Tarih: 05.12.2013 10:22

HALK İÇİN HAK YOLUNDA

Facebook Twitter Linked-in

 Ömrü Büyükşehirlerde geçmesine rağmen Anadolu insanının samimiyetinden ve sıcaklığından hiç bir şey kaybetmeyen,  1990’lı yıllarda siyaset yaptığı, halen hayatını idame ettirdiği Büyükçekmece’yi hiç gönlünden çıkarmayan, Büyükçekmece için muhteşem projeler hayal eden, ömrü hayır işleriyle geçen, Şair ruhlu Belediye Başkan aday adayı Nevzat Sudaş ile siz değerli okurlarımız için samimi bir röportaj yaptık.

Nevzat Sudaş kimdir?

Aslen Erzincan’ lıyım. İlkokulu Erzincan’da okudum. Ortaokulu Erzurum’da okudum. Liseyi Ankara İmam Hatip Lisesi’nde okudum. Daha sonra İstanbul’a geldik Üniversiteyi de Marmara İlahiyat Fakültesinde okudum. Ahmet Hamdi Tampınar’ın beş şehri gibi benim de 4 şehrim ve bir de  ilçem çok özel ve müstesnadır. Erzincan’ım, Erzurum’um, Ankara’m, İstanbul’um ve bilhassa Büyükçekmece’m. Bende hep tıp okuma sevdası vardı ama imkânsızlıklar yüzünden tıp bölümünün kayıt ücretini ödeyemedik. Türkiye’deki tüm Tıp Fakültelerine girmeye puanım yettiği halde kayıt yaptıramadık. İlahiyat Fakültesi’nin hem kayıt ücreti çok daha azdı, hem de Tıp okumayacaksam 2. olarak isteyeceğim bölümdü,  oraya kayıt yaptırdım ve mezun oldum. Okurken aynı zamanda evliydim, çocuğumun ve ailemin sorumlukları vardı. Okurken hem kuyumculuk yaptım hem de okula gittim. Çok zor günlerdi. Hayatımın ilerleyen dönemlerinde hep nice öğrenciler yetiştirdik. Özellikle öğrencilerle ilgili vakıf çalışmalarına, sosyal sorumluluk projelerine azami özen gösterdik. Geçmişte yaşadığımız bu sıkıntılardan asla şikâyet etmedik bilakis onur duyduk ve bu hafızayla binlerce öğrenciye burs verdik, bunun öncülüğünü organizasyonunu üstlendik. Şu anda eski bursiyerlerimizden öğrencilerimizden yüzlerce Profesör, doktor, akademisyen, hakim, mühendis, hangi birini sayayım, üst düzey yönetici, üst düzey bürokrat, çok başarılı bilim adamları, hastane vb işletme sahipleri, fabrikatörler mevcuttur.

1977 yılından beri yaklaşık 35 -40 senedir Kapalı Çarşı’da esnaflık yapmaktaydım. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken emir buyurdular ve sen hep hayırlı işlerde oluyorsun da Kuyumcukent’te neden olmuyorsun, Kuyumcukent kooperatifinde güvendiğimiz biri olarak neden sen yoksun, burada muhakkak olman lazım dediler teşvik ettiler. 1988 yılında Kuyumcukent kooperatifi kurulmuş 1996 yılında arsasının bulunmasıyla inşaata başlanmış olan Kuyumcukent 1997-1998 li yıllarda çok kötü bir durumdaydı ve bizim de yönetime girmemizle işleri hızlandırdık. Kuyumcukent’in tapularını aldık. 2004-2005 Mart ayında inşaatı bitirip, kat maliklerine teslim ettik. 2006 Aralık ayında Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılışını yaptık. Sektörel bazda bir tesisi İstanbul’umuza Türkiye’mize ve ülkemizden ve dünyanın pek çok ülkesinden Kuyum sektörü yatırımcımsıyla beraber, marka değeri çok yüksek olan binlerce ürünlerimizden dünya çapında istifade eden tüm insanlara kavuşturduk. Yapmış olduğumuz yatırımlar 100 milyar doları geçmiştir.

İlk aşamalarından beri Yönetim Kurulu Üyesi olduğum ve Şu anda Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Kuyumcukent 180.000 m2 arsa üzerine kurulu atölye bloğu, mağazalar bloğu, 2. etapta gerçekleştirilmiş olan İstanbul vizyon park ofis ve merkez plaza diye çok amaçlı bir blokla beraber kurulmuş, dev bir komplekstir. Bünyesinde 7 fabrika, 1000 in üzerinde imalathane, 128 çağdaş ofis, 627 bağımsız bölüm içinde bulunan bir avm ile dev bir komplekstir. Şu anda konsept olarak Türkiye’de ve dünyada tek olan Kuyumcukent’in kuruluş amacı orta doğunun altın gümüş ve mücevher merkezi olmasıdır.

Bu güne gelene kadar Kapalı Çarşı’da toptan altın, döviz ticareti işi yapıyorduk. Ayrıca, Fatih’te perakende dükkânım da vardı, evli ve 4 çocuk sahibiyim. 2 evladım mühendistir bir evladım mimardır ve bir tanesi de İşletme Fakültesi mezunudur.

 Büyükçekmece bizim ilk sevdamız. Bizim gönlümüz Büyükçekmece de kaldı, Büyükçekmece’nin gönlünün de bize ait olduğunu umuyor biliyoruz. Dedik ki yarım kalan aşkımızı tamamlayalım.

Bir Kuyumcukent Başkanlığı Büyükçekmece Belediye Başkanlığına denk değil mi?

Tabiki burada 15 -20 bin kişi çalışıyor. Yılda 750 ton altın üretiyoruz, bu üretmiş olduğumuz altının 350 tonu ihracattır. Bu ihracatla da ekonomiye çok ciddi bir kazanım sağlıyoruz ama Büyükçekmece 30 yılı aşkın zamandır bizim yaşadığımız ilçedir ve açıkçası Büyükçekmece’nin 20 yıldır yaşadığı bu hizmet eksiklikleri canımıza tak etmiştir, dolayısıyla burada bu kadroyu kurduk. Artık burada Allah’ın izniyle başarısızlık söz konusu olmayacak. Artık tren rayına oturmuştur ve yürür gider 1980 yılından beri Büyükçekmece Tepecik’te ikamet etmekteyim.

Fazilet Partisi’nde kurucu ilçe başkanıydık ve 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi Büyükçekmece Belediye başkan adayı oldum. Bölgenin özel koşulları sebebiyle seçimi kazanamadık 20 yıldır da malumunuz kazanamıyoruz. Ancak o dönemde yaptığımız güzel çalışmalar ile çok gönüller kazandık. 1000 kişiyi sünnet ettirdik, her gün umuma açık olarak iftar yemekleri verdik, yapılamayan birçok hizmetleri yapabildik. Seçim kampanya bütçemizi reklama değil hizmet odaklı olarak kullanmaya çalıştık. Fazilet Partisi İl Başkanlığı tarafından 12-13 tane hedef olarak belirlenen hedefleri yakalama noktasında 1999 seçimlerini kazanan kazanamayan 34 İstanbul ilçe arasında Büyükçekmece teşkilatı olarak İl Başkanlığımız ve o zamanki İl Başkanımız Sn Prof Dr. Numan Kurtulmuş Bey tarafından birinci ilçe olarak seçildik. Büyükçekmece’ye de nasip olursa ve bizimde kısmetimizde varsa aday olup, başkan olup, genç, dinamik ve donanımlı ekibimle yapılamayan birçok hizmetleri yapmayı yürekten istiyorum. Tabi her gelen başkan muhakkak bir şeyler yapmıştır tamamen boş duracak değildir ancak yapılanlar Büyükçekmece’nin asla hakettiği ölçüde değildir.

Bir demecinizde bana gelen talep üzerine aday oldum demişsiniz. Bu talep nereden geldi?

Biz bu işi biraz gençlere bırakmak istemiştik açıkçası, hala görevde olan arkadaşlar olduğundan isim söylemem doğru olmaz bazı dostlarım Kuyumcukent’e makamımıza  geldiler, bazı dostlarımız da telefon ettiler sağolsunlar dediler ki Büyükçekmece de çok ciddi bir sıkıntı ve kaos var ancak bu ittifakı birlikteliği siz sağlayabilirsiniz abi gel buraya sahip çık, kimi aday yapsak diğeri gücenecek sen teşkilatı toparlayıcı herkesi kabiliyetine göre değerlendirici bir yapıdasın burayı kimseyi gücendirmeden ancak sen toparlarsın  dediler oraya da hevesli birkaç arkadaşımız vardı ben de yok dedim, bana ne hizmet düşüyorsa ben her türlü katkıda bulunayım ama ilçe başkanı veya başka bir görevlere talip olmayayım. Önemli olan AK Partimizin 2 dönemdir kazanılamayan Büyükçekmeceyi artık bu seçim de  kazanmasıdır. Buraya müracaat etme nedenimiz de budur artık mecbur olduk, “Büyükçekmece’ye hizmet et” taleplerinden kaçamaz olduk.

Tabi bu zamana gelene kadar Tayyip Bey’le ve  Abdullah Gül Bey’le 1985 tarihinden şu anda 7 si bakan, 15-20 si milletvekili olan 40 kişilik arkadaşımızla Çemberlitaş’ta Birlik Vakıf kurduk. Ben zaten şu anda halen Birlik vakfının genel sekreteri ve kurucular kurulu üyesiyim. Ayrıca 15 yıldan uzun süredir de  Burs-öğrenci  komisyonu başkanıyım. Şu anda Türkiye’mizin pek çok ilinde şubeleri vardır.   Ayrıca Birlik vakfı,  Reyhan Vakfı, Hayat vakfı, Yeryüzü Doktorları, İHH gibi 180 tane vakfın, en başta merhum Sabahattin Zaim hocamız ve Sn. Kültür Eski Bakanımız İsmail Kahraman ağabeyimizin  fikri önderliğinde bir araya gelip kurmuş olduğu, Hamza Akbulut dostumuzun başkanlığını yaptığı Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) üst vakfımız vardır.  Hamza Bey bana ricada bulundular, bu rica üzerine şu anda TGTV’nin  de yönetim ve icra kurulu üyesiyim. Ayrıca Erzincan Sanayici İşadamları Derneği, Erzincanlılar Derneği olsun, birçok cami dernekleri olsun, Kuyumcukent cami derneği olsun Hayri, hasbi her işlerde görev aldık.

Geçmişte yaptıklarımız ve bugün yapmaya devam ettiğimiz hizmetler ortadadır, niyetimiz de hizmetimizi daha geniş bir kitle olarak 30, 35 senedir de ikamet ettiğimiz Büyükçekmece’ye de yaymak arzusundayım. Bunca yılın tecrübesiyle, birikim ve becerisiyle Büyükçekmece’de bu tecrübelerimizi ortaya koyalım, bu garip gurebanın duasını alalım. Hakkın rızasını kazanmak için halka hizmet etmek; en temel düsturumuzdur.

 

Nevzat Başkanım, neden bunca zaman beklediniz, neden geride kaldınız, daha önce bu toparlamayı yapıp, belediye başkanlığını kazanamaz mıydınız?  Biliyorsunuz kıl payıyla kaybedilen bir belediye vardı.

Biz elimizden geleni yaptık ama Büyükçekmece’nin çok enteresan, stratejik, bölgesel çok fazla sorunları vardı, biz bunları tek başımıza aşabilecek durumda değildik. Buna rağmen biz elimizden geleni yaptık demek ki kader kısmet bugüneymiş, bizde vazife istenmez verilir anlayışı vardır.  Bu bakımdan da şu anda verildi. Biz de elimizden geleni yapacağız.

Konuşulanlara bakılırsa tüm aday adayları işini garantiye almış kesin adaylar, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Siz görev istemeyiz verilirse Allah’ın izniyle yaparız diyorsunuz arkadaşlarda “aldık görevi gidiyoruz” diyor. Sizin düşüncelerinizi merak ediyoruz doğrusu?

Ben Bunu bir zenginlik olarak görüyorum. Ne güzel buraya talip bir sürü arkadaşlarımız çıkıyor hepside gönülden inanarak çalışıyor, bu çok iftihar vesilesi olabilecek bir durumdur. Her bir aday adayı arkadaşımız başkanlık yapabilecek özelliktedir. Böyle düşünmüşlerdir ki aday olmuşlardır. Ama bizim de yaptıklarımız ortadadır, bu işin hamurunu biz yoğurduk. Tecrübe noktasında, hizmetleri kolayca ilçemize getirme noktasında, ekibi toparlama herkesin kabiliyetinden istifade etme noktasında biz öndeyiz. Herkesin farklı yetenek deneyim ve sezgileri var .Büyükçekmece’yi hak ettiği gibi İstanbul’un baş tacı ilçesi yapmak adına bunları aynı potada eritelim istiyoruz. Kime nasip kısmet olur, onu Allah bilir. Aday adayı olan arkadaşlara da başarılar diliyorum. Fakat naçizane ben olursam bu ekibi en rahat dağılmadan toplayan, küskünler furyasını oluşturmadan derler, toparlar, ittifak içerisinde bir ekip kurarak, hepsi bir cevher, bir değer olan bütün adaylarımızı değerlendirerek, bu işi nihayete erdiririz.

 

Aday Adayı arkadaşlar birbirleriyle çalışmaya yanaşmayabilir ki bir kaçı haricinde bu tür söylemleri de yok?  

Haklısınız ben de duymadım çok üzüldüm. İsim söyleyemem, uygun olmaz mutlaka ben olmalıyım diyorlar, bu hakkaniyete uygun bir anlayış değil ki, hele siyasi etiğe hiç uymaz. Biz 20 seneyi aşkındır aktif siyasetin içerisindeyiz. Onun için bu hizmetlerin nasıl yürüdüğünü ve ne şekilde kabul gördüğünü çok iyi biliriz. Ayrıca biz teşkilatımıza zarar gelecek beyanlardan kaçınırız. Görüyoruz Türkiye ne günlerden ne günlere geldi çok şükür, gırtlağımıza kadar borç içerisindeyken şu anda Türkiye’nin yıldızı ne kadar parladı, her alanda dünya lideri olma konusunda ne kadar büyük adımlar atıldı. Dünyanın en büyük ülkeleri artık bizi kıskanır, önümüzü keser oldu. Görüyorlar ki Türkiye artık hakettiği yerlere geliyor.

 

1999 yılında aday olduğunuz tarihten bu güne kadar, Büyükçekmece’nin yapısı çok değişti, alanı değişti, büyüdü, gelişti, göç aldı bu değişimi takip edebildiniz mi? değişime uğramış Büyükçekmece’ye ne kadar hâkimsiniz, 1999’dan bu yana çok sular aktı bunlara ne kadar hâkimsiniz?

Belediyenin borç rakamları korkunç düzeylerdedir. Belediye bütçesindeki gelirlerin yarısı hep arsa satışlarından elde edilmiş. Bu korkunç kabul edilemez bir durumdur. Halbuki bu yerlerin kamulaştırılması Büyükçekmecelimizin hizmet alacağı okul, hastane, park, bahçe vb olarak kullanılması gerekirdi. Siz nasıl bütçe yaparken arazi satabilirsiniz ki. Bu mirasyedi bir anlayıştır. Gelir getiren konulara yönelerek ve bu elde ettiğiniz geliri de hizmetinizde kullanmak lazımdır. Gelir elde etmeden arsa satmak ne demektir. Büyükçekmece’nin ve Büyükçekmecelinin geleceğini satmaktır ve telafisi mümkün değildir. Çünkü ilçemiz tabiri caizse arsa doğurmuyor ki. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan önce de aynı sıkıntılar vardı. Nurettin Sözen zamanında musluklardan saman çöpü, çamur akardı. İstanbul’un sorunları, belediyenin onca borçları çözülmez derlerdi. Peki, ne oldu birkaç yıl içinde borçlar eridi, gelirler artmadı mı? Sonra bu iyileşme hamleleri Türkiye’nin bütün konularında kendini göstermedi mi? Türkiye’nin geldiği nokta ortadadır. Büyükçekmece’de ben bu 20 yılın heba edildiğini düşünüyorum. Hasan Akgün’de CHP‘de kusura bakmasın. Belediyecilik de yöneticilik de bizim ve Türkiye çapında çok geniş ve liyakat sahibi olan ekibimizindir. Hasan Akgün illa ki bir şeyler yapmıştır ama yaptığı zararların yanında sabun köpüğüdür. Bazı beldelerimiz 5 – 10 sene önceki durumu neyse hala aynı durumdadır yerinde saymaktalar. Büyükçekmece’nin her türlü sorununun çözümüne yönelik akademisyenlerle, uzmanlarla çalıştığımız projelerimiz var, adaylık sürecimizde inşallah bunların hepsini açıklayacağız. Bunları bir bir hayata geçirerek Allah’ın izniyle kaybedilen zamanın telafisini yapacağız. 20 senedir bölgedeyiz bütün sıkıntıları biliyoruz ama samimiyetle mesai kavramı gözetmeksizin tüm ekibimiz olarak kolaylıkla aşılacağını düşünüyorum.

1999 yılında Fazilet Partisi Büyükçekmece Belediye Başkan adaylığında vaat ettiğiniz ve hala yapılamayan, hayalinizde canlandırdığınızda sizi heyecanlandıran bir projeniz var mı?

Elbette, bir değil 8-10 tane öncelikli projemiz vardır, gölle, denizle ilgili projelerimiz vardır ama müsaade ederseniz bunlar bizim imzamızda kalsın. Bazı yayıncılar gazeteciler bizim söylemediğimiz şeyleri yazıyorlar bunu da burada ifade edeyim. Kısa bir zaman sonra projelerimizi açıklayacağım. Siz bile hayret edeceksiniz. Sürekli görüşmeler yapıyorum, sık sık bilgi alıyorum, yapılan yapılamayan birçok projeler için üst makamlarla da görüşmelerimi yaptım. Gençliğe, çocuklarımızın eğitimine, gelişimine özel önem veriyoruz. Büyükçekmece bizim yönetim anlayışımızla İstanbul’un baş tacı bir ilçesi olacak inşallah. Büyüklerimizin desteğini alarak bürokratik sıkıntı yaşamadan projelerimizi bir bir gerçekleştireceğiz. Hayallerimiz yapmak istediklerimiz öyle güzel ki kolları sıvamak için heyecan duyuyoruz. Kuyumcukentteki tecrübemi gücümü ortaya koyacağım. Kuyumcukent‘te  Türkiye’nin en büyük ve dünya çapında çalışan saygın bir değer olan İstanbul Altın Rafinesi var belki duymuşsunuzdur. İAR’ın sahibi kardeşimiz Özcan Halaç yakın zamanda pek çok okul yaptırdı çok hayırsever bir dostumuz. En son Rize’de bir okul yaptırmak için temel attık. Ekonomiye o kadar büyük katkısı var ki, şu anda 115 milyar dolara yakın bir değer olan yastık altı altınları ülkemiz ekonomisine kazandırıyoruz. 30-40 senedir kuyumcuyuz ve etrafımızda projelerimize destek verecek çok elit özel ve hayırsever bir çevremiz var. Onların hepsinin de desteğini alacağız. Biz hiç  şüphesiz  bu projeleri en iyi şekilde değerlendiririz.

Sporla ilgili olarak neler düşünüyorsunuz?

Yerel spor kulüplerimizin Sosyal Medya üzerinden de, güncel çalışmalarını sürekli takip ediyorum ve görüşmeler yapıyorum. Ben ilçe başkanı olduğum zamanda 1998 de hatırlarsınız bir kulüp kurduk, orda ne cevherler çıktı, Büyükçekmece spor İstanbul’da ilk üçe girdi. En zor şartlara rağmen 12 hedeften en çoğunu gerçekleştiren Büyükçekmece teşkilatı olmuştur. Böyle birlik ve beraberliğimiz vardı. Bu iş gönül işi, bu ekip işi, bu iş inanç işidir, tüm bunlar olduğunda ekibe doğru görev dağılımı yapıldığı takdirde yapılamayacak hiç bir şey yoktur. Buna en güzel örnek Recep Tayyip Erdoğan’dır, bugün Allah nazardan saklasın parmakla gösterilen dünya liderimizdir.

Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşırmısınız?

Bir tanesini anlatayım; biz 300-500 kişi sünnet edelim diye bir hazırlık yaptık fakat meğerse Büyükçekmece buna o kadar hasretmiş ki, 1000 kişiyi aşan bir müracaat oldu. Bunun üzerine isim vermeyim ama maniler konmaya başlandı bir doktor 20 kişiyi ancak sünnet eder, sen bu kadar kişiyi nasıl sünnet ettireceksin diye bana savcılıktan yasaklama emri geldi. Dr. Şener Yediyıldız kardeşimiz var Allah razı olsun son derece minnettarım ona, gittim ona doktorum dedim böyle bir durum var, başkan dedi, sen bu kadar Hayri, hasbi iş yapacaksın da biz buna çare bulamayacak mıyız tabi ki bulacağız dedi. Hiç programını bozma bin değil iki bin kişi de olsa yapacağız ben mesuliyeti üzerime alıyorum dedi. Ondan sonra ikinci gün bana 20-30 tane gönüllü cerrah doktorların isimleri yazılı bir şekilde çocukları biz sünnet ettireceğiz diye imzalı liste getirdi.  Neyse başladık yapmaya çok gecikmiş bir yavrumuz geldi, inanamazsınız 16 ,17 yaşlarında ama maşallah babayiğit bir çocuktu. Çocuk bu kadar milletin içinde yapamam diyor, utanıyor bir türlü sünnet ettiremiyoruz. Annesi de tam bir Osmanlı hanımefendisiydi öyle yiğitti, neyse makama geçtik, otururken gayri ihtiyari ağzımdan “niye bu zamana kadar bıraktın” gibi bir cümle çıktı; kadın kalktı ayağa “başkan başkan tok açın halinden ne anlar ben 7 senedir gezmediğim ilçe kalmadı, delikanlı çocuğum yetim kimse yok, ekmeği zor buluyorum çocuklara nasıl sünnet ettireyim. Sen kuyumcusun, toksun,” bunu derken de nasıl ağlıyor, özür diledim çok pişman oldum. Halledeceğiz dedim, odalardan birini özel olarak boşalttık, bütün gerekli hazırlığı yaptık, çocuk hipospadias mı diyorlar sünnet yerinde başka bir rahatsızlığı çıktı, Dr. Şener Bey o çocuğu hastaneye götürdü ameliyathane ortamında ameliyat etti, bir iki sene geçseydi bahsettiğim yavrumuzun evlat sahibi olma şansı kalmayacaktı diye uzmanlarımız tarafından bana söylendi. Bunun gibi nice yaşanan anılar var da vaktimiz yetmeyebilir.

 

Nevzat Sudaş nasıl bir babadır?

4 erkek evlat sahibiyim. iki çocuğum mühendis biri işletme mezunu en küçük de yüksek mimardır. Kardeşler el ele vermiş çalışıyorlar. Çocuklarımla arkadaş gibiyim, sohbetimiz de kuvvetlidir. Aile günlerimiz vardır. Mühendis oğullarımdan biri şehir dışında okuyorken bile aile günlerimize özel olarak mutlaka katılırdı. Musikişinas bir aileyiz. Annem çocukken kardeşlerime de bana da her sabah çiğ yumurta ve pekmez içirirdi. Sesimin güzel olduğunu söylerler. Ben şiir yazarım, Türk Halk Musikisi Türk Sanat Musikisinden eserler okurum, oğlum da beste yapar, birkaç enstrümanı fevkalade güzel çalar. Mesela benim şiirlerimden birini besteledi yakın zamanda .Oğullarımın hepsinin de sesi güzeldir. Fazla gürültü yaptığımızda hatun kızar,  sonra dayanamaz kendisi de katılır. Aile içi konserlerimizde hatun söylemez ama o da bizi alkışlar.

 

Peki, nasıl bir eştir?

İşte o konuda çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Kuyumcukentteki mesaimiz zaten çok yoğun kalan zamanda da STK’larda çeşitli görevlerimiz olduğundan ihmal ettiğim, yalnız bıraktığım zamanlar çok oluyor. Eşime sorsanız pekiyi not alamayabilirim. Ancak yaptığımız hayırlı hizmetleri bildiği için Allah razı olsun çok desteklemiştir, hakkını ne yapsam ödeyemem. Hizmet yanı eşimde de var, hayırlı işlerde bulunmayı kendisi de çok sever. Sağ olsun evlatlarımı da öyle yetiştirdi. Eşimin rahmetli babası Ceyhun Atıf Kansu’nun “Dünya’nın Bütün Çiçekleri “ şiirine konu olan öğretmen Şefik Bey gibi çok misyon sahibi bir öğretmendi. Eşimin desteği olmadan bu noktalara gelemezdim, çok emekleri olmuştur. Cennet anaların ayakları altındadır, gerçekten ayağı öpülesi bir insandır.

 

En sevdiğiniz yemek nedir?

Rahmetli babamın da en sevdiği yemek olan Karnıyarık.

İstanbul sokaklarında en son ne zaman umarsızca yürüdünüz?

Oluyor zaman zaman, ancak maalesef pek zamanımız olmuyor.

Spor yapma fırsatı buluyor musunuz?

Zaman zaman yürüyüş, yüzme, jimnastik yapıyorum. Büyükçekmece sahilini iyice bir güzelleştirelim. Orada hep beraber yürüyüşlere çıkacağız  inşallah. Eskiden ata sporumuz olan güreş sporuyla aktif olarak ilgilendim.

En son ne zaman Eminönü’ nde oturup balık ekmek yediniz?

Eminönü’nde 2 ay evvel yedim. Kumkapı’da balık çarşısı var bazen oradan taze balık seçip, aynı yerde pişirttirip yiyoruz dostlarla.

Son 10 dakikanız kaldığını söyleselerdi insanlığa nasıl bir mesaj verirdiniz?

Yanlış hatırlamıyorsam ünlü Hatip Çiçeron’un bir sözü vardı.”Bana konuşmam için 1 saatlik bir zaman verseler çok fazla hazırlık yapmama gerek olmaz, ancak bana konuşmam için 5  dakika verseler çok uzun zaman belki günlerce hazırlık yapmam gerekir” diye. Kıyametin kopacağını bilsen ağaç dik diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Ben bugüne dek 5000 den fazla ağaç dikmiş bir insanım. Bu hadisin  müşahhas anlamı dışında mücerret anlamı üzerinde de durup düşünmeliyiz.

Siyaset ile ilgili olarak da son birkaç söz söylemek gerekirse. İnsanlarımız tercihlerini yaparken, hemşericilik yapmadan liyakat sahibi olanı desteklesinler. Hatır gönül işleriyle hem kendimize hem bölgemize hem Partimize en önemlisi hizmete susamış tüm Büyükçekmece halkına zarar vermiş oluruz. Bunun vebali büyüktür. Her işi ehline vermek lazım. Hep birlikte güzel işler yapacağız Allah’ın izniyle. 

Recep tayyip erdoğan’a

Sen tahirsin,ihlaslısın, medarı iftiharsın pınarhisar’da bitirdin çileni,acıldı bahtın varsın şer güçler,hesaplar üstüne hesap yapsın sen aksın,paksın,türkiye değil dünya tanısın

Bu millet tercihini yaptı ,seni reis seçti istanbul sisten,susuzluktan,kirden geçilmezdi değişti ülkenin kaderi, celbetti rahmeti seçilen şehrül-emin`yiğitti, erdi, ,liderdi

Ne halkta tefrika yaptı,ne de hak’dan ayrıldı hele haksızlık karşısında, asla susamazdı inandı millete, inandığı gibi de yaşadı tüm emeli halkına hizmetti,aşktı,sevdaydı

Mazlumların, yetimlerin acısı yüreğinde yüzlerce kapı çaldı ,girdi garipler evine yaradan da imkanları , bir bir serdi önüne lutuf dedi, ikram dedi, mal etmedi nefsine

Sığmadın kabına ,taştın çağlar gibi yurduna bu millet karneni doldurdu en yüksek notlarla ‘van münitle gösterdin yiğitliğini tüm dünyaya şükürler olsun ,gayrı layıktır hilafet sana

Seninle özgüven geldi, osmanlı evladına adaleti ,kalkınmayı örnek aldı tüm dünya biz biliriz ki , hedefiniz, elbette ki ukba son durak çankaya,kalacak kubbede hoş seda

Nur içimde yatsın erdoğan’ı doğuran ana ülke yıllar yılı hasretti bu vatan evladına hak bildiğin yolda yürü,necip millet arkanda bir can değil binler can feda bu hak yoluna

Nevzat sudaş

TOPBAŞ'A

 

Bu  şehri İstanbul ki, şükür size emanet

O kutsal emanet sahibini buldu nihayet

Kerbela'ya dönen şehir, şimdi asude cennet.

Kadirşinas insanları nihayet, buldu saadet.

 

Bu şehir ki, allı, pullu bir gelin gibi.

Sahip olan bakmaya, yaşamaya doyamaz.

Sinesinde toplanmış bütün güzellikleri.

Nasıl methetsek, ne söylesek hepsi az.

 

Ey belde-i mubareke nasılda efsunkarsın.

Nebi-i zişandan buyrulan methü senasın.,

Nice Cennet ehlini basıp, bağrında saklarsın.

Denizinle, tarihinle bize hayat sunarsın.

 

Bir şarkı, bir türküsün sen yaşıyan gönüllerde.

Halka hizmeti,  Hak'ka hizmet bildin gayretinle.

Tüm büyük ketlerin reisliği azdır bile size.

Hoş bir seda kalacak sizden bu gök Kubbede.

 

İstanbul'un şehremini, tüm gönüllerin fatihi.

Sizler gelene kadar bu şehir öksüz ve yetimdi.

Türk ve İslam dünyasının rüyası, göz bebeği.

Çağlar kapatıp, Çağlar açan dünyanın incisi.

 

Zengini, fakiri bu ülkede artık rahattır.

Hastaların doktoru, garibin soranı vardır.

Sahibi ömer misali sırtında unlar taşır.

Bu şehre üç dönem Kadir Topbaş yakışır.

 

Ne riyadır, ne mübalağa, bu söylediklerim.

Hizmetleri gördükçe size artar güvenim.

Metrobüs'mü neyi söyleyeyim.

Tüm İstanbul adına size müteşekkirim.

Nevzat SUDAŞ

 

 

 

 

 

 

 

 





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —