Tarih: 14.04.2012 21:12

-''Güneş balçıkla sıvanmaz''-

Facebook Twitter Linked-in

 Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış:

-''AB üyesi bazı ülkelerde yaklaşan seçimlerde, 1915 olaylarından istifade etmek isteyen dar vizyonlu bazı siyasetçiler görüyorum''

 -''Onlara Çanakkale'den bir mesaj vermek istiyorum; Güneş balçıkla sıvanmaz. Türkiye'ye AB sürecinde havlu attırabileceğinizi sanıyorsanız, avucunuzu yalarsınız''

-''Bu milletin azminin, kararlığının ne kadar derin, ne kadar güçlü olduğunu merak ediyorsanız, buyurun gelin Çanakkale'ye sizi gezdirelim. Çanakkale'de bir nefes alın, size de iyi gelir. Çanakkale'nin peynirli helvasından yerseniz belki aklınız başınıza gelir''

 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB üyesi bazı ülkelerde yaklaşan seçimlerde 1915 olaylarından istifade etmek isteyen dar vizyonlu bazı siyasetçiler gördüğünü belirterek, ''Onlara Çanakkale'den bir mesaj vermek istiyorum; Güneş balçıkla sıvanmaz. Türkiye'ye AB sürecinde havlu attırabileceğinizi sanıyorsanız, avucunuzu yalarsınız'' dedi.

     Bağış, AK Parti Çanakkale İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iki gündür Avrupa Birliği'nin stratejik ülkelerinden biri olan Malta'da bulunduğunu hatırlattı.

     ''AB sürecinde Sayın Başbakanımızın bu göreve bizi getirirken verdiği bir talimat vardı. 'Diklenmeyin, ama dik durun' demişti. Ben o dik duruşun ruhunu, Çanakkale Ruhu'ndan alıyorum'' diyen Bağış, Malta ile Çanakkale arasında bir bağ olduğunu ifade etti.

     Çanakkale'yi, ''Yiğidin harman olduğu, kıtaların buluştuğu ve efsanelerin yazıldığı'' yer olarak tanımlayan Bağış, ''Çanakkale'de vatan sevgisi uğruna Türkü'yle, Kürd'üyle, Çerkez'iyle, Laz'ıyla, Boşnağ'ıyla, Zaza'sıyla, bütün evlatlarıyla 253 bin şehit verdiği bu topraklarda vatan sevgisinin ne olduğunu, kanlarıyla yazan bir ecdadın torunlarıyız'' diye konuştu.

     Önümüzdeki hafta Çanakkale'ye dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerle o tarihin yeniden yaşatılacağına dikkati çeken Bağış, aynı dönemle ilgili Türkiye'ye bazı iftiraların atıldığına işaret etti. Bağış, şöyle devam etti:

     ''Deniyor ki; Türkler soykırım işlemiştir. Ne zaman- 1915'in Nisan'ında. Yani bir cephede insanlık tarihinin en büyük kayıplarından birini verdiğimiz dönemde, ülkemize sahip çıkmak, gencecik fidanların, yetişmiş evlatların şehit düştüğü bir ortamda, imparatorluğumuzun, ülkemizin başka bir coğrafyasında soykırım işlemekle itham ediliyoruz.

     O soykırım iddiaları ile olarak 1919 yılında zamanın bakanları, kolordu komutanları, valilileri, üst düzey yetkililerinden oluşan 120 kişilik bir gurup Malta'ya sürgüne gönderilmiş. Orada İngilizlerin denetiminde 2 yıl süren bir yargılamayla karşı karşıya kalmışlar. 2 yıl sürenin sonunda 120 kişinin tamamı suçsuz bulunmuş ve berat etmiş.''

     Bağış, ABD'nin arşivinde o dönem İngiltere Krallığı'nın Washington büyükelçiliğini yapan kişinin, Temmuz 1921'de çektiği telgrafa dikkati çekti.

     Telgraftan, ''Malta'da tutuklu bulunan Türkler aleyhine delil olarak kullanılacak hiçbir şey olmadığını bildirmekten üzüntü duyuyorum. Yeterli delil oluşturabilecek hiçbir sorun, vakit mevcut değildir. Söz konusu raporlar hiçbir şiddetle Türkler tarafından majeste hükümetinin halen elinde bulunan bilgilerin nakliyesinde yararlı olabilecek delilleri bile ihtiva eder görülmemektedir'' bilgilerinin bulunduğu bölümü okuyan Bağış, ''İşte bizim tarihimiz bu kadar berrak'' dedi.

    

     -''Güneş balçıkla sıvanmaz''-

    

     Bağış, 2005 yılında cumhuriyet tarihinde ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenistan'a bir mektup yazdığını anımsattı.

     Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Türk siyasetçisinin, ''Siz kendi tarihinizle yüzleşmeye hazırsanız, ben kendi tarihimle yüzleşmeye hazırım. Hodri meydan'' dediğini anlatan Bağış, o gün bugün kendi tarihiyle yüzleşemeyenlerin, başka ülkelerin parlamentolarında görevi geleceği belirlemek olan yasama mensuplarına, geçmişi belirletmeye kalktıklarını vurguladı.

     Seçilmiş milletvekillerinin görevinin, geçmişi belirlemek olmadığını, bunun tarihçilerin görevi olduğunu vurgulayan Bağış, tarihçilerin yaptığı çalışmaları dünyayla paylaştıklarını, belgelerin ortada olduğunu söyledi.

     Bağış, ''Varsa ellerinde bir belge, sadece Ermenistan'ın değil o dönemde burada temsilcisi bulunan, askeri bulunan, ajanı bulunan, insanı bulunan hangi ülke varsa çıkarsın elinde ne varsa. Uluslararası bir komisyon kurulsun ve bunun üzerine hep beraber gidelim. Sayın Başbakanımız onu ta o zamandan beri söyledi'' şeklinde konuştu.

     ''AB üyesi bazı ülkelerde yaklaşan seçimlerde, 1915 olaylarından istifade etmek isteyen dar vizyonlu bazı siyasetçiler görüyorum'' diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

     ''Onlara Çanakkale'den bir mesaj vermek istiyorum; Güneş balçıkla sıvanmaz. Türkiye'ye AB sürecinde havlu attırabileceğinizi sanıyorsanız avucunuzu yalarsınız. Bu milletin azmini, kararlığının ne kadar derin, ne kadar güçlü olduğunu merak ediyorsanız, buyurun gelin Çanakkale'ye sizi gezdirelim. Çanakkale'de bir nefes alın, size de iyi gelir. Çanakkale'nin peynirli helvasından yerseniz belki aklınız başınıza gelir.''

    

     -''AK Partili olmak Çanakkale Ruhu'na sahip çıkmaktır''-

    

     Bağış, kendilerinden önce ülkede kepenklerin kapatıldığını, krizlerin yaşandığını faizlerin patladığını hatırlatarak, ''Bir anayasa kitapçığı bir masanın ucundan havalanıp bir ucuna düşene kadar bu ülkede insanların mal varlıkları yarı yarıya azaldı, borçları iki katına çıktı. Ham dolsun AK Partililerin hiçbirisinin başını öne eğecek böyle bir kriz yaşanmadı'' dedi.

     Türkiye'de 2002 yılında iç hatlarda kesilen uçak bileti miktarının 6-8 milyon civarında olduğunu, 2010 yılı sonu itibarıyla bunun 102 milyonun üzerine çıktığını vurgulayan Bağış, Cumhuriyet tarihi boyunca 1923'ten 2002'ye kadar 6 bin 100 kilometre yol yapabilen devletin, son 9 yılda onun üzerine 16 bin 500 kilometre yeni yol ve otoban eklediğini kaydetti. 165 bin yeni derslik yaptıklarını, Türkiye'de hizmet veren hastanelerin üçte birinin AK Partililerin eseri olduğunu vurgulayan Bağış, Gelibolu'ya giden yılda 200 bin civarında insan sayısının şimdi 2,5-3 milyona yaklaştığını ifade etti.

     Bağış, ''İşte AK Partili olmak Çanakkale Ruhu'na sahip çıkmaktır. AK Partili olmak, ecdadın o bıraktığı yerden meşaleyi alıp çok daha ileri noktalara götürebilmektir'' şeklinde konuştu.

    

     -''Çanakkale Belediyesi'ni alacağız''-

    

     AK Parti Çanakkale İl Kongresi'nin yapıldığı salondan AK Parti'nin güçlenerek çıkacağını dile getiren Bağış, şunları söyledi:

     ''Çünkü Türkiye'nin halledilmesi gereken sorunları var. Bugün seçeceğimiz yeni kadrolarla peş peşe 3 ayrı seçime gireceğiz. 2014'te hem yerel seçimleri, hem ilk defa cumhuriyet tarihinde halk tarafından direkt oyla seçilecek bir cumhurbaşkanlığı seçimini, hemen akabinde 2015'te de genel seçimleri gerçekleştireceğiz. Onun için bu salondan birliğin, beraberliğin, kardeşliğin kısa adıyla AK Parti'nin güçlü çıkması lazım.''

     Çok seyahat ettiğini, hemen hemen her gün farklı bir ülkede, şehirde yaşadığını, Türkiye'nin hassasiyetlerini iletmekle görevlendirildiğini anlatan Bağış, Türkiye'de gezdiği yerlerde çok net gördüğü bir tablonun olduğuna dikkati çekti.

     ''AK belediyecilikten hesabını alan bölgeler, AK belediyecilikten nasibini alabilen bölgeler ve alamayan bölgeler'' diyen Bağış, Çanakkale'ye indiğinde içinin ''cız'' ettiğini dile getirdi.

     Çanakkale'nin daha iyisine layık olduğunu belirten Bağış, salonda bulunanlara, ''Size selamını gönderen Başbakanımıza yarın döndüğümde 'Çanakkale teşkilatı, Çanakkale Belediyesi'ni alma konusunda kararlıdır' diyebilir miyim-'' diye sordu. Bağış, şöyle dedi:

     ''Söz vermek, hele AK Partili sözü vermek, öyle 'çakma Gandi'lerin, hizipçilerin, milletin vicdanında yargılanıp müebbet muhalefete mahkum olmuşların verdikleri sözlere benzemez. Akşam söyleyip sabah unutulan sözlere benzemez. Bir kez daha soracağım. Çanakkale Belediyesi'ni alıyor muyuz- Ben de gönül rahatlığıyla Sayın Başbakanımıza, 'Çanakkale kararını vermiş, durmayacaklar yola devam edecekler. Çanakkale Belediyesi'ni de alacaklar' diyorum.''

 

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen  Bağış:

 ''Gelecek nesillere emanet etmemiz gereken Türkiye, eksik bir Türkiye olmamalı. Darbecilerin cirit attığı, milli iradeyle oyun oynayan, siyasi partileri, milleti küçümseyenlerin, milletin seçtiklerine hakaret edenlerin rahatlıkla at oynattıkları bir ülke olmasına mani olmalıyız'' -''28 Şubat gerçekten bu ülkede birçok insanın acı çektiği bir dönemdir''

 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Gelecek nesillere emanet etmemiz gereken Türkiye, eksik bir Türkiye olmamalı. Darbecilerin cirit attığı, milli iradeyle oyun oynayan, siyasi partileri, milleti küçümseyenlerin, milletin seçtiklerine hakaret edenlerin rahatlıkla at oynattıkları bir ülke olmasına mani olmalıyız'' dedi.

     Bağış, AK Parti Çanakkale İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ana muhalefet partisi CHP'yi eleştirdi.

     ''Gerçekten çok değerli bir ana muhalefet liderimiz var. Somali'ye gidiyorum deyip, Kenya'ya giden, matematik konusunda zaten harikalar yaratır. Her yaptığı hesapta mutlaka bir hata olur'' diyen Bağış, ''Partisinin içerisindeki hiziplerin yarattığı psikolojik bunalımdan olsa gerek, bir söylediği bir söylediğini tutmaz. Etrafındaki arkadaşları da kendisine hata yaptırma konusunda çok marifetliler maşallah'' diye konuştu.

     En son kendisinin sıkça gittiği görev alanı içerisinde olan Avrupa Parlamentosu'nda bir toplantı düzenlendiğini belirten Bağış, şöyle devam etti:

     ''Toplantının adı 'CHP'nin 2023 vizyonu'. AK Parti'nin 2023 vizyonunu biliyorsunuz. Kişi başına düşen gelirin 25 bin doların üzerine çıktığı, 15 bin kilometre daha yeni yol yaparak 30 binin üzerine çıkarmış olan, ihracatı 500 milyar doların üzerine çıkmış, dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri olmamız. Bu AK Parti'nin vizyonu. CHP'nin 2023 vizyonu olarak Avrupa Parlamentosu'nda dile getirilen cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum. CHP'nin 2023 vizyonu, Türkiye'nin güçlü bir muhalefet partisine ihtiyacı olduğunu vurgulamış. Bu arkadaşların 2023 vizyonu, oldukları yerde sayıklamak, muhalefette yan gelip yatmak. Daha ne diyelim arkadaşlar. Bunu gören, bunu duyan Çanakkaleli seçmen bu zihniyete bir daha belediyeyi teslim eder mi- Etmez. Onun için burada verdiğiniz sözü tutacağınızdan ben yüzde yüz eminim.''

     Ciddi siyasi rakiplerinin bulunmadığını, rakiplerinin bile kendi içlerinden çıktığını dile getiren Bağış, ''Ama onları da kucaklayacağız. Bu salonda güçlü, kuvvetli, birlik içerisinde bir AK Parti vizyonu çıkmak zorunda. Çünkü Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görüyoruz. Bu millet, demokrasinin tadını aldı artık, bir daha bırakmaz'' dedi.

    

     -''Millet ağır şamarı indirir''-

    

     ''Demokrasinin balansı ile oynamaya kalkanlara değil bir yıl, bir saniye bile tahammülü kalmadı bu milletin ve demokrasiden daha çevik bir gücün olmadığını herkes görüyor artık'' diyen Bağış, demokrasilerde cezanında ödülünde sandıkta verildiğini söyledi. Bağış, şunları kaydetti:

     ''Eğer biz de bizden evvelkilerin düştüğü hatalara düşersek, eğer biz de milletin dertleriyle dertlenmek yerine, kendi rantımızın peşine düşersek, bu millet bizi de sandıkta çok ama çok çetin cezalandırır ve ağır şamarı indirir. Bundan hiçbirinizin şüphesi olmasın. Doğrusu da odur. Ama bu milletin derdiyle dertlenmeye devam edersek, bu milletin önünü açmaya devam edersek, bu ülkenin zenginleşmesi için şeffaflaşması için özgüvene sahip bir ülke olarak dik durabilmesi için çalışmaya devam edersek, Allah'ın izniyle 2023'e de ondan sonra da Türkiye'yi yönetecek kadrolar bizim içimizden, bizim gençlerimizden çıkacaktır.''

     Bağış, ilçe kongrelerini gerçekleştirdiklerini, il kongrelerini tamamladıktan sonra da sonbaharda büyük kongreyi yapacaklarını belirterek, büyük kongreden sonra önümüzdeki dönem seçimlerine başlayacaklarını anlattı.

     AK Partililerin siyaseti bireysel şahsi çıkarları için yapmadığını, ülkenin çıkarları için yaptığını ifade eden Bağış, ''AK Parti'yi diğer partilerden ayıran en önemli özellik bu. Bizim içimizde küsmek, darılmak, gönül koymak olmaz. İstişare ederiz, tartışırız, gerektiğinde yarışırız ama ondan sonra da tek yumruk olarak görevimize devam ederiz'' dedi.

     Çanakkale teşkilatının son seçimlerde ortaya koyduğu kararlıkla AK Parti'yi Çanakkale'de birinci parti yaptığını, bunun da birilerinin uykusunu kaçırdığını ifade eden Bağış, ''Ama bizim rehavete düşmeye hakkımız yok. Ecdat 97 yıl evvel nasıl siper sipere, omuz omuza mücadele ettiyse, şimdi biz yeni fabrikalar için yeni otobanlar için havaalanlarını büyütmek, genişletmek için Çanakkale'de, şehitlerimizin yadigarı bu aziz toprakları daha da güçlendirmek, dünyaya tanıtabilmek için turizm potansiyelini ortaya koyabilmek için her zamankinden daha çok çalışmak lazım'' diye konuştu.

     Bağış, üçündü dönemde olduklarını ve zaman zaman kendisine ''Niye bu kadar çok kendini yoruyorsun-'' dediklerini belirterek, şunları kaydetti:

     ''Başbakanımıza bakıyorum şu 10 yılda. İnanın bana değil 10 yıl, belki 30 yıllık bir yıpranma geçirdi. Fotoğraflara bakın kıyaslayın. Onun çalışma arkadaşları olarak, onun dava arkadaşları olarak, onun yükünü almak hepimizin görevidir. Hepimizin boynunun borcudur. Ama ondan daha önemli bir görevimiz var. Bizim gelecek nesillere emanet etmemiz gereken Türkiye, eksik bir Türkiye olmamalı. Darbecilerin cirit attığı, milli iradeyle oyun oynayan, siyasi partileri, milleti küçümseyenlerin, milletin seçtiklerine hakaret edenlerin rahatlıkla at oynattıkları bir ülke olmasına mani olmalıyız.''

    

     -''Darbeciler yargılanıyor''-

    

     Bakan Bağış, bu ülkede artık hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmadığını söyledi.

     Türkiye'nin artık AB standartlarında, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Bağış, ''İşte darbeciler de yargılanıyor. Kendi tarihimizle de yüzleşiyoruz. Gün geliyor Dersim'in acı gerçeklerini ortaya çıkarıyoruz, gün geliyor 28 Şubat süreciyle ilgili yaşananları tartışabiliyoruz'' dedi.

     ''12 Eylül'de bu millete zulüm edenlerin yargılandığı bir döneme geçtik. 12 Eylül kimsenin şahsi meselesi değil'' diyen Bağış, 12 Eylül'de yüzlerce ana kuzusu gencin idam edildiğini, binlerce insanın vatandaşlıktan çıkarıldığını, yüz binlerce insanın fişlendiğini kaydetti.

     En çok çaba sarf ettiği konulardan bir tanesinin, AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına uyguladığı haksız vizeleri kaldırmak olduğunu anlatan Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:

     ''Bu vize belası bile 12 Eylül'ün bize attığı bir kazıktır. 12 Eylül'e kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamayan birçok ülke, uygulayamayan birçok ülke, nur içinde yatsın, rahmetli İnönü'nün 1963'te imzaladığı Ankara Antlaşması gereğince aslında bize vize uygulamamaları gerekiyor. Ama 80 darbesini yapanlar bizim insanımız başka ülkelere gider, siyasi sığınma hakkında bulunur, onları yargılayamayız, onları asamayız korkusuyla ülkelerin bizim vatandaşlarımıza vize uygulamalarına göz yummuşlar. Yani İnönü'nün kazandığı kanuni hakkımızdan feragat etmişler. Biz şimdi 63'teki haklarımızı geri kazanmak için kapı kapı dolaşıyoruz. Sadece şu vize olayı bile gösteriyor ki demokrasinin en kötü hali bile demokrasisiz bir ülkenin en iyi halinden 10 kat daha iyidir.''

     Geçen sene Başbakan'ın verdiği bir görevle Emine Erdoğan Hanımefendi ile birlikte sel felaketi yaşanan Pakistan'a gittiğini hatırlatan Bağış, orada da demokrasinin ne kadar büyük bir erdem olduğunu anladığını ifade etti. Bağış, şöyle dedi:

     ''Pakistan, kendi atom bombasını yapabilecek kadar savunma sanayisine yatırım yapmış, ordusu güçlü bir ülke. Ama bir yağmur yağdığında akacak gideri yapmadıkları için bir sel felaketinde muazzam kayıplara uğramıştır. Pakistan'da demokrasi olsaydı, atom bombasına para harcamadan evvel ülkenin gerçek ihtiyaçlarını yollarını, kanalizasyonunu, su giderlerini yapan bir zihniyet olurdu. Milletin derdiyle dertlenen olurdu. Ama bu işi sadece güvenlik boyutuyla ele alanların eline bırakırsanız, işte atom bombasını yaparlar, ondan sonra da gerisini koyverirler. Sonra da bir yağmur yağar yüzlerce binlerce insan ölür. Demokrasiye sahip çıkmak onun için çok ama çok önemli.''

    

     -''28 Şubat süreci yargılanıyor''-

    

     28 Şubat sürecinin yargılandığına da değinen Bağış, şöyle konuştu:

     ''28 Şubat gerçekten bu ülkede birçok insanın acı çektiği bir dönemdir. 28 Şubat sürecinde bu ülkede 14 tane radyo kapatıldı, 19 tane televizyon kapatıldı, 11 bin kamu görevlisi, 750 akademisyen hakkında soruşturma açıldı, 6 milyon insanını fişlemiş bu devlet. 6 milyon. Yazık değil mi- Ama 28 Şubat sürecini bağımsız Türk yargısı sorgulamak isteyince Türkiye'nin ana muhalefet partisi bir anda rahatsız oluyor. Namı diğer Sayın Çakma Gandi ve arkadaşları hemen huzursuzluklarını ortaya koydular. Bütün Türkiye'yi demokrasi baharı sardığı halde CHP'yi ve Kemal beyi, şubat soğuğu kaplamış. İnanın onlar adına üzülüyorum. Güçlü bir muhalefetimiz olsa bizi de kamçılayacak. Milletten bu kadar kopuk muhalefet de yapılmaz. Siyaset hiç yapılmaz. Hala anlayamamışlar, bazı şeyleri. Hala bu memlekette niye CHP deyince insanların aklına dipçik geldiğini, tek kanallı siyah-beyaz televizyon geldiğini hala anlayamamışlar. Ama biz memnunuz, Allah başımızdan eksik etmesin. Ama bizim muhalefetimiz tembel diye, bizim muhalefetimiz milletten kopuk diye, bizim rehavete düşmeye hakkımız yok. Biz Çanakkale'de, ecdadın ortaya koyduğu kararlılıkla, Çanakkale ruhuyla her zamankinden daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, daha çok yorulup, terleyeceğiz. Ama çocuklarımıza aydınlık bir Türkiye bırakacağız.''

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —