nin asker, tank, savaş uçağı ve savaş gemisi sayısının, Yunanistan’dan fazla olduğu ancak, sayısal oranların bir Türk-Yunan çatışmasında ‘’Tek başına Türkiye lehine sonuç veremeyeceği” yorumu yapılıyor.

Raporda; İran’ın asker sayısının 523 bin, Türkiye’nin 510 bin, Mısır’ın 468 bin olduğu; Yunanistan’ın 139 bin kişi ile 7’nci sırada yer aldığı belirtildi. Türkiye’nin 4 bin 563 tankına karşılık Suriye’nin 4 bin 950 tankı, Yunanistan’ın ise 1590 tankı var.

Savaş uçağı sayısı açısından da Suriye’nin 565, Mısır’ın 555, İsrail’in 460 uçağı bulunuyor. Türkiye’nin 426, Yunanistan’ın ise 303 uçağı var. Araştırmada donanma konusunda Türkiye’nin bütün Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinden üstün olduğu da vurgulanıyor.

***

Peki bu rapor hangi başlıkla okuyucuya veriliyor? Başlık bizim çok tanıdık olduğumuz bir sözle haberleştiriliyor: “Türkler havlar ama ısırmaz”…

Aynı gün aynı bölgeden bir açıklama daha…

Açıklama Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’a ait. Beyefendi diyor ki; “Kıbrıs sorununa Rum tarafınca kabul edilebilir bir çözüm bulunabilmesi için, 'Güzelyurt ve Maraş'ın olmazsa olmaz” dır. Yani ne diyor; Maraş ve Güzelyurt’u istiyoruz, vermesseniz anlaşamayız..

Aslında Hristofyas’a teşekkür etmek lazım, çünkü Türkiye iki taraf arasındaki anlaşmaların Rum’un toprak talebinden dolayı  kilitlendiğini söylüyor, ama kimseyi inandıramıyordu, şimdi tezimiz Rum liderin ifadeleriyle teyit edilmiş oldu. Ama mesele başka…

Gazetesi Türkler’i “Köpeğe benzetiyor, Siyasetçisi toprak istiyor”…

Ve bu Rum, gelecek yıl AB Dönem başkanlığını “söke söke” alacağız diyor…

Bakalım ne olacak?

Bu tahrik gerçekten anlamlı

Ben devletim, sen kimsin! Devletin polisi, devletin verdiği talimat gereği devlete ihanet eden teröriste destek için eylem yapan yandaşlarına engel oldu. Devletin polisinin karşısına dikilen biri, “barikatı kaldırın, gideceğiz” dedi. Gidecekleri yer; Bursa Gemlik... Yapacakları eylemin adı: Öcalan'a özgürlük...

Dikilen kim: TBMM rozetli Milletvekili… Arkasında da bir otobüs dolu insan var... İçinde dolaşan kamera gösteriyor ki; kadın, çoluk çocuk var... Kadınların kahır ekseriyeti yaşlı... Her zamanki o bildik insan portreleri... Otobüsün önünde bir afiş asılı: Tuhad der yazıyor. Söylendiğine göre tutuklu yakınları derneği... Hangi tutuklular?

PKK'nın şehir yapılanmasında sokaktaki eylemleri planlayan, kendisini devlet sanan, devletçilik oynayan, terörün şehir ayağındaki isimler... Dernek adi altında bir yapılanma... Terör yeni bir sayfa daha acıyor ve çeşitlendiriyor kendini. Pkk, Pjak, Roj, Tak, Kck şimdi de sivil toplum ayağında ; Tuhad-der... Ve müthiş sahne Diyarbakır şehir çıkışında yaşanıyor... Öcalan'a özgürlük adı altında yapılacak eyleme izin verilmediği için otobüsler durduruluyor. Ancak otobüsün içinde TBMM rozetli isimler çıkıyor. Otobüsü durduran polise açıkça bu rozet gösteriliyor. Halkın vekili ama teröre destek verilen eyleme gidiyor, polis görevini yapıyor, engeli kaldırmıyor, tartışmalar başlıyor... Halkın vekili olduğunu söyleyen kişi polisle söz dalaşına giriyor... 'sen kimsin' diyor... Polis cevap veriyor, 'sen kimsin?' “Halkın vekiliyim ben” diyor soruyor soran... Polis yine cevap veriyor: Bende devletim... Yaşanan sahneyi kameralar kayda alıyor ama ortada bir yanlış var!

Devletin en üst yasama organında seçilmiş bir kişi, devletin her şeyine kast eden, dünyanın terör listesinde adı terör örgütü olan bir yapılanmanın içinde, yanında saklanmadan, devlete de meydan okurcasına yer alıyor ve devletin rozetini devletin polisine karşı kullanıyor... Ve devletin yasama organında seçilmiş biri, devletin güvenlik görevlisiyle karsı karşıya geliyor...

Sizce de bir yerlerde yanlış yok mu? Devlet adamlığı gömleği Başbakan Erdoğan, annesinin cenazesinde devlet adamlığı gömleğini çıkartıp, “oğul Erdogan” gömleğini giydi. Bir Anadolu şehrinden bu sahneler şöyle yorumlandı; - Klasik Anadolu erkeği gibiydi, annesine büyük vefa gösterdi, cenaze işlemleriyle bizzat ilgilendi. Tüm resmi ve özel programlar iptal edildi - Mezar yerinin seçiminden, cenazenin yıkanmasına kadar tüm işlemlerde bizzat hem dini hem evlâtlık görevini yaptı. - Cenazenin musallaya taşınmasına öncülük etti ve hiçbir yerde geri durmadı. - Cenaze namazında en önde duasını etti, gözyaşlarına hakim olamadı. - Cenazenin taşınması sırasında özel aracı yerine kardeşiyle birlikte cenaze aracına bindi. - Karacaahmet mezarlığında defin işlemlerini bizzat yürüttü, annesini kendi elleriyle toprağa verdi, ilk toprağı da kendisi attı. - Dini vecibeleri ihmal edilmedi, hatimler indirildi, yemekler ikram edildi, taziye evinde taziyeler kabul edildi. - Gözü yaşlı oğul Erdoğan hangi makamda olursa olsun bir annenin oğlu olduğunu çekinmeden, samimice gösterdi.

Fatih Bayhan – haber7.combayhan.f@gmail.cominfo@fatihbayhan.com.trwww.fatihbayhan.com.tr

Kaynak : haber7.com