Tarih: 01.01.0001 00:00 263

Vade değil zulüm

Büyük şirketlerin KOBİ'lere uyguladığı geciken vadesi uzun ödemeleri zulüm olarak nitelendiren TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; hükümeti KOBİ'leri tefecilerin elinden kurtarmak için harekete geçmeye davet etti.

Vade değil zulüm
 Türkiye Ekonomisi'ndeki olumlu gelişmelere tün dünyanın hayranlık duymasını; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not üstüne not arttırmasını memnuniyetle karşılayan TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; bunların sürdürülebilir olması için reel sektörün işleyişine dönük acil önlemler alınmasını istedi.
Çok uzun vadeli ödemelerin aslında bir anlamda para basmak olduğunu söyleyen TÜGİAD Başkanı Yücelen, büyük şirketlerin, kendilerine ürünlerini satmak için çabalayan KOBİ'lere adeta işkence çektirdiğini söyledi. Makro ekonomik verilerin olumlu seyrinin bazı sıkıntıları gidermekten geçtiğini söyleyen Yücelen, ekonominin gerçek nabzının New York'taki gökdelenlerde grafikler üzerinden değil, sokakta yaşananlardan tutulabileceğini belirterek şunları söyledi:
'Türkiye Ekonomisi uzun süredir bir vade kıskacında... Üreten, risk alan girişimcilerimiz, KOBİ'lerimiz sonuçta ürettikleri ürünleri ya içerde satacaklar ya da ihraç edecekler. İhraç edilen üründe sorun yok; elin adamı anında ödemesini yapıyor. Ama sorun iç piyasada... Özellikle büyük şirketler mafya gibi çalışıyorlar. Kobi’den ürünü alıyorlar, 6 ay, 9 ay sonrasında o da belki ödeme yapıyorlar. Yüklü alımlar yapan ve nakit satan büyük şirketlerin, yaptıkları işten değil resmen nakit yönetiminden para kazandığının altını çizen Yücelen; bunun tehlikeli bir gelişme olduğunu ve Türkiye'yi krizlerden koruyan ve hatta geliştiren dinamizmi engelleyeceğini söyledi. Örneğin çok şubeli bir perakende zinciri keyfi olarak tüm tedarikçilerine bir yazı gönderip ödemelerini 15 gün ertelediğini bildirebiliyor. Sözgelimi aylık 10.000.000 TL ciro üreten bir şirket buna paralel olarak 15 günlük sürede 5.000.000 TL’ye yakın ödemeyi öteleyip nakit kaynak yaratabiliyor. Bu kaynak ile de faaliyet dışı alanlara girip kazanç üretebiliyor. Kimin parasıyla iş yapıp kime para kazandırıyorlar sormak gerekir. Diğer taraftan bu malı üreten, hammadde alan, devlete vergisini, elektriğini, işçisinin maaşını ödemesi gerekenler ne yapacak?'
Hükümetin 2011'de yasal düzenleme yaparak vade uygulamasına 1 ay sınırı getirmekten bahsettiğini ve bunun mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini anımsatarak şöyle konuştu: 'KOBİ'ler üreten, istihdam yaratan, vergi ödeyen yerler. Bu girişimciler bizim girişimcilerimiz. Şimdi bunların analarının ak sütü gibi helal emeklerinin karşılığını 6 aydan 12 aya kadar vadelendiriyor büyük şirketler.... Bir de konsinye sorunu var.

Özellikle organize perakende zincirleri, ürünleri raflarına koydukları halde, ürünün bedelini sattıktan sonra ödüyor, o da yine uzun vadeli çeklerle.. ' Şu anda organize perakende sektörü, mal ve hizmet aldıkları KOBİ'lerle oyuncak gibi oynuyor.
6 aylık, 12 aylık çekler havada uçuyor. Deve dişi gibi yabancı perakendeciler, sıfıra yakın işletme sermayesi ile çalışıp, kendilerini bizim gariban KOBİ'lere fonlatıyorlar. KOBİ'ler de kredi bulup bunlara ürün satmak için uğraşıyorlar. Bankaların bütün şartlarını, dayatmalarını kabul etmek durumunda kalıyorlar. Tabii ki kar marjları da yerlerde sürünüyor. KOBİ, ürünü iki gün düşük vadeyle satabilmek için karının büyük kısmından feragat etmek durumunda da kalıyor. Ekonomik katma değer, sermaye ve refah tabana yayılmadan övündüğümüz büyüme topluma fayda sağlamayacaktır. Günümüzde, dünyada da gelişmekte olan ekonomilerin rekor düzeyde ekonomik büyümelerinin, söz konusu ülkelerdeki orta ve dar gelirlilerin refahını neden arttırmadığına ilişkin tartışmalar var. Türkiye de bu ikilemde kalmasın istiyoruz.”
Piyasaya esnaf ve KOBİ’ler üzerinden nakit sürüleceğinin işaretlerini aldıklarını ve bunu çok takdir ettiklerini söyleyen Yücelen, bunun KOBİ’ler üzerinden yapılmasının, piyasaya nakit girişinin enflasyonist etkisini de azaltacağını belirtti. Diğer taraftan, büyük şirketlerin KOBİ’lere keyfi şartlarını dayattıkları bu süreç önlenemezse maalesef bu nakdin yine büyük firmalar tarafından kullanılacağının altını çizen Yücelen; tekrar hızlı büyümek ve katma değeri yüksek üretimle büyümek zorunda olan Türkiye için önemli bir tehlikeye işaret etti: 'Piyasayı nakitsiz, yani akvaryumu oksijensiz bırakırsanız hızlı balıkları öldürürsünüz. Büyük balıklarla yola devam edersiniz. Vebali büyüktür.'

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.