Tarih: 12.10.2011 08:18

Bakandan köstebek olur mu Kemal Bey?

Facebook Twitter Linked-in

Kemal Bey söz vermiş. Ee Kemal Bey bu..Söz verdi mi, yapar!“Açıklayacağım” dedi mi, açıklar!..Ve dün açıklamış..İki yıl önce “Köstebeği açıklayacağız” demişmiş.Dün de o köstebeği açıklamış.Mevzuya balıklama girdik.“Köstebek de ne?” diyeceksiniz..Anlatalım..Deniz Feneri e.V. soruşturması kapsamında 2009 yılında bazı iş yerlerinde arama kararı çıktığında, arama yapılacak yerlere ve ilgililere, iddialara göre önceden haber uçurulmuş..İşte bu uçurma (tabii gerçek ise) iddiasını anlatırken, olayın merkezinde gösterdiği kişiye Kemal Bey “Köstebek” diyor..Peki, kimmiş o köstebek?Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay!Haydaa.Çaycının, çay getirip götürürken öğrendiği bir bilgiyi sızdırdığını ve köstebeklik yaptığını duyar, biliriz..Sekreterlerin köstebeklik yaptığına şahitlik etmişliğimiz vardır.. Şoförlerin, hizmetlilerin köstebeklik yaptığını, dinler öğreniriz....Ama, bakanın köstebeklik yaptığına siz hiç şahit oldunuz mu?Hani devletler arası bir olay vardır. Bir devletten diğerine bilgi sızdırması söz konusudur. “Bakan da bu işi yapabilir” deriz...Ama emri altındaki memurlara karşı, koskoca bir bakanın köstebeklik yapmasına ne gerek var ki?Verir bir emir.. Olur biter..Beşir Atalay, aramayı yapacak polislerin tamamının amiri konumundaki bir bakan değil mi?Şu şu mekanlarda arama yapılma kararı verilmişse..Arama yapılacak yerlerin sorumlusu muhataplara bilgi sızdırana kadar, çok daha pratik çözümü yok mu bu işin?Tabii ki var..Emriniz altındaki polislere verirsiniz talimatınızı... “Gereksiz şeylere el koymayın. Göstermelik bir arama yapıp, tutanağını savcılığa gönderin” dersiniz, olur biter..Tabii, gerçekten hukuku dolanmaya çalışıyorsanız. Suçu örtmeye çabalıyorsanız..Böylece; “Sen özel kalemine söyle... Özel kalemin korumayı arasın.. Özel koruma,  Kırıkkale’yi arasın.. Kırıkkale bilmem kimi arasın!..” Hiçbirine gerek kalmaz..Karşınızdaki adam, sıradan bir memur değil ki!Yetkisi sınırlı bir bürokrat değil ki!Muhatabınız koskoca bakan..İddia doğru ise.. İçişleri Bakanı bu işin içinde ise... O onu aramış, öbürü diğerini aramış muhabbetine hiç gerek yok..Ankara’daki savcı, İstanbul’a gelip, aramayı bizzat yapacak değil ya...Yollayacak faksı..İstanbul’daki savcı da, kararı gönderecek  emniyete..Emniyet yapacak aramayı..Emniyet de, İçişleri Bakanı’na bağlı olduğuna göre..Kalkıp da orayı burayı karıştırana kadar.. Gereksiz görüşmelerle, vakit harcayacağına.. Emniyetteki ilgili birime söylersin, olur biter..Değil mi Kemal Bey..İşe bakın ki, Kemal Bey “Köstebeği açıklayacağım” diye yola çıkarken, gerçek köstebeği ele verdi..Köstebek diye takdim etiği İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dün anında cevabı verdi: “Sayın Kılıçdaroğlu, eğer bir köstebek arıyorsa mesleğine ihanet ederek, gizli soruşturma dosyasını sızdıran ve masum insanlara iftira atanlara bakmalı, onların bu gayrimeşru eylemine çanak tutmaktan dolayı esef duymalıdır.”Gerçekten de..Halen tutuklu şüphelilere bile verilmeyen dosya içindeki bazı belgeler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinde ise..Burda bir köstebeklik yok mu?Ve gerçek köstebeklik de bu değil mi?Hem köstebeklik, hem de çarpıtma..Niye çarpıtma?Kemal Bey, köstebeğin kendisine getirdiği telefon görüşme çizelgesini, ortada konuşma içerikleri olmadığı halde, hayali konuşma senaryoları ile süsleyip, kamuoyuna aktarıyor da onun için.Ali Veli’yi aramış, telefon görüşme kaydında bu görünüyor, doğru.. Ama Ali, Veli’ye ne demiş, elinizde bilgi yok ki!Elinizde bilgi olmadan, “O konuşmada, olsa olsa, arama yapılacağından bahsedilmiştir” tahmini ile suçlama yapmak, çarpıtma değil de nedir?Ali İhsan KARAHASANOĞLU / Yeni Akit

Kaynak : haber7.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —