EN BÜYÜK HARCI
Göksu, bu toprakların her aşamasında ve her bir metresinde en yoğun alın teri bulunan, rehber olmuş, birçok talebenin yetişmesinde emeği geçmiş, bu toprakların en büyük harçlarından biri olan Said Nursi Hazretlerini anıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “Bizim tenimizin ve rengimizin kardeşliğimize engel olmadığını, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bu topraklarda var olan herkesin kardeş olduğunu bize en iyi öğreten ve hayatında imanı ve tevhidi en iyi anlatan Akif’in ifadesiyle asrın idrakine Kur’an’ı söyleten, Kur’an’ı anlatan Kur’an’ı anlamamızda en büyük rehberlik görevi üstlenen gönül eri Said Nursi hazretlerini bugün Esenler’de misafir etmek, O’nun manevi iklimi içersinde Ramazan’ı idrak etmek, bu Ramazan’ı o idrakle yaşamak Esenler için en güzel değerdir diye düşünüyorum”.
REHBERLERE İHTİYAÇ VAR
Göksu’nun ardından, Risale-i Nur Külliyatı başta olmak üzere yazdığı eserleri ve yaptığı hizmetleri ile yaşadığı yüzyılın en önemli İslam âlimlerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi’yi yazar Doç. Dr. Mehmet Akar anlattı. Anadolu’yu mayalayanlar ismini çok beğendiğini söyleyerek sözlerine başlayan Akar, Bediüzzaman’ın misafir edilmesini büyük bir şeref olduğunu belirtti ve programı düzenleyenlere teşekkürlerini iletti. Said Nursi Hazretleri’nin yaşadığı dönemin zorluklarına vurgu yapan Akar, “Siz bütün hatırları kırabilir, incitebilirsiniz. Ancak kırılmayacak bir hatır vardır ki o da Allah’ın hatırıdır. İşte Bediüzzaman Ramazan Risalesi’nde bize bunu anlatıyor” diye konuştu. İnsanlık için yalnızca kutsal kitapların kâfi olmadığını, onları anlatacak rehberlerin de olması gerektiğini kaydeden Akar, “Milli Eğitim, yalnızca kitapları okula gönderseydi ve öğretmene ihtiyaç duyulmasaydı bir anlam ifade etmezdi. Kutsal kitapların muallimleri peygamberler, onların varisleri ise âlimlerdir” şeklinde konuştu. Bediüzzaman’ın ilmi derinliği üzerinde duran Akar, gençlerin onu örnek almasını istedi. Akar, “Gençler, soru sormaktan çekinmeyin. İmamlara, ‘Melekleri neden göremiyorum? Kader nedir? Nasıl dirileceğiz?’ diye sorun. Çünkü bunları Bediüzzaman bize izah etmiş” dedi.
15 GÜNDE 1 EKMEK
Akar ayrıca, yalnızca anne ve babadan gelen bir inançla yetinmenin, Hindistan’da ineğe tapan bir insanın anne babasını taklit etmekten öte gitmediğini ifade etti. Said Nursi Hazretleri’nin sadece ilim değil, ibadette de ufukta olduğunu belirten Akar, “O sabah namazından dört beş saat önce uyanan biriydi. Van’da inzivaya çekilirken vücudu yara olana dek ibadet eder ancak, hala ‘Verilen nimetin şükrünü eda edemiyorum’ derdi” şeklinde konuştu.
Said Nursi’nin hayatından da örnekler veren Akar, “21 defa zehirlenen Bediüzzaman’ın gözünde ne Cennet sevdası, ne de Cehennem korkusu vardı. 15 günde ancak bir tane ekmek bitirebilen bir insanın dünyadan ne isteği olabilir ki?” diye sordu.
Akar, Said Nursi’nin daha çok çağının problemlerine verdiği cevaplara dikkatleri çektiğini vurguladı. Akar, özellike günümüzün en büyük probleminin imanın muhafazası olduğunu Said Nursi Hazretleri’nin de eserlerinde bunu işlediğini belirtti. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in bir hadisini de örnek veren Akar, Peygamberimizin, âlimlerin Cennet ağaçları gibi olduğunu, ilimlerinden istifade etmenin ve manevi dairelerinde bulunmanın öneminden bahsetti.
Bediüzzaman’ın zamanının iman mürşidi olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında, vefatıyla ilgilide bilgi verdi. Urfa’da ahrete irtihal eden ve orada defnedilen Said Nursi’nin ihtilalelden sonra mezarından alınarak önce Afyon’a oradan da Isparta’ya götürüldüğünü, kimsenin bilmediği bir yere defnedildiğini söyledi. Kendi arzusunun da bu olduğunu belirten Akar, son olarak Said Nursi’nin bilgisini yol haline getiren bir âlim olduğunu söyledi. Program Alper Kış’ın verdiği konserle sona erdi.