Sigaranın tütününün tarlada, işlenme sırasında veya depolanma peryodunda ilaçlanmalarla, yapılan katkı maddeleri ile ve kendi içinde bulunan zararlı maddelerle tam dörtbin çeşit zehir içerdiğini belirtti. Bunların bazılarının Radon, Polonyum 120 gibi radyoaktifler, naftalin, DDT, fare zehiri, Arsenik, Amonyak, Nikotin, Siyanür, Karbon monoksit, fenol ve katran gibi maddeler olduğunu söyledi. Önce sigara, sonra bira ile başlayan alkol alımı ve daha sonra uyuşturucunun öğrencilerimizin körpecik ciğerlerini ve diğer organlarını nasıl parçaladığını,kanserleşmeyi ve uyuşturucu cellatlarının yöntemlerini anlattı. Sigara ile birlikte Nargilenin de akciğer ve kalbin mikrobik hastalıklarının etkeni olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK sonunda şu korkunç gerçeği açıkladı; “ Bugün orta ve lise öğrenimi gören öğrencilerin yüzde 25-30’u sigara, yüzde 15’ i alkol ve yüzde dördü ise uyuşturucu kullanmaktadır”. Dedi. Uyuşturucunun tuzağına düşen insanların çaresizliklerini izah etti ve mücadele yollarını belirtti. Öncelikle sporun sigara ve uyuşturucunun panzehiri olduğunu, bunun yanı sıra kültürel faaliyetler, folklör, müzik ve resim gibi uğraşların önemini belirtti.
Engellemede öncelikle arkadaşların, sonra ailenin, basın ve yayın organlarının, hatta devletin rollerini açıkladı. Okullarda sigara ile mücadele kolları kurulmasını, Yeşilay etkinliklerinin okullarda ön planda yer alması gerektiğini anlattı. Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Eden Sporcular Federasyonu’nun çalışmalarından bahsetti. Daha sonra öğrencilerin soruları cevaplandırıldı. Bir öğrencinin, “benim bütün arkadaşlarım sigara içiyor” şeklindeki ifadesi önemli bir gerçeği ortaya koydu. Sonuç olarak, Türkiye’de çok genç yaşta sigara içimine başlandığından insanlarımızın, gelişmiş ülke insanlarına oranla 15 yıl önce akciğer kanserine yakalandıklarını, hekime geç geldikleri için kanserin geç teşhis edildiğini ve ileri evrede tanımlanan kanserin tedavisinin de çok zor olduğunu açıkladı.