Tarih: 01.01.0001 00:00 7066

Annem öldü mü?

Anne öldü mü bir tereddüdün med -ceziri oluyorsunuz. Anne öldü mü susuyor bütün tanıdık sesler. Yalnızlık hanümanınız oluyor.

Annem öldü mü?

Geçtiğimiz gün Başbakan Erdoğan’ın sevgili valideleri “En Sevgiliye” kavuştu. Annesini kaybetmiş birisi olarak bunun ne demek olduğunu bilenlerdenim.

İnsanın annesi ölünce hayat salıncağından düşüyorsunuz. Bütün güzel rüyalar aniden kesiliyor orta yerinden, dudaklara yerleşmiş tebessümler siliniyor, gözlerdeki ışıltı sönüyor, bir hazan mevsimi başlıyor ruhunuzun en derininde. Çocukluk yıllarınız daha çok aklınıza geliyor, geldikçe zaman uzaklaşıyor, hatıralar tülümsü bir sisin ardına saklanıyor.

Anne öldü mü bir tereddüdün med -ceziri oluyorsunuz.

Anne öldü mü susuyor bütün tanıdık sesler.

Yalnızlık hanümanınız oluyor.

“Annem ısmarlandın annem toprağa Bu ölüm sineme çekti dağ benim Sen benim arkamda benzerdin dağa Sanki arkamdan uçtu dağ benim...”

        Ünlü Azerbaycanlı şair Prof. Dr. Bahtiyar Vahapzade’nin  “Annem Öldü mü” şiirinde söylediği gibi anne sırtımızı dayadığımız dağ, yaslandığımız duvar değil midir? En hüzünlü zamanların şefkat ve merhamet sığınağı, sevginin, karşılıksız sevginin sebil olduğu çeşmenin, rikkatin çağlayan çağlayan ruhumuzda yankısını bulduğu sesin, alnımızdaki ateşi söndüren nefesin adresidir anne.

         Anne öldüğü zaman kalbinin bütün atışları mecburiyete dönüşüyor. Evin eşyaları, mutfak kapısı, pencerenin perdeleri üşüyor, o ev zindana dönüşüyor ansızın. Bütün odalar kimsesiz kalıyor, sönüyor evin ocağı. Bütün çiçeklerin boynu bükülüyor, zili susuyor dış kapının. Sesi kesiliyor gülüşlerin!

         Anne öldü mü her hüzün bir yanınız oluyor!

         Yine şairlerimizden Yavuz Bülent Bakiler de bu derin acıyı yaşayıp hissedenlerden ve annenin gidişini  “Sensiz odalar bomboş, dualarda adım yok” diye yorumlayanlardan. Gerçekten de anne gitti mi artık hiç kimse günde beş vakit size en içten dualarını yollamıyor, sizin için yüreği kanatlanmıyor, sizin için rüyaları bölünmüyor ve sizin için içlenmiyor gece yarıları.

Yüreğinizde kopan tufanların hiç kimse farkına varmıyor, niçin ağlamışsınız, niçin gülmüşsünüz, niçin incinmişsiniz, niçin susup içinize kapanmışsınız kimseler merak etmiyor, bilmek istemiyor, bilmiyor. İçli bir kahır sizi esir alıyor.

         Anne öldü mü hayat hüsranınız oluyor.

         Kaç yaşında olursanız olunuz, mevkiiniz, makamınız, cinsiyetiniz ne olursa olsun, anne sizin hayat suyunuz, havanız, ekmeğiniz, ruhunuzun ipeksi tarafı, kimselerin dokunmadığı, bilmediği mahrem yanlarınızın sırdaşı, haldaşı ve koruyan kalesi.

         Anne öldü mü her gün yastasınız, her an kıştasınız. Baharınız annenizin öldüğü gün o tabuta sığınıp gelmemek üzere çekip gider. O günü hiç unutmazsınız, o derin acı azalmaz, tükenmez, unutulmaz. Ne zaman başka birinin anasının öldüğünü duysanız siz de katılırsın o matemin kervanına. O ananın ardından yeni baştan ağlarsınız, yeni baştan tazelenir annenizin gidişi.

         Anneniz öldü mü bütün nakışlara küsersiniz.

         Anne öldü mü sizin de bir yerleriniz ölür.

         Bütün gülüşlere susarsınız!

         Anneniz öldü mü uzun ve tükenmez bir kışta kalırsınız.

         Zaman geçmek bitmez, acılar tesellisiz kalır, sevinçler buruk ve yarımdır artık. Bütün heyecanlarınızın paydaşı suskun odalar olur, bir daha yalnızlığın türküsünü söylersiniz, yalnızlığınız sizinle yaşlanır. Genç kalamazsınız, büyürsünüz ansızın.

Anneniz öldü mü “anne” diyen dilleri kıskanırsınız. Annesizlik bir hançer gibi yüreğinize saplanır, en büyük yoksulluğun “annesizlik” olduğuna iman edersiniz. Geçen zamana, varlığında yaptığınız ihmalkârlığa kahreder, tesellisiz bir zulüm gelip kalbinizin ortasına bağdaş kurar ve her an hatırlatır anasızlığın çaresizliğini. Günde bin kez ölüme yatar, azalırsınız!

         Anneniz öldü mü ilk zamanlar kendiniz de ölmek ister,  beraber gitmek istersiniz kara toprağın bağrına. Hayatın bittiğini bundan böyle onsuz olmayacağını düşünür derin bir girdabın dibinde sayıklarsınız. Anne ölünce çocuk, çocuk ölünce anne yaşayan bir viraneye dönüşür. Hayatın kalbine bir bomba düşer, un ufak olursunuz!  

Anne öldü mü söyleyecek çok sözünüz sahipsiz kalır. Her gün dolu gibi gözyaşları dökersiniz kendinize, yalnızlığınıza, üşüyen taraflarınıza. Zalim bir ömür her dem onu hatırlatır size.

“Bugün yedin oldu... Annem yedi gün, Bizimle beraber ağlar odalar Sana Yalnız sana Sana demek için Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...”

          Ne ilk gününde, ne yedisinde, ne ellisinde, ne aradan geçen onca zaman teselli bulamaz, avunamazsınız. Veda bile etmeden sessizce göçüp gittiği o günler sisli bir hatıralar demetinin içinde her dem can bulur ve bitmek bitmez bir yası söyletir size.

         Anne öldü mü aslında sizin de bir tarafınız ölür.

         Bir kanadınız kırılır, kanatsız kalırsınız.

         Bir daha uçamazsınız…

(Annesi ölmüşlerden birisi olarak Sayın Başbakanımızın bu büyük yasını, acısını, hüznünü en derinden hissedip paylaşıyor, Sevgili Tenzile Erdoğan Validemize Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânı cennet olsun.  )

Muhabbetle.

Meryem Aybike Sinan/ Haber7meryemaybike@gmail.com

Kaynak : haber7.com


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.