Siyaset Akademisi Ankara Sertifika Töreni ile Son Buldu

Son haftanın konuşmacıları arasında yer alan CHP İletişim, Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin,“ Türkiye’de Kentsel Dönüşüm ve Belediyecilik” üzerine konuşma yaptı.

Oturum öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Tekin, BDP heyetinin İmralı Adası'na gitmesinin hatırlatılarak, ''Bu süreçten umutlu musunuz'' diye sorulması üzerine,  ''Tabii bu sürecin ilk başından itibaren anamuhalefet olarak, iyi niyetli düşüncelerimizi her zaman ifade ettik. Ama ne yazık ki bu kadar önemli bir sorunun asgari düzeyde parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerle paylaşılmaması doğrusu büyük bir eksikliktir” açıklamasında bulundu.

''Her ortaklık bozulur, suç ortaklığı bozulmaz'' ifadesini kullanan Tekin, ranta fırsat vermeyen yeni belediye yasasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 'Ankara, İstanbul’dan ellerini çek!' diyerek kentsel dönüşüm her kesimden tepkiye almasına rağmen devam ettirildiğini savundu.

'Kentsel dönüşüm gerekçesiyle halkı kendi evlerinden, yerlerinden edip üstüne bir de para ödemelerini istiyorlar” diyerek halkın zor durumda bırakıldığını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin “Yandaşlara peşkeş çekilen bu kamusal alanlar halkın ortak alanıdır ancak bu alanlarda şuan plazalar yükselmiş durumda.1500 belediyeyi kapattılar. Sayın Başbakan İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde “Ankara, İstanbul’dan elini çek” diyordu. Biz de şimdi Sayın Başbakan’a “Belediyelerden elini çek. Belediyeleri yönlendirerek halkın hakkını yandaşlarına peşkeş çekme” açıklamasında bulundu.  

Gürsel Tekin: ' Türkiye'de her şey suç, suç olmayan tek şey yolsuzluk !'

CHP’nin kentsel politikalarına değinen Tekin,  “ İlk olarak önerimiz; yerinde dönüşüm, emsal artışı ile dikey yapılaşmayla yurttaşlara yük olmadan dönüşüm ve belediyeler ile ilgili Berlin, Londra gibi tek yetkili yani tek belediye başkanının olmasıdır. Örnek vermek gerekirse İstanbul’un 9 yetkilisi var. Belediye başkanları Ankara’daki bürokratların iki dudağından çıkan sözlerle yönetiliyor. Seçilmiş insanların atanmış insanlar tarafından yönetilmesi demokratik bir uygulama değildir. Ranta fırsat vermeyen yeni bir belediye yasasına ihtiyaç vardır.” dedi. Türkiye’nin demokratikleşme sürecini üzerinde sert açıklamalarda bulunan Tekin “ Türkiye her şeyi denemiştir.  Sadece iki şeyi denememiştir: Demokrasi ve Özgürlük” diyerek konuşmasını noktaladı.

Siyaset Akademisi Ankara Kapanış programının ikinci konuşmacısı Ak Parti MKYK Üyesi, İletişimci Prof. Dr. Edibe Sözen’di.

“Sosyal Medya, Siyaset ve Gençler” konulu sunumunda sosyal medyanın hayatımıza nasıl etkisi altına aldığına ve müdahale ettiğini anlattı. Özellikle Arap halkının ayaklanmasında veya İran Seçimlerinde Twitlerin önemi sosyal medyanın önemini bir kez daha ortaya çıkardığının altını çizdi.

Prof. Dr. Edibe Sözen: “Türkiye dijital yatırımcıların iştahını kabartan bir ülkedir. Çünkü Türkiye sosyal medyayı kullanan ilk üç ülkeden biri”

“Türkiye yükselen bir güç ama teknolojiye önem verirsek, bilim teknolojiyi, teknoloji bilimi doğurur.” Açıklamalarında bulunan Sözen, “ Türkiye yükselen güç olmak ve bölgesinde de bir güç olmak istiyorsa sosyal medya alanını aktif olarak kullanabilmelidir.” Çağrısında bulundu.

Sosyal medyanın bize kattıklarından bahseden Sözen, “ Sosyal örgütlenme kültürünün yeniden ayağa kaldırılmasıdır. Örneğin, Van depreminde yürütelen kampanyalar bunun en güzel örneğidir.” Yorumunu yaptı.

Seçim kampanyaları sürecinde gençlerin ve kadınların sosyal medyadaki aktörlükleri, seçimleri etkileyebilen etkenler arasında olduğunu belirtti. Sosyal medyanın demokrasiye, siyasal katılım ve kültürel liberalleşmeye katkısı olduğunu söyleyerek sunumunu tamamladı.

Siyaset Akademisi Ankara Kapanış programının kapanış dersini Doç. Dr. Mehmet Çelik verdi. “Batılılaşma Dinamikleri ve Türkiye” başlıklı sunumu ile katılımcılara hayat dersi vererek eğlenceli dakikalar yaşattı.

“Medeniyet başka bir şeydir, teknoloji başka bir şeydir. Medeni başka bir şey, batılı olmak başka bir şeydir.”, diyen Çelik, kavramları iyi anlamamız ve ona göre hareket etmemiz gerektiğinin altını çizdi.

“Kendini merkez kabul etme bir egemen hastalığıdır.”
“Bilim hakikatin araştırılması gereken araçlardan sadece bir koludur.” Diyen Çelik, “ Aşk bilime göre bir hastalıktır.”, dedi. Doç Dr. Mehmet Çelik’e göre, her medeniyet bir kültürün sonucudur. Kültürünü almadıkça medeniyetini alamazsın. Batının medeniyetini taklit etme yoluna gittik ancak kültürümüzde harmanlayamadık.”

Din soysuzlaşınca ideolojiye dönüşür!
Din konusunda farklı açıklamalarda bulunan Çelik, Türkiye’nin demokratikleşeme sürecinde önünü tıkayan diğer bir etkenin de din olduğunu söyledi. Din Türkiye’de ideolojiye dönüştüğü için karşıt ideolojilerini yarattığını ve kısırlaştığını belirtti.