'TARİH KONUSUNDA HALLAÇ PAMUĞU OLDUK'
Dilipak, söyleşide Celal Tahir ve katılımcıların yakın tarihe ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye'de yakın tarihe olan ilginin arttığının altını çizen gazeteci yazar Dilipak, bilinen ve öğretilen Türk tarihinin gerçeği yansıtmadığını savundu. Abdurrahman Dilipak, Kurtuluş Savaşı, İstanbul'un Fethi ve Çanakkale Zaferi'ne ilişkin öğretilerin pek çoğunun uydurma olduğunu ifade ettiği söyleşide; 'Tarih konusunda zihinlerimiz hallaç pamuğu yapılıyor. Bu konuda zihnen arınmamız gerek. Bizler gerçeklerle yüzleşmek istemiyoruz. Ne yazık ki; bugünkü tarih algımızı belirleyen ABD ve Batı'dır.' diye konuştu.
'TÜRKİYE'Yİ GÖRMEZDEN GELEMEZLER'
Dünyadaki İslam politikasından ve değişen dengelerden de söz eden Abdurrahman Dilipak, bu konuda Türkiye'nin vazgeçilmez konumuna şu sözlerle dikkat çekti:
'Çin ve Rusya; bütün İslam dünyasını karşısına alacak şekilde Arap dünyasını kıskandırmak için İran'la ilişkilerini geliştirerek güç sahibi olmak istiyor. Türkiye'den de bir marş bekliyor. Ancak onu bulamıyorlar. Yoksa, onlarda biliyor ki, İran'la ilişki kurarak Afrika'da veya Arap Yarımadasında, güç sahibi olmaları mümkün değil. Burada Türkiye'nin üstleneceği rol çok önemli. Çin veya Rusya Türkiye'yi görmezden gelemez, feda edemez. Çünkü Türkiye, tamamen Batı'nın yanında yer almaya karar verirse, bu Çin ve Rusya için Afrika ve İslam coğrafyasının kapatılması anlamını taşır. İngiltere ve Avrupa; gelecekte Endonezya ve Çin'de ki müslümanlar üzerinden kendi projesini hayata geçirebilir. Onun için Türkiye şuanda dünyanın en değerli ülkesi konumundadır.'
'BİR YÜZÜĞÜN ELMAS TAŞI GİBİYİZ'
Dünyada 'Made in Turkey' markasının çok güçlü olduğunu belirten Abdurrahman Dilipak, ' Türkiye'yi karşısına alan ülkelerin , 10 yıl sonra Türkiye'nin insani yardımına ihtiyaç duyacaklarını ifade etti. ' Türkiye jeopolitiği ve etnik çoğunluğu sebebiyle bir yüzüğün elmas taşı gibidir. Mukaddes bir bölgedir. Kutsanan bir yerdir. Tüm dünyanın gözü Türkiye'de dir. Kafamızı kullanmazsak burayı bize bırakmazlar. Bizler gücümüzün farkında olmalıyız. Temel hak ve hürriyetler bağlamında üzerimize düşeni yaparak, toplumsal barış için güveni öğrenmeliyiz.' diye konuştu.