Tarih: 06.11.2013 16:33

İstanbul’un En Eski Köyü'ne Bakın

Facebook Twitter Linked-in

 İstanbul Boğazı ile Karadeniz’in birleştiği nokta olan Rumelifeneri Köyü, Sarıyer’in merkezine 11 km mesafede. Kayıtlı nüfusu 3 bin 500 olan köyde, bir ortaokul bulunuyor. Köyde yaşayan lise çağındaki gençlerse, Sarıyer civarındaki okullara gidiyor. Rumelifeneri Köyü’ne gelen iki adet İETT otobüs hattı mevcut. ‘40 numaralı Rumelifeneri - Taksim’ ve ‘150 numaralı Hacıosman Metro - Rumelifeneri’ otobüs hatları sayesinde buraya ulaşmak oldukça kolay. Köy halkının, ilçedeki diğer köylerde olduğu gibi minibüs hattı yerine otobüs hattını tercih ederek köye getirtmesi dikkati çeken bir ayrıntı.

Cumhuriyet sonrası Türk nüfus artmış

Cumhuriyet Dönemi öncesinde, ufak bir Rum köyü olan Rumelifeneri, çıkan yangınlar ve depremler sonrasında o tarihi Rum evlerini yitirmiş durumda. 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen nüfus mübadelesinin ardından burada yaşayan Rumlar, Yunanistan veya Kıbrıs’a gitmek durumunda kalmış. Köyde yaşayan diğer gayrimüslimler ise zaman içerisinde köyü terk etmiş.

Rize’den göçen aileler Rumelifeneri’ne yerleşiyor

Cumhuriyet sonrasında ise ülkemizin Karadeniz bölgesinde yer alan Rize kentinden göçen halk buraya yerleşmiş. Köy halkından aldığımız bilgilere göre, günümüzde köy halkını oluşturan nüfusun tamamına yakını Rizeli. Rumelifeneri Köyü; gerek İstanbul’un Karadeniz şeridinde yer alması bakımından, gerekse Rizeli vatandaşların 1920’li yıllardan itibaren buraya yerleşmesi bakımından tipik bir Karadeniz köyü hüviyetine bürünmüş.

Rumelifeneri birçok televizyon projesine ev sahipliği yapmış

Kendine has dokusu olan ve İstanbul’un akciğerleri sayılan kuzey ormanlarının arasında yer alan Rumelifeneri, geçmişten günümüze birçok reklam, dizi ve filme ev sahipliği yapmış. Bunlardan bir tanesi de şuan TRT 1’de ikinci sezonuyla ekrana gelen Beni Böyle Sev dizisi… Dizide kullanılan mekanlardan biri olan Menekşe Bahçesi’nin sahibi 80 yaşındaki Nuri Menekşe’yle yaptığımız kısa sohbette; Rumelifeneri sakinlerinin balıkçılıkla geçimini sağladığını, 50 yıl önce ise bu bölgede tarımın da yapıldığını öğrendik. Menekşe, İstanbul merkezinden gelenlerin köye yoğun ilgi gösterdiğini, özellikle hafta sonu insanların iş ve şehir hayatından uzaklaşarak orman içerisinde nefes almaktan çok memnun olduklarını ifade etti.

 

İsmini deniz fenerinden almış

Köy, Rumelifeneri ismini; Osmanlı Dönemi’nde Kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz gemilerinin İstanbul Boğazı’nın ve Karadeniz'in girişlerini görebilmeleri için yapılan deniz fenerinden alıyor. Söz konusu deniz feneri, deniz yüzeyinden 58 metre yüksekte inşa edilip kule boyu 30 metre yüksekliğinde. Fener, beyaz ışığı ile 18 deniz mili uzaktan görülebiliyor.

Köyde 1970’li yıllara kadar kilise varmış

Rumelifeneri sakinlerinden edindiğimiz bilgilere göre, köyde biri büyük biri küçük olmak üzere iki cami yer alıyor. 1970’li yıllara kadar büyük caminin yerinde bir kilise yer alıyormuş. 1970’li yıllara gelindiğinde bakımsızlıktan çöken kilisenin yerine, köyün artan Müslüman nüfusu da göz önünde bulundurularak Rumelifeneri Yeni Camii inşa edilmiş. Cumhuriyet öncesinde ise ‘eski cami’ diye tabir edilen Ramazan Ağa Camii çevresinde Türk ve Müslüman nüfus yerleşikmiş.

Denize girilebiliyor

Rumelifeneri’nin İstanbul Boğazı’na bakan tarafında yer alan limanda, köy halkına ait balıkçı tekneleri bulunuyor. Köyün Karadeniz’e bakan tarafında ise denize girilebilen sahili ve binalar yer alıyor. Denize girilebilen kısım, bölgenin kayalık olmasından dolayı, düşünüldüğü gibi çok geniş değil.

Görülmeye değer…

İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’le buluştuğu o güzel manzarayı gözlerinizle görmek, şehir hayatından kısa bir süre de olsa uzaklaşarak ailenizle, arkadaşlarınızla gezmek isterseniz, Rumelifeneri Köyü’ne mutlaka uğrayın.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —