TRT Haber Açı programı bu hafta Türkiye’nin sınırötesi kara harekatını ve terörle mücadelede yeni dönemini koşullarını tartıştı.
Prof. Dr. Sedat Laçiner, Genelkurmay Başkanı’nın bölgede kalması gerektiğini, terörle mücadelede farklı yöntemler izlenmesi gerektiğini söyledi. Laçiner’in altını çizdiği başka bir konu ise deprem sonrası PKK ile Kürtleri birbirine karıştıran söylemler oldu.
Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Arap Baharı nedeniyle Orta Doğu’da aktörlerin değiştiğini ve PKK’nın güçlenebileceğini söyledi.
Prof Dr. Vedat Bilgin, ABD’nin Irak’tan çekilme takvimiyle birlikte Türkiye ile Irak yönetimi ve Kuzey Irak yönetimi arasında ilişkiler geliştiğini belirtti.
“GENELKURMAY BAŞKANI ANKARA’YA DÖNMEMELİ.”
Prof. Dr. Sedat Laçiner programda Genelkurmay Başkanı’nın bölgede kalmasının askere moral verdiğini söyleyerek “Genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları da dahil olmak üzere Ankara’ya dönmemeli. Nasıl Merkez Bankasını İstanbul’a taşıyalım diyorlar, askerin de Ankara’da durması şart değil. Diyarbakır’da, Van’da vatan toprağı değil mi?” dedi.
Prof. Laçiner, Bin Ladin ve Kaddafi örneklerini vererek, terörle mücadelenin sınırları ve hukuki boyutlarına değindi.
Laçiner şunları söyledi; “Öte yandan PKK meselesinde suç boyutunun dışına geçen boyutları da var. Mesela Bin Ladin’in öldürülme biçimi çok eleştiriliyor, Amerikalılar biz onu yargısız infaz ettik diye eleştiriyor. Aslında Kaddafi’nin öldürülmesinden de bir farkı yok. Onlar da diyorlar ki, ‘bu bana terörün dışında bir dış saldırıdır, yargılamaktan mesul değilim.’ Şimdi Çukurca saldırısını yapan 7 kişiden 2’si Türkiye doğumlu. O iki kişide birilerinin güdümüyle dış bir saldırı mı gerçekleştiriyor o da tartışmalı. Bu asker öldürmelerin büyük bir kısmı sınır üzerinde, sınır dışında gerçekleşiyor. Bir savaşla, başka bir ülkenin PKK üzerinde Türkiye’ye bindirmesiyle terör içiçe geçiyor. Bu meselenin iki yönü var; birincisi reformlar ve fikirsel mücadeledir. Burada Türkiye çok yol almıştır ancak o yolu devam ettirmiyor gibi bir durum var. Mesela başbakanın “demokrasi, insan hakları terörün panzehiridir” sözü çok güzel ve doğru. Kürtçenin sivil hayatta kullanılması, mahkemelerde ana dile savunma gibi... Türkiye burada durdu. Şu ana kadar yapılanlar devrim niteliğinde ama bizim durmamızı gerektiren bir şey olmadı. Güneydoğu’da verdiğimiz şehitlerin sayısıyla insanlarımızın hakları birbirine endeksli meseleler değildir.”
Deprem sonrası ‘silahlar sussun’ söylemlerinin ortaya atıldığına değinen Sedat Laçiner, bu söylemin tüm Kürtleri PKK’lı gibi görmek olduğunu belirterek eleştirdi.
PKK İLE KÜRTLERİ AYIRMAK LAZIM
Bu saçma bir iddia diyen Laçiner, “Ben PKK ile kardeş değilim; Van’da ölen ya da yaşayan Kürtler PKK değil. PKK bir terör örgütüdür, onun üyesi benim kardeşim değil, suçludur yargılanır. Sapla saman hep birbirine karıştırılıyor. PKK elinde silah Hakkari’nin dağındaysa füzeyi de yer roketi de yer.”
PKK İÇİNDE İNSANIN KIYMETİ YOK
Terörist öldürmekle meselenin çözülmeyeceğini söyleyen Laçiner, PKK’nın ölümden beslendiğini ve insanın değeri olmadığını söyledi. Laçiner, “Evet PKK’ya ağır darbe indiriyoruz ama PKK darbe yiyince darbe almıyor. Çünkü PKK için insanın bir kıymeti yok 250 kişi değilde 2500 kişide ölse daha çok adam getiriyor. Çünkü PKK öldürülen adamlarından besleniyor. Örgütün korkusu fikirsel olarak onun altını oymanızda yatıyor.”
“ORTADA TÜRKİYE İÇİN BİR FELAKET SENARYOSU VAR.”
Prof Dr. Gökhan Çetinsaya Arap Baharı’nın PKK’nın konumunda değişiklik yaptığını savunarak şunları söyledi;
“Son üç aydır uzaktan görebildiğim terörle mücadelede bir değişiklik arzusu var. Ama karşı tarafın dönüştüğü daha belirgin. İki açıdan. Bir ulusulararasılaşma artık PKK giderek Ortadoğu’nun etkili bir aktörü olmaya başlıyor. Özellikle Arap Baharı’ndan sonra. Suriye, İran boyutu.. Olay sadece Türkiye’deki meselenin dışında Ortadoğu’daki aktörlerin ve küresel aktörlerin manevra yaptığı bir alana dönüşüyor ki bu bence Türkiye için bir felaket senaryosu.”
“TÜRKİYE’NİN POLİTİKALARI ORTADOĞU’YA EN BÜYÜK ALTERNATİFİ SUNUYOR.”
Prof Dr. Vedat Bilgin, ABD’nin Irak’tan çekilme takvimiyle birlikte Türkiye ile Irak yönetimi ve Kuzey Irak yönetimi arasında ilişkiler geliştiğini belirtti.
ABD’nin bölgeden çekilmesiyle gelişecek yeni süreci değerlendiren Bilgin şunları söyledi, “Irakla bir mutabakat sağlamasının bir bakşa anlamı da ABD ile Arap Baharı ile başlayan bu dalganın bölgede yarattığı yeni ilişkilerin Türkiye üzerinden kurulacağı ya da Türkiye’nin bu bölgedeki etkisi olmadan ABD’nin yeni ilişkiler kurmasından sorunlar olacağıdır. Bu yeni Ortadoğu ne olacak meselesi ile ilgili. Sivil rejimlerin geçiş süreci yaşanıyor. Bu süreçde ABD ve Batı Sistemi bu bölgenin dışına mı çıkacak Yeni bir ilişki kuracak. Açık demokratik ve modern bir gücü olan Türkiye’nin takip ettiği politikalar bu konuda yegane alternatifi.”
Kaynak : haber7.com