1 Mayıs dünyadaki işçi kardeşlerimizin, çalışma şartlarının daha iyi koşullara ulaşması için verdikleri onurlu mücadelenin başlangıcıdır. Tüm çalışanların evrensel ortak değeridir. 1 Mayıs bugüne dek dünyada Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olarak kutlanırken, ülkemizde de AK Parti hükümetinin halk için hizmet
politikasından yola çıkarak atmış olduğu adımlarla Emek ve Dayanışma Günü olarak kabul edilmiş olup, bir bayram havasında kutlanabilmesi adına resmi tatil ilan edilmiştir.
Maalesef geçmişte 1 Mayıslara dair üzücü olaylar yaşanmış, hafızalarımızda derin izler
bırakmıştır. Geldiğimiz noktada b üzücü şiddet görüntülerini ortadan kaldırmalı, belleklerimizde yeni beyaz sayfalar açmalıyız. Gerek Sivil Toplum Kuruluşlarımız, sendikalarımız, işverenlerimiz, işçilerimiz ve gerekse de hükümetimizle bu bizleri derinden üzen acı olayların yeniden yaşanmaması için hep birlikte, ortak akılla hareket etmeliyiz.
Hükümetimiz tarafından atılan bu olumlu adım yalnızca 1 Mayıs’ın resmi tatil olarak ilan edilmesi şeklinde algılanmamalıdır. Bu adım aynı zamanda, demokratikleşmenin, kişisel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi anlamını da taşımaktadır. Bu ve bundan sonraki yıllarda 1 Mayıslar, insanlarımızı endişeye sevk etmemeli, bahara girerken ailesiyle birlikte neşe içinde kutlayacağı bir gün olmalıdır. 1 Mayıslar kavga ve şiddetin değil, barışın, kardeşliğin, demokrasinin, huzurun, mutluluğun yaşandığı bir bayram günü olmalıdır. Demokrasinin daha da güçlenmesi, örgütlü toplumun çok daha
büyümesi adına hükümetimiz tarafından atılmış olan bu adım ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde, tüm çalışanlarımızın ve işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma gününü en kalbi duygularımla kutlar, barış, kardeşlik ve huzur dolu nice 1 Mayıslar
dilerim.”