Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2012 yılında açıklanan ölüm oranlarına bakıldığında ne yazık ki kalp hastalıklarından ölüm oranı %37,9. Dünya üzerindeki durum da çok farklı değil. Dünya üzerindeki ölümlerin üçte biri de kalp damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Ülkemizde 3,5 milyonunun üzerinde bilinen kalp hastası var ve bu sayıya her gün yenileri ekleniyor.
29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde kalp sağlığını korunmak için yapmamız gerekenleri Hisar Intercontinental Hospital Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Tuba Bilsel’den öğrendik.
Kalp Hastalıklarında Dış Faktörler İç Faktörler Kadar Etkili Hale Geldi…
Çevre kirliliği sonucunda daha sık karşılaşılan ağır metaller, toksik kimyasallar ve gazlar kalp damar hastalıklarının artmasına neden olarak gösterilir.
Sağlıklı Bir Kalp Sağlıklı Bir Yaşam Tarzına Bağlı!
- ‘Ben gencim bana bir şey olmaz.’ zihniyetinden vazgeçin. Günümüzde kalp hastalıklarının yaşının olmadığını unutmayın.
- Sigarayı bırakın. Koroner kalp hastalığı riskiniz sigara içmeyenlere göre yaklaşık 5 kat daha fazladır. Sigarayı bıraktıktan sonra bu risk bir yıl içinde yarıya inecek ve zaman geçtikçe sigara kullanmayanlarla aynı düzeye gelecektir.
- Ailenizde kalp hastası ya da kalp krizi ile hayatını kaybeden biri varsa sizin de aynı riski taşıdığınızı unutmayın ve kontrollerinizi ihmal etmeyin.
- Akdeniz tipi beslenin. Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketin ve doymuş yağlardan uzak durun. Aşırı tuz tüketimini bırakın ve özellikle tuz içeren işlenmiş gıdalardan uzak durun.
- Haftada en az iki kez balık tüketin. Kalp krizi geçiren kişilerin haftada 2 öğün balık yemelerinin ani ölüm riskini neredeyse ilaçlarla elde edilen değerlerden daha fazla azalttığı bilinmektedir.
- Stresten uzak durun; uzak duramıyorsanız stresinizi yönetmeyi öğrenin. Çünkü stres beraberinde sağlıksız beslenme, anksiyete, kötümserlik, işleri yetiştirememe kaygısının yarattığı huzursuzluk getirdiği için nabzı hızlandırır, kalbin aşırı yük altında çalışmasına yol açan damarları büzen bazı hormonların salgılanmasına neden olur. Stresli insanlarda kanın daha kolay pıhtılaştığı, düşük düzeyde de olsa vücutta iltihabi bir durumun olduğu ve bunların da kalp damar sağlığını olumsuz etkilediği, damar sertliğini başlattığı ve ilerlettiği bilinmektedir.
- Kalp krizinin temelinde yatan damar sertliği riski taşıyıp taşımadığınızı öğrenmek için 20 yaşından sonra mutlaka kan lipid panelinize (trigliserid, kolesterol, iyi huylu ve kötü huylu kolesterol alt grupları dahil…) baktırın.
- Yüksek tansiyonun kalp hastalıkları için en önemli risk faktörlerinden biri olduğunu unutmayın. Herhangi bir sorun yaşamasanız da zaman zaman tansiyonunuzu ölçtürün.
- Kendi vücudunuzun sesine kulak verin. Yeni gelişen çabuk yorulma, eforla birlikte nefes nefese kalma ve/veya göğsünüzde ve sırtınızda durmanızı gerektirecek ağrı şikayetiniz varsa mutlaka bir hekime başvurun.
- Düzenli sporu hayatınızın içerisine yerleştirin ve sporun sadece haftada bir yapılan halı saha maçtan ibaret olmadığını unutmayın. Her gün en az yarım saat yürüyüş yapın.
- Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirin. Yemek sizin için bir amaç değil; hayatınızı devam ettirebilmek için bir araç olsun.
- Kilo probleminiz varsa ve sigara kullanıyorsanız uzun süreli uçuşlarda dikkatli olun. 4 saatten fazla süren uzun süreli uçuşlarda sürekli aynı pozisyonda oturmaya bağlı olarak bacaklardaki hareketsizlik bacak damarlarında pıhtı oluşma riskini 3 kat artırır.
- Gülümseyin ve iyimser olun. İyimser olanların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.