26 Nisan 2010'da Tunceli Cumhuriyet Savcılığı'na başvuran Akgün, yakınlarının 'Dersim olaylarında öldürüldüğünü' gösteren 27 Ağustos 1955 tarihli valilik tutanağını da dilekçesine ekledi. Dönemle ilgili inceleme ve keşif yapılmasını isteyen Akgün, sorumluların cezalandırılmasını talep etti. Dilekçeyi değerlendiren savcılık, Dersim olaylarının 'basit nitelikli asayiş' olduğunu belirterek takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine Hüseyin Akgün'ün avukatı Cihan Söylemez, bir üst mahkeme olan Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne müracaat etti. Ancak buradan da sonuç çıkmayınca konu AİHM'e taşındı. Söylemez, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2-6 ve 13'üncü maddesinde yer alan 'yaşam hakkı', 'adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü' ile 'etkin başvuru hakkının ihlali' gerekçesiyle Türkiye'nin mahkum edilmesini istedi. AİHM başvurusuna İsmet İnönü'nün 14 Haziran 1937 tarihli TBMM konuşması da delil olarak girdi: 'Dersim'de yok etme programı uyguladık, sel seferleriyle yok ettik.' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Ağustos 2010'daki Sakarya mitinginde yaptığı konuşma da yine delil olarak sunuldu: 'Vergi vermediler diye Dersim'in köylerini kim bombaladı? 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin kişinin yargısız infaz edildiği söylenir.'
AKŞAM
Kaynak : haber7.com