İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Florya Kampüsünde düzenlenen konferansta konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, milletimizin ve yaşadığımız toprakların birçok medeniyete ve uygarlığa ev sahipliği yaptığını, kültürel ve tarihi olarak dolu olan bu topraklara sahip çıkmamız gerektiğini belirterek, gelecek nesile bu mirasın doğru bilgilerle ve eserleri korunmuş şekilde aktarılmasını gerektiğini söyledi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Birici ise Ahlât ve Van Gölü Havzası olarak adlandırılan bölgenin büyük önem arz ettiğini belirterek, “Ahlât Mezar Taşları iki dilde konuşur, öncelikle kendi üzerlerinde yazanlarla kimliklerini belirtirler, tarihe seslenirler sonra da ki bu çok önelidir, tarihte yaşanılanı anlatırlar. Ahlât Mezar Taşları’nın tarihi olarak ifade ettiği anlam ise Orta Asya’dan Orhun Vadisinden süre gelen bir mezar medeniyetinin buradaki ifadesi olmalarıdır ve üzerlerindeki tarihlerle Türklerin 11.yy dan itibaren Anadolu’ya yerleşmelerinin bilgisini veren ilk kalıcı işaretlerdir” dedi.
Prof. Dr. Nejat Birici, “Alpaslan’ın Malazgirt’e yürüyüşü Ahlât’tandır. Ahlât’tan ordusu ile hareket etmiştir. Bu mezar taşları bunu dile getirir ve bugüne seslenir. Ahlât’tan doğan ruhun, mananın Edirne’yi İstanbul’u İzmir’i Antalya’yı Kars’ı Trabzon’u Samsun’u Urfa’yı Diyarbakır’ı Mardin’i yani bütün vatan coğrafyasını saran bir ruh hailine gelmiş olduğunu ve bu vatan topraklarında yaşayanları güçlü kıldığını” belirtti.
Ahlât Mezar Taşları’nın tarihteki önemini vurgulamak için düzenlenen konferansta konuşan Ahlât Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, genel olarak Van Gölü Havzası ve Bitlis’in tarihi değerlerinden bahsetti. Çoban, “ Bu mezar taşlarının 11.yy dan 16. yüzyıla kadar var olduğunu biliyoruz. Türkiye’deki en geniş alana yayılı ve ilk toplu Türk mezarları bu mezarlardır. Bu mezarlar Ahlât’ın önemli bir ortaçağ şehri olduğunun işaretleridir. 14. ve 15. yy da nüfusun 300 bine kadar yükseldiği bilinmektedir ama çok büyük depremler yaşandığını ve büyük göçler verdiğini de tarihi kaynaklarda görmekteyiz. Bu göçler güneye ve batıya yaşandığından Ahlât’a yaşayan halkın Türkiye üzerinden Suriye, Irak ve Ürdün’e doğru gittiği bilinmektedir. Bugün Ahlât, tarihi ve bulunduğu coğrafyada göz önüne alınarak yeni bir gelişim atağı göstermektedir. Cumhurbaşkanımızda bu önemli eserleri kendi korumasına almıştır ve Kültür Bakanlığımız bu koruma çerçevesinde projelendirme çalışmaları yapmaktadır. Tabi bugün bu konferansta konuşmacı olarak yer alan ve bu eserlerin gün yüzüne çıkarılmasına büyük katkısı olan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nakış Karamağralı ve Karamağralı ailesine şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Konferans Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nakış Karamağralı’nın Ahlât Mezar Taşları’nın tarihi ve gün yüzüne çıkarılması ile ilgili geniş anlatımıyla son buldu. Etkinlik Ahlât Mezar Taşlarının görselleri ile hazırlanan serginin açılması ile tamamlandı.