Soykırım Yalanı!

1918’de Erzincan ve Erzurum’u Ermeni ve Rus’lardan temizleyen, 1920 yılında Ermeni’leri esir alan Kazım Karabekir Paşa, Ermenilerin bölgede yaptıkları zulüm için şöyle diyor; “Ben bunca savaşlar yaşadım fakat böyle bir vahşet görmedim. Ermeni’lerin Müslüman Türk halkına yaptıklarını gördüğümde adeta kanım dondu. Van’dan Erzurum’a şehirler talan edilmiş, yakılmış, taş taş üstünde kalmamıştı. İnsanlar kitleler halinde camilere, okullara, ahır ve samanlıklara doldurularak diri diri yakılmıştı. Ağaçlara bağlanan insanlarımızın gözleri oyulmuş, organları, kol ve bacakları kesilmiş, karınları yarılmış, kalp, akciğer ve barsakları çıkartılarak dallara asılmıştı. Diri diri yanan insanların et ve kemikleri simsiyahtı”.

Ermeni’ler doğuda 1800 yılından itibaren Rus’larla, Daha sonra Güneydoğuda İngiliz ve Fransızlarla işbirliği içinde, Türk ve Kürt ne kadar birlikte yaşadıkları Müslüman halk varsa hepsini hunharca yok etmeye kalkışmışlardır. Bunu Hristiyan oldukları için yapmışlar ve binlerce yıldır birlikte yaşadıkları komşularına hangi şehirde olursa olsun topyekün soykırım uygulamışlardır. Türk veya Kürt, doğu Anadolu’daki Osmanlı erkeği Galiçya’dan Yemen’e kadar cephelerde savaşmaktadır. Köyler ve şehirlerde savaşamayacak durumdaki ihtiyar, kadın ve çocuklar kalmıştır. Ermeni’ler ise çeteler veya yabancı güçler içinde geride kalan çaresiz insanlarımızı katletmişlerdir.

1914 resmi sayımlarına göre tüm Osmanlı topraklarında 1 234 671 Ermeni vatandaş yaşıyordu.

Resmi kayıtlara göre, 1914 sayımında Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan Ermeni sayısı 1 234 671 kişidir. 1915 yılında Rus’ların Van’ı işgali sırasında isyan eden Ermeni çeteleri ve Rus birlikleri içinde bulunan Ermeni’ler, yalnız Van’da ve çevresinde 179 380 Müslüman halkı yok ettiler. Buralarda yaşayan Türk veya Kürt Müslüman halk kendilerini korumak zorunda kaldılar. Eğer Ermeni’ler, hayır onlar bizi öldürdüler diyorlarsa; olaylar yukardaki koşullar çerçevesinde gelişmiştir. Müslüman halk nefsi müdafa yapmışlardır.

Ermenistan’ın ilk başbakanı olan Yohannes Kaçaznuni 1923 Taşnak kongresinde aynen şunları söylüyor;

1. Gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması hataydı

2. İngiliz işgali umutlarımızı yeşertti

3. Yapılan tehcir amaca uygundu

4. Güç dengesi Türk’lerin lehine idi

5. Kendi dışımızda suçlu aramayalım

6. İngiliz’ler karşılıklı kırımı kışkırttı

7. Övünülecek hiçbir şey yapmadık

8. Terör eylemlerimiz batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti

9. Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlandık

Lozan konferansında Ermeni’lerin haklarını koruyan Ermeni heyetinin

başkanı yine bir Osmanlı Paşası olan Bogos Nubar dır. Kendi ifadesi şöyledir: “700.000 ermeni göç ettirilmiştir. Türkiye’de halen 280.000 Ermeni yaşamaktadır. Gerçek nüfus 1.300.000 olduğuna göre kayıp ermeni sayısı, 300.000 dir”. Talat Paşanın belirttiği rakam da budur. Savaş sonu Anadolu’daki Müslüman açığı ise 1.500.000 dir. işte gerçek sistemli soykırım budur.

1998 yılında Amerika eski devlet başkanı Reagan’in danışmanı Bruce Fein ise, Amerikan Arşivlerine göre başından itibaren Ermeni’lerin soykırıma uğrattığı Türk sayısı 2 milyondur diyor. 1918 basımlı Encyclopedia Britannica’ya göre ölen Ermeni sayısı 600 000 iken, 1968 basım Encyclopedia Britannica’da bu rakam 1 500 000’e yükselmiştir. Fransız din adamı Monseigneur Touchet, tüm abartılarla bu rakamın 500.000’i geçmeyeceğini belirtmektedir. Demekki 1,5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğü, batılı kaynaklara göre de tamamen yalandır. Amerikalı Stanfort Shaw, Guenter Levy, Steve Cohen, Michael Gunter, Edward Erickson, Fransız Yves Benard, Türk Türkkaya Ataöv ve Yusuf Halaçoğlu gibi tarihçiler, Charles Aznavour gibi bir Ermeni sanatçı ile Ermenistan’ın ilk başbakanı Yohannes Kaçaznuni, belgelerle Ermeni ihanetini, Ermenilerin Türk’leri öldürdüklerini ve gerçek suçluların Ermeni’ler olduğunu ortaya koyuyorlar. Osmanlı imparatorluğu Genelkurmay başkanı General Paul Bronsart Von Schellendorf’un 1915 te doğu cephesindeki gözlemleri, Anadolu’da müfettiş olarak görevli Amerikalı Orgeneral James Guthrie Harbord’un 1919 yılında hazırladığı rapor Türk’lerin haklılığını ortaya koymaktadır. Bunları Amerika’nın, Fransa’nın devlet başkanları bilmiyormu?

Birinci Dünya savaşında Türk’ lerin gücü tükenmişti. Türk’ler en güçlü oldukları devirlerde Ermeni’leri daima el üstünde tutmuşlardı. Osmanlı devrinde Ermeni’lerden 22 bakan, 33 milletvekili, 29 paşa, 7 Büyükelçi, 11 üniversite öğretim üyesi ve 41 üst düzey yönetici yetişmişti. Böyle bir durum, birliktelik ve içiçelik varken ve bu ahenkli yaşam yüzyıllardır sürmüşken, bir anda Türk’lerin Ermeni’lere kötü davranması olacak şey mi ?

Ermeni iddiaları ise tamamen yalandır.

1. isveç’li parlamenter Garton, 2002 yılında Ermeni’lere hizmet eden raporunda; Atatürk’ün 10 nisan 1921 günü mecliste sözde Ermeni soykırımı yapıldığının kabulü konusunda bir konuşma yaptığını yazmıştır. Sayın Yüksel Yalova o tarihte mecliste böyle bir toplantı olmadığını , kaydının bulunmadığını kanıtlamıştır.

2. Fransız Pol Dü Vo 1938 yılında yazdığı bir kitapta 27 ocak 1920 günü, Mustafa Kemal’in İstanbul’da çıktığı bir mahkemede, Osmanlı devletini, Ermeni katliamından sorumlu tutan bir konuşma yaptığını yazmıştır.

3. Amerikalı Ermeni papaz Nesliyan, bu yalanı 1951 yılında pek çok konuşma ve yazısında kullanmıştır.

4. Ermeni yazar Leon Sürmeliyan da 1976 yılında yazdığı bir kitabı tamamen bu yalan üzerine kurgulamıştır. Bu dört madde tamamen yalandır. Zira 27 ocak 1920 tarihinde kurtuluş savaşı için Anadolu’da bulunan ve Osmanlı tarafından idama mahkum edilen Mustafa Kemal Paşanın o tarihte İstanbul’daki bir mahkemeye çıkmasının imkanı yoktur.

5. Rus ressam Vasili Vereşçagin’in 1871 yılında yapmış olduğu kurukafa tablosunu da, üzerine Talat paşanın resmini koyarak, Türk’lerin katlettiği Ermeniler olarak propoganda aracı olarak kullanmaktadırlar.

6. Ermeni yazar Aram Andoniyan 1915’ li yıllarda Ermeni tehciri ile ilgili

olarak Halep Valisi Abdülhak bey ve Talat Paşanın imzalarını taklit ederek sahte belgeler hazırlamış ve bunları yazdığı kitapta kullanmıştır.

7. 2005 yılında Los Angelos üniversitesinde düzenlenen bir konferansta yer alan Atatürk’ün resmi üzerine montajla Ermeni ölüsü diye yerleştirdikleri çocuk resmi ise Ermeni yalanlarının son örneği ve delili dir. Konferans Vahram Shemmassian, Ardashes Kassakhian ve Levon Marashlian tarafından düzenlenmiştir. Bu kişiler Türkiye’den gitmedirler. Bugün Fransa devlet başkanı Sarkozy’nin veya daha başkalarının

Ermeni’lere şirin gözükme uğruna giriştiği aşağılık soykırım oyununa Güçlü Türkiye Cumhuriyeti devleti, yalnız Fransa’da değil, tüm Dünya’da kökten son vermelidir.

Ermeni çocukları, dedelerini Türk’lerin öldürdüğü masalları ile büyütülürken, Türk’lerin çocukları ülkemizde kaçak işçi olarak çalışan ve sayıları 70-80 binleri bulan Ermeni dadıları tarafından büyütülmektedir. Bu kadınların Türkiye’de kazandıkları ile Ermenistan’da 500 000 Ermeni’nin karnı doymaktadır. Meclis başkanımız tarafından Birleşmiş Milletler Genel sekreteri sayın Muun uyarılmalı, 1948 BM kararlarının soykırım saymadığı Türk-Ermeni olayları konusunda Muun tarafından yeniden tüm Dünya devletleri parlamento başkanları bilgilendirilmelidir. Birinci Dünya savaşı sonuda Osmanlı devleti yenik sayılıp, İstanbul işgal

edildiğinde, Ermeni olayları nedeni ile tutuklamalar olmuş, mahkemeler kurulmuş ve suçlu diye bula bula bir tek suçlu olan Tokatlıyan Kaymakamı Kemal Bey bulunmuş ve zavallı Beyazıt meydanında asılmıştır. İşgal kuvvetlerinin suçlu bulamadığı Ermeni olayları için bugün Ermeni’ler soykırım yalanları ile Dünya’yı parmaklarında oynatmaktadırlar. Uruguay’dan Rusya’ya sözde Ermeni soykırımını 24 ülke parlamentosu kabul etmiştir. ABD’nin 42 eyaletinde de kabul edilmiştir. Bunu Amerika Birleşik Devletleri resmen kabul ettiği takdirde arkası çorap söküğü gibi gelecektir. Sonuçta Dünya’da yok olmaya yüz tutmuş Ermeniler, soykırım için tanınma, Türkiye’den toprak ve tazminat taleplerini (3T) kabul ettireceklerdir.

Biz tatlı hikayelerle Türkiye’de Japon yılı, Japonya’da Türk yılı kutlamaları yaparken, Japonya’da kurulan Ermeni-Japon dernekleri Doğu illerimizin çoğunu Ermenistan’ın kadim şehirleri olarak ilan etmişlerdir. Dünya’nın her yerinde, Viyetnam’da bile kurdukları derneklerle, emperyalist Türk’ler bize soykırım uyguladılar diyerek, yılda 5 milyar doları bu iş için harcamaktadırlar.

Bu konu tarihçileri ilgilendirir,

Arşivlerimizi açtık,

Elçilerimizi geri çağırıyoruz,

Bu oldu bittilere papuç bırakmayız,

Bu sorumsuz tavırları şiddetle kınıyoruz,

Mallarını boykot edeceğiz, gibi söylemlerin hiçbir faydası yoktur. Kimse gelip, aleyhine olacak arşivleri incelemez. Arşivler gözlerine sokulmalıdır. Ayrıca olay, tarih sayfalarından çıkarılıp, siyaset sayfalarına taşınmıştır.

Hocalı soykırımının kanı henüz kurumamıştır. Bu katliamın eli kanlı elebaşılarından biri de Ermenistan devlet başkanı Serj Sarkisyan’dır. Bu katilin;

Soykırımdan vazgeçmeyiz

Türk’ler de diz çökecekler

Fransa’ya minnettarız

İnsani değerlere bağlılık kanıtlandı

şeklindeki demeçleri, onun ne iyi komşuluk ilişkileri ne de protokollerle imana gelmeyeceğini göstermektedir. Ermeniler 1915’in yüzüncü yılına tüm güçleri ile hazırlanmaktadırlar. Bu hain saldırıların önü kesilmedikçe yenileri gelecektir.

Ermeni’lerin soykırım söylemlerine karşı alınması gereken önlemler

1. Ermeni’lerin soykırım söylemlerine karşı çalışmaların planlanıp, yürütülmesi amacı ile dışişleri bakanlığında sürekli bir büro kurulmalıdır.

2. Bu büroda, komisyon çalışması ile tarihi belgeler ışığında Türkçe ve yabancı dillerde broşür, belgesel, film ve kitapçıklar hazırlanarak, bunlar basın ve yayın organlarının kullanımına sunulmalıdır.

3. Haklılığımızı anlatan yayınlar, ilkokul öğrencisinden üniversitelisine ve öğretim üyelerine, çiftçiden işçiye, askere, polise, sanayiciye, parlamentere, tüm kurum ve kuruluşlara yani herkese ulaşmalı ve hitap etmelidir.

4. Yabancı dillerde hazırlanan broşürler, Ermeni’lerin yaptığı gibi, ülke girişinde ve çıkışında turizm broşürleri ile birlikte turistlere dağıtılmalıdır.

5. Hava alanlarında, limanlarda, otobüs ve tren terminallerinde, 81 ilin il meydanlarında Ermeni’lerin Türk’lere uyguladıkları soykırım uygulamasına ait afiş, tablo, heykel ve abide şeklinde kompozisyonlar düzenlenmelidir.

6. Basın yayın organları, üniversite öğretim üyeleri, sivil toplum örgütleri, kültür, sanat, tarih, bilim ve turizm temsilcileri, iş adamları, resmi görevliler ve siyasilerimiz aracılığı ile uluslararası alanda son derece etkin bir propoganda çalışması yapılmalıdır. Bu konuda sürekli konferanslar düzenlenmeli, filmler gösterilmelidir.

7. Yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen konferans, kongre, sempozyum, panel gibi toplantılar, sergiler ve fuarlarda Türk’lere yapılan soykırım girişimi nedeni ile tanıtım köşeleri hazırlanmalıdır.

8. Yabancı basın organlarında ve internet sayfalarında yazı, resim ve ilanlara yer verilmeli belgesel filmler hazırlanmalı, Türk tezini savunacak yabancı tarih, bilim, kültür, sanat, siyaset adamlarının işbirliği sağlanmalı, görgü şahitlerinin ifadeleri filme alınıp dağıtılmalıdır.

9. Tasarıyı kabul eden ülkeler, tasarıdan vaz geçirilmelidir.

10. Lübnan’daki barış gücü askerimiz karşılığında, Lübnan parlamentosundan soykırım kararının kaldırılması istenmelidir.

11. Azerbaycan ile birlikte hareket ederek, başta Türk devletleri, yakın komşularımız, İslam Konferansı örgütü üyesi devletler, Avrupa ve Dünya’nın diğer devletlerinin parlamentoları bilgilendirilmeli, Birleşmiş Milletler kanalı ile böyle bir soykırım olmadığı izah edilmelidir.

12. Yine Ermeni’lerin yaptığı gibi bu ülkelerde afiş, tablo, heykel ve anıtların kurulmasına çalışılmalıdır. Ermeni yalanları boşa çıkarılmalıdır.

13. Yurt dışında yaşayan Türk’ler bu konuda gerektiğince bilgilendirilerek örgütlenmeli, Ermeni’lerin her girişimi misli ile cevaplandırılmalı ve onları yıldırmalıdır.

14. Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarında okumuş, üniversitelerinde eğitim görmüş, bu üniversitelerde öğretim üyelikleri, doçent, profesör gibi kariyerler elde etmiş, devletten maaş alan, bu memleketin ekmeğini yiyen bu ülkenin sağladığı olanaklarla kendisinin ve ailesinin geleceğini garanti altına almış olan bir takım ermeni işbirlikçi ve yandaşlarının demokrasi, insan hakları ve özgürlük adına basın yayın yolu ve konferanslarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmalarına ve bu yolla ülkeye ihanetlerine müsaade edilmemelidir.

15. 81 ilimize Iğdır ve Van anıtları benzeri anıtlar bir an önce yapılmalıdır. tüm yurtta her yıl Ermeni’ler tarafından gerçek soykırıma uğramış, nice şehitlerimiz için Yozgat mutasarrıfı ve Boğazlıyan Kaymakamı kahraman, milli şehit (tbmm/14 ekim 1922) Kemal Beyin idam edildiği 10 nisan (1919) günü, anma günü kabul edilmeli, idam edildiği yere heykeli dikilmelidir.

Dünya Sarkozy’lerle doludur. Ermeni’ler de bu isteklerinden vaz geçmeyeceklerdir. Gerçek dostlarımızla haklı davamızı dünya’ya anlatmak için henüz geç kalmış değiliz. Yalnız, mücadelemizde kararlı olmak zorundayız.

*Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı

Türkiye Olimpian Derneği Eşbaşkanı

Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Eden Sporcular Federasyonu Onursal Başkanı

Türkiye Judo,Karate,Kuraş,Aikido,Vuşu / Kungfu Federasyonları Eski Başkanı