Tarih: 01.01.0001 00:00 540

ABD'deki festivalin gizli mesajı!

Bu kapılardan geçmeden Anadolu'ya giremezsiniz.

ABD
GALERİ İÇİN TIKLAYIN

Anatolian Festival/ Los Angales

Tarihi Akdamar Ermeni kilisesinin önündeyim. Karşımda diz çökmüş vaziyette, gözünden sicim gibi yaşlar dökerek ağlayan bir Ermeni var. 

Yanlış anlaşılmasın Van'ın Akdamar adasında değilim. ABD'nin batı yakasında Los Angales'te Anatolian Kültür Festivalindeyim. Karşımdaki kilise de aslına uygun olarak yapılmış oldukça da büyük bir maket. Yani gerçek değil, ama sicim gibi gözyaşları çok sahici.

Anatolian Kültür festivalinin bu sene üçüncüsü yapılıyor. Festival Fethullah Gülen'in fikirlerinden ilham alan Pasifica Ensitüt tarafından düzenlenmiş.

47 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan festival, 101 stant ve Türkiye'nin sembol eserlerinin maketlerinden oluşuyor. 4 gün içerisinde 40 bin ziyaretçisinin olduğunu söylersem sakın şaşırmayın.

Festival yönetimi ile tanışma fırsatı buldum. Amatör ruha sahip olmak ile birlikte tam bir profesyonellik içerisinde ülkemizi tanıtmak için canla başla koşturuyorlardı.

Amerikan tarihinde bu güne kadar bu çapta bir Türkiye tanıtımı olmuşmudur bilmiyorum. Yıllarca Newyork'ta Türk yürüyüşü ile yetiniliyordu. Amerikan tarihi deyince aklıma geldi. Abdulhamit Han döneminde Şikago'da gerçekleştirilen kültür fuarına Osmanlı Devleti de katılmıştı. Hatta fuar yetkililileri Valide Sultanı'da davet etmişlerdi ama Saray nazik bir dille bunun mümkün olmayacağını ifade etmişti.

Neyse konumuz Osmanlı dönemi değil, bir asır sonra bu sefer devlet eliyle değil, bir sivil toplum örgütü ABD'de Türkiye'nin tanıtımı için kolları sıvamış durumda.

Festival alanına giriş oldukça kriyatif bir düşüncenin ürünü. Sırayla Komagene, Hitit, Urartu, Frigya, Asur, Troya, Pers, Lidya, İyon, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Türkiye kapılarının altından geçerek alana giriyorsunuz. Her kapı o dönemin mimarisi ile yapılmış ve bir kız bir erkek o dönemin kıyafetiyle sizleri içeri buyur ediyor.

Adeta şu mesajı veriyor, bu kapılardan geçmeden Anadoluya giremezsiniz.

Ne kadar doğru. 'Ne mozaiği ulan' itirazları bir tarafa Anadolu bu. Herbiri birbirinden renkli katmanlardan oluşuyor. Tam bir harman, gücünü ve zenginliğini çok renklilikten alan bir toprak parçası.

Bu sene İstanbul, Antalya, Van, Mardin, Konya şehirlerinin tanımı ön planda idi. Aspendos, Topkapı Müzesi, Sultan Ahmet Çeşmesi, Kız Kulesi, Akdamar Kilisesi, Sultanahmet Camii, Mardin evleri gerçeğinden ayırt edilemeyecek güzellikte ve oldukça büyük maketlerle canlandırılmış.

Van standı ile Mardin standı adeta birbirleri ile yarışıyordu diyebilirim. Kalabalıklar önlerinden hiç eksik olmuyordu. Nasıl eksik olsundu ki, Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice Türküler söyleniyor ve hep birlikte halay çekiliyordu. Van'ın dikkat çeken başka bir yönü de kedisiydi. Van'dan şirinmi şirin birl kedi getirilmiş, amerikalılar önünde kuyruk olmuşlar kediyi seyrediyorlardı, ama kedi tam anlamı ile jetlak vaziyetteydi. Uykusuzluktan gözünü açamıyordu. Uyandırıp gözlerini görmek için epey uğraştık ama nafile.

Los Angales Ermenilerin yoğun yaşadığı bir yer. Festivale özellikle İstanbul Ermenilerinin yoğun ilgisini gözlemledim. Bir başka ilginç gözlemim de İstanbul ezanı okunur okunmaz bir Ermeni'nin ağlaması oldu. 'Bu ezan beni çocukluğuma götürdü, biz bu ezanlarla büyüdük' demesi oldukça dikkate değerdi.

Akşam Rafet ElRoman'nın konseri oldu, oturacak yer bulmak adeta imkansızdı. Ayakta biraz dinleme fırsatım oldu. Rafet Elroman ABD'ye girerken havaalanında 5 saat sorgulandığını anlattı. İçimden dedim 'eeee burası macera dolu Ameeerika'.

Erkam Tufan Aytav - Haber 7erkamaytav@hotmail.comtwitter.com/erkamtufan

Kaynak : haber7.com


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.