Klasik mimari yaşatılacak
Osmanlı İmparatorluğu’nun beylik olarak kurulmasının ardından imparatorluk olarak hükmünü ilan ettiği 15’inci ve 16’ıncı yüzyıllardaki “Klasik Dönem” olarak adlandırılan mimari yapısı, Ulus Mahallesi Tepecik Meydanı’nda Tepecik Merkez Saray Camii ile yeniden hayat bulacak. Tepecikliler, Erken Dönem Anadolu Türk Mimarisi ve Selçuklu Mimarisi’nin harmanlanmasıyla oluşan Klasik Osmanlı Mimarisi’nin esintisiyle ibadetlerini yapacaklar.
Bin 600 metrekare kapalı alan
Geçtiğimiz hafta içerisinde Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Büyükçekmece Kaymakamı İbrahim Yurdakul ve Büyükçekmece Müftü Vekili Mehmet Müftüoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen tören ile temeli atılan Camii’nin bodrum katı 680 metrekare olacak. Zemin katı 450 metrekare olarak planlanan Saray Camisi’nin kadınlar mahfeli 90 metrekare olacak. Toplamda bin 600 metrekare kapalı alan içerisinde Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde çokça rastlanan ancak günümüze ulaşmayan ahşap cami mimarisi ağırlıkta kullanılacak.
Üç kubbesi olacak
Bir meydan camisi olarak inşa edilecek olan Tepecik Merkez Saray Cami’nin yapımında mekan ve kütle ilişkisi ön planda tutulacak. Bu nedenle caminin meydan algısı kuvvetli taş ayaklar üzerine oturtulacak. Taş kemerler ile de güçlendirilecek olan meydan cephesi, ara katları nedeniyle tüm ihtişamına rağmen Tepecik Meydanı’nı öldürmeyecek. Osmanlı Klasik Mimarisi’nin mütevazi çizgilerini taşıyacak olan cami, kendi içerisinde dengeli ve tutarlı bir bütün oluşturacak. Topuz çatılı olarak projelendirilen caminin üç kubbesi olacak.
İstanbul’da tek olacak
Caminin saray mimarisiyle bütünleşeceğini belirten Akgün “İstanbul’da olmayan bir mimari geliştirdik. Bu mimari Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarayların yakınında, sarayların içinde kullanılan camilerde kullanılmıştır. O nedenle ismine saray mimarisi denir. Saray Mimarisi tipinde tek cami ilçemizde olacak. Bizler sizlerin seçtiği kişiler olarak sizleri daha mutlu etmenin yollarını arayan kişileriz. Belediye başkanlık makamında oturan kişiler, şehrini geleceğe hazırlamakla mükellef, toplumun beklentilerine uygun olarak ve acil işleri öne alan, bu hizmetlerin plan, proje ve bilimsel tabana oturtarak yapmak zorunda olan kişilerdir' dedi.