Sevgili İstanbullular,
Rahmet ve bereketin inananlara sunulduğu Ramazan ayı, bir rahmet pınarı ve şifa kaynağıdır. Gecesi ve gündüzüyle bu zaman dilimi, Müslümanlar için nefis muhasebesi, farzlara özen gösterme, nafilelere ağırlık verme, suçtan ve günahtan arınma günleridir. Ramazan ayı, bir yıl boyunca kaybolan yüksek değerlerin yeniden kazanıldığı, iç âlemimizin zenginleştiği, gönül dünyamızın aydınlandığı eşsiz bir zaman dilimidir. Ramazan’da kazanılan yüksek değerler bütün davranışlarımızı ahlakî kılar. Ramazan, İslâm adaletini, İslam ahlakını, İslam’ın hoşgörü anlayışını bütün insanlığa gösteren bir rahmet, bağışlanma ve paylaşma ayıdır.
İslam’ın bu aya mahsus olmazsa olmaz şartlarından biri de oruç ibadetidir. Oruç, açlığın ne demek olduğunu insana hissettiren, fakir ve yoksulların yardımına koşmamızı sağlayan irade, merhamet ve özgürlük eğitimidir.
Ramazan’ın bir başka önemli özelliği de bencilleşen, bireyselleşen, yalnızlaşan insanı şefkat ve rahmetle bağrına basıp toplum hayatına katmaktır. Ramazan ayı asil insanımızın yalnız kendi dünyalarında, kendi evlerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir zevk olarak kalmaz. Bu zevk zenginlerle yoksulların ortak paydası olur.
Ülkemizin muhtelif yerlerinde kurulan iftar çadırları, yoksulların bizzat evlerine taşınan iftar yemekleri evlerimizde ailelerimizle birlikte paylaştığımız sofralar bunun güzel bir göstergesidir. Sevginin çoğaldığı, umutların arttığı, paylaşma ve hoşgörünün en güzel örneklerinin sergilendiği bu özel ayın ülkemize ve dünyaya, barış ve huzur getirmesini diliyorum.
Sevgili İstanbullular,
Hepimiz ortak bir geçmişi ve medeniyeti aynı geleceği paylaşıyoruz.
Yurttaşlarımız arasında ayrılıklar oluşturmaya, huzur ve mutluluğumuzu bozmaya çalışanlara
asla fırsat tanımayalım. Tahriklere kapılmayalım.
Birbirimize destek olmaktan, dayanışmadan, paylaşmadan vazgeçmeyelim.