ESENYURT GAZETESİ 19.03.2014 18:26:00 441 0

Doğru adres BİHAN- DER

Esenyurt Meclis Üyesi Adayı ve BİHAN-DER Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep İkbal “hem psikolojik, hem inanç eksikliği açısından bir problem varsa bunları giderebilmek için biz, doğru ve uygun adres Bihan-Der’dir” dedi.

Doğru adres BİHAN- DER
 Öncelikle Bihan-Der’in kurucu başkanı olarak sizi tanımak isteriz?

Ben Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Eğitimi aldım. Sonra Aydın Üniversitesi'nde Gemoloji (Kıymetli Taşlar Bilimi) Eğitimini tamamladım. Litoterapi üzerine ayrıca bir eğitim aldım ve kendim 20 yılı aşkın bir süredir çeşitli Bilimsel ve Akademik birikimlerle Litoterapi üzerinde uzmanlaşırken bir yandan da Psikoloji ve Psikoterapi Eğitimlerimi derinleştirip şu an danışanlarıma hem Psikoterapi hem de Litoterapi (Doğal Taşlarla Terapi) ile birlikte yardımcı olmaya çalışıyorum. Ayrıca Bihan Akademi & Danışmanlık Eğitim Direktörlüğü ile Bihan-Der ’in Kurucu Başkanlık görevini yürütmekteyim.

BİHAN- DER'i hangi amaçla kurdunuz? Hedefleri nelerdir? 

5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşlarının görev alanlarına giren konularda diğer kamu kurum ve kuruluşlarla ortak bir platformda yer alarak, kültür, tarih, inanç ve özellikle Psikoloji alanlarında eğitici ve tamamlayıcı aktivitasyonlarda bulunma vizyonunu taşıyan Bihan-Der, Kadın erkek, genç ve yaşlı ayırımı yapmaksızın genel itibariyle insanın sahip olduğu hakların korunması ve bu haklara karşı yapılan ihlalleri engellemek için kurulan bir dernektir.

Bir aile derneği özellikle de psikolojik gelişimi hedef alan bir aile ve kadın derneğisiniz. Hedef kitlenizde ve üyeleriniz arasında kadın erkek gözetmediğinizi belirtiyorsunuz. Niçin bu genelleyiş?

Evet... Malumunuz, toplumun temel yapı taşı ailedir. Ailenin ve dolayısıyla tüm toplumun mihenk taşı da kadın yani anne'dir.  BİHAN-DER, günümüz toplumunda bilhassa kadının asli görevi olan anne olma erdemini en bilinçli bir düzeye getirerek aile mefhumunda çocuk ve eş olarak erkeğin yanında ve en yakınında nasıl olması gerektiğinin bilincine çalışarak, kadınlarımızın ve çocuklarımızın ve dolayısıyla da erkeklerimizin yani topyekûn bir cemiyetin refah ve motivasyonunu olumsuz etkilerden koruma gayreti taşımaktadır.

Dernek isminizin özel bir gayesi de var sanırım

Özellikle bu ismi seçtik. Çünkü bihan” kelime itibariyle “aydınlanan ve aydınlatan kişi” demektir. Globalleşen dünyada her şeyin hızla tüketildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bu karışık ve yıpratıcı zamanda soğuyan yüreklerin karanlığını,  bilincin kuşatıcı sıcacık güneşiyle buluşturup yeniden ayna misali ışık saçmalarına vesile olmak Bihan-Der’in yegâne misyonunu ifade etsin istedik...

Sizce toplumumuzda bir huzursuzluk kaosu mu yaşanıyor?

İçinde bulunduğumuz zaman itibariyle sürekli değişim ve dönüşüm yaşayan dünyamızda, her birimiz fert olarak çok hızlı asimilasyonlar yaşıyoruz. Günümüz ve çağımız dayatmacılığı altında modernizmin sekülerizme, sekülerizmin kapitalizme, kapitalizmin ise pek çok şeyi yitirip ve yitirtilip kimliksiz bir anormalizme doğru süratle ilerlediği bir atmosfere sürükleniyoruz… 

Bir takım dayatmalarla hissizleştirilerek sürü psikolojisi yaptırımlarıyla kabul edilmiş alışkanlıklar ve çaresizlikler’in nevrozlarını ve psikosomatik çöküntülerini kadın- erkek – genç- yaşlı- aile ve toplum olarak ayrı ayrı yaşıyoruz,  yaşamaya zorlanıyoruz ne yazık ki… Bu zorlanış birey olarak hepimizi adeta bir savaş mücadelesi içine çekiyor sinsice ve hızlıca. Üstelik biz daha birçok detayın farkına bile varamadan.  Geçmişe ve geleceğin gerçek bakış açısına gözler kapattırılarak sadece bugünün koşuşturması ve yarının endişesi ile sürekli yarış atı gibi koşturulan gençler, çocukluklarını bile yaşayamadan hayat keşmekeşi içinde sonsuz haz'ların peşinde uyuşturulan ergenler, fizyolojik olarak anne ya da baba olmakla kadın ya da erkek olma şuurundan manen çok uzaklaşıp maddiyat ve görsellik peşinde maneviyattan kopmuş huzursuz, mutsuz ve dağılmış bireylerle toplum olarak, nesil olarak istikbal’e aktarılabilecek güzelliklerden söz etmemiz mümkün değildir.

İyi bir gelecek için eğitim şart

İyi bir gelecek için iyi bir eğitim, iyi bir eğitim için ise iyi bir hesap gerekmektedir. Ve İyi bir eğitim, öyle bol paralar verilerek yarış mantığıyla rekabet misillemesindeki dershaneler ya da özel okullardaki çarpık sistemlerle değil; en mükemmel eğitim yeri olan ailede verilendir.

Dünyaya gelişi mukadder olan her yavrunun ilk ve tek okulu annedir!

Annelik hiçbir diplomayla sınırlandırılamayacak büyüklükte bir ünvandır. Bu ünvan, yaradanımızın kadının bedeninde can bulan rahmetin yaratılma pâyesidir. Kadın olsun erkek olsun her canlının dünyada hayat buluşu, ancak bir anne yani kadın şefkatiyle olabilir! Bu yüzden; 'El Cennetü Tahta Akdâmul Ümmehat…' yani cenneti bile kadının ayakları altına seren yüce yaradanımız, kadını erkekle yarıştırıp savaştırmak için değil, bilakis erkeği, eş olarak, baba olarak ve kardeş olarak koruyup gözettirecek bir emanet hassasiyetiyle aziz ve muteber kıldığı için: her şeyden önce toplumun yarısını teşkil eden ve diğer yarısı olan erkeğin de yetiştiricisi olması bakımından anne olma izzetini kadına en mükemmel vasıf olarak vermiştir. Biz, fert olarak bu hassasiyeti önce kendimiz kavrayıp çocuklarımıza da aktarabilecek bir model olabilirsek eminim ki yaşadıklarımız sadece huzur ve saadet olacaktır.

Peki, bir ilahiyatçı ve bir uzman psikoterapist olarak nasıl bir eğitim modeli ile huzurlu ve müreffeh bir toplum oluşumunu önermektesiniz?

İnsan hayatı doğum ile ölüm seferi güzergâhında hızla ilerleyen bir yolculuktan ibarettir. “almak ve olmak” arasında sıkışan nefeslerden ibaret hayatımız, hepimizin körpe bedeninde anne teni ve emeğiyle filizlenen tıpkı bir bambu ağacı gibi emek, itina, gayret ve sabır istemektedir. Bedensel, zihinsel ve ruhsal bütünlük içerisinde filizlenen insan hayatı, ebediyete uzanan dallarıyla tıpkı bir bambu ağacı gibi şu dört unsurdan oluşur: Kökler (hayata bakış açısı), toprak (çevre), gövde (kazanılan değerler ve hedefler), dallar (kültür, inanç ve motivasyon).

Kişinin büyümesi ve gelişimi, tıpkı “Bambu Ağacı” gibi emek ister; sabır ister. Nitekim bambu ağacının tohumu toprağa ekilip her gün sulanır. İlk birkaç gün değil; bütün bir sene boyunca her gün tohuma su vermekle geçer. İkinci yıl, aynı işler yine devam eder, fakat görünürde hiçbir değişiklik yoktur. Üçüncü yıl, dördüncü yıl ve beşinci yıl aynı şekilde devam eder. Toprak bol bol sulanır. Fakat görünürde emeğin karşılığı hâlâ yoktur. Beşinci yılın sonuna gelindiğinde, işte o zaman, bambu ağacı filiz vermeye başladığı gibi, altı hafta içinde de tam yirmi yedi metre boyuna gelir. Evet, tam 27 metre uzunluğuna yükselir. İşte bu noktada sorulması gereken soru şu: Bambu ağacı altı yılda mı, yoksa altı haftada mı büyümüştür? Sadece fiziksel olarak bakanlar için altı haftada büyümüştür. Fakat işin sırrını öğrenenler için ise, tam altı yıl. Evet, tam altı yılda bir bambu ağacı yetişip boy atarak, uzun ve sabırlı bekleyişin ve sarf edilen emeğin güzel bir sunumu olarak bereket ve kuvvetin özel ihtişamını sergilemektedir.

Eğitim de tıpkı bambu ağacı yetiştirmeye benzer. Çok önemli 6 özelliği olmazsa olmaz kurallardandır:

Donanım: Bambu ağacı yetiştirmek isteyen, ağacın yetişeceği toprağa ve de tohuma sahip olmalıdır önce. Bildiğiniz gibi bambu ağacı her yerde yetişmez. Bol bol sulanabilme imkânı olmalıdır.

İstek ve Emek: “Ben bambu ağacı yetiştirmek istiyorum” demekle kalmayıp, eldeki tohum uygun yere ekilerek, emek sarf edilmelidir.

Sabır ve Sebat: Tohumu ekmekle kalmayıp, filizleninceye kadar büyük bir sabır göstermek lazım. Yani ekilen tohumun tam olarak neticesini görmek için, altı yıl gibi bir süre beklemeyi göz önüne almak lazım.

Kararlılık: Tohumu ektikten sonra sabırla sebat ederken, asla karardan vazgeçilmemelidir. Büyük bir kararlılıkla tam altı yıl boyunca tohumun bulunduğu toprağı sulamaktan vazgeçilmediği gibi…

Cesaret: Başkalarının, bu uğraşıların karşısındaki eleştirilerine aldırmayıp, cesaretle görevini devam ettirirken tembelliğe, gevşekliğe ve ümitsizliğe yani ağacın yetişmesi için elinden gelenin yapılmasına taviz verilmemelidir.

İnanmak: Bambu ağacı yetiştirirken bu işte başarılı olabileceğine yürekten inanmak şarttır. Yoksa ağacın altı yıllık gelişim sürecinde en ufak bir gecikmede inancın kırılmasından dolayı Ağacı sulamayı bırakmakla, başarısızlık neticesi kaçınılmazdır. Bu yüzden ağacı yetiştirirken, tohum aşamasında onu sularken en iyi bir şekilde büyüyüp, gelişip kocaman bir ağaç olacağına İnanç tam olmalıdır. Verilen emeklerin boşa gitmeyeceğine tâ en başından inanmak gerekmektedir.

İşte bu 6 faktör bir araya geldiği zaman ancak Bambu ağacını yetiştirebilmek mümkündür. Çünkü BAMBU ağacı, tıpkı zorluklar içerisinde büyüyüp, başarıyı yakalayan insanlar gibi kolay kolay devrilmez,  çürümez,  yıkılmaz, her türlü baskı ve müdahaleye rağmen yıllara meydan okurcasına direnç ve haklı bir ‘dik duruş’ sergilerler.  Bihan-Der olarak,  bizlerin de, “Bambu ağacı misali” verilen emeklerin hiçbir zaman boşa gitmeyeceğine ve her an bir değişim ile akıp giden zamanın dönüşümlerinde gelişerek, büyüyerek, vazgeçmeden, inanarak “sevgi okyanusundan damlalar” misali rezonanslarla “kadın- çocuk ve aile eksenli” yediden yetmişe duygu keşifleri için yola çıktığımızı ifade etmek isterim!

Bundan sonra yapmak istedikleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz?

2011 Haziran'ından bu yana yaklaşık üç yılı bulan resmi faaliyetlerimiz arasında her ay en az 2 ya da 3 adet belediyeler ve özel kurumlar bazında seminerler veriyor, ailelere yönelik psikolojik gelişim programlarımız ile psikolojik ve hukuki danışmanlık konularında uzmanlarımızdan talep ettikleri konuları ücretsiz bilgilendirerek yardımcı olmaya, her şeyden çok toplumsal bilinç oluşturmaya çalışıyoruz... Her aya yayılan bu etkinliklerimizi, ciddi anlamda toplumda bu güne kadar işlenmemiş ama işlenmesi zaruri olan konulardan seçmeye çalışıyoruz. Eşler arası diyologta farkındalık boyutlarını ele aldığımız çeşitli seminerlerimizde özellikle şu son 2 ayda Esenyurt'ta halkımızın yoğun ilgisini görmekten memnunuz. Önümüzdeki günlerde özellikle engelli ve sorunlu ergenler ile otistik çocuklara yönelik eğitimlerimiz var. Toplumumuzda bu konular hep söylenir ancak ailelerimizin yeteri kadar bilgilendirilmediği kanaatini taşıyoruz. Eğitimlerimiz herkese açıktır. Tabi ki bu konuyla ilgili olan akademik çalışmaları olan arkadaşlarımıza verdiğimiz eğitimler ile halkımıza verdiğimiz eğitimler farklı.  BİHAN-DER olarak toplumda duyarlılık ve farkındalık kazandırmak istiyoruz. Üye sayımız şu anda 900’ü geçti. Üyelerimizden her hangi bir ücret almıyoruz.

Peki, mesela kişiler BİHAN-DER’e neden üye olsunlar?

Daha fazla aile içi huzur ve iletişimi sağlayabilmek bilinçli bir farkındalık elde edebilmek için bize üye olsunlar. Kendileri ya da çocukları ile ilgili problemlerde hem psikolojik, hem inanç eksikliği açısından bir problem varsa bunları giderebilmek için biz, doğru ve uygun adresiz. O yüzden Bihan-Der tercih edebilecekleri doğru bir yol olacaktır. Çünkü Bihan-Der olarak biz, fiziksel ve ruhsal yapıyı bir arada ele alarak manevî temeli hedefleyen bir psikolojik gelişim ile aile yapısının dinamizmini daha sağlıklı ve huzurlu bir boyut içerisinde oluşturmaya yarayan yol işaretleri sunma gayretindeyiz.

 

Evrendeki en güçlü manyetik etki sevgi ve bilgidir

Çok yönlü uzman bir psikolog olarak şu an 6 kitapta imzanız olduğunu biliyoruz. Son iki kitabınızın da baskı aşamasında olduğunu öğrendik. Kitaplarınızda işlediğiniz konular sadece kişisel gelişim olmasa gerek.

Hayat içerisinde cereyan eden karmaşık ve girift birçok etkeni görmek için, parçanın bütündeki yerini dikkatlice incelemek, merceksi bir bakışla bütünü kavramak gerekmektedir. Sadece içindeki tek bir cümleyi okumak bir kitabın tümünü anlamaya nasıl kâfi gelmiyorsa; sebepler zincirinin tek bir halkası olan her hangi bir nesneye de “anlaşılması gerekeni anlama” merceğinden bakmadıkça neticeye ulaşılabilmek mümkün değildir.  Ancak bakmak görmek için yeterli olmadığı gibi; söylemek de duymak anlamına gelmez. Evrendeki en güçlü manyetik etki hiç kuşkusuz sevgi ve bilgidir. Ben kendi adıma bu etkiyi kalıcı kılmak gaye ve gayretiyle hazırladığım kitaplarda ilmek ilmek dokuyarak okuyucularıma manevî temelli psikolojik ve akademik bilgileri hayatın manifestosundan aktarmaya çalışmaktayım.

 


MHP'den "Vakit Tamam" Mesajı…

Kadın Liderliği Yerelden Yükseliyor...

Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma

Erdoğan ile Bahçeli Beştepe'de buluştu

İYİ Partili Akalın, çiftçinin TMO'daki sıkıntısını gündeme getirdi

Türkgenç’ten Aday Adayları İçin Kritik Değerlendirme

İmamoğlu, Kıydı Özel ve Çaykara Mesaj Verdi

12 Vali Müfettişlik Görevine Getirildi

Beslenme Saati Uygulamasında Dördüncü Dönem Başladı

EKREM PAMUK'TAN TEPKİ

Turhan Çömez'den Çarpıcı Açıklamalar

MHP’DEN YENİ YEMİN POLEMİKLERİNE YANIT…

Damat'tan Balcıoğlu'nun İddialarına Yanıt

Bakan Güler'den Kazakistan'a Ziyaret

Törene Üst Düzey Katılım


MHP'den "Vakit Tamam" Mesajı…

Öğretmenlerin Sanatsal Bakış Açısı Ödüllendirildi

Öğrenciler ara tatilde hem eğleniyor hem öğreniyor

Kadın Liderliği Yerelden Yükseliyor...

Barış Mahallesi Kapalı Pazaryeri Hizmete Açıldı (Görüntülü Haber)

Sakarya potada Konya’ya konuk oluyor

Esenyurt Eğitimde Yeni Bir Adım Atıyor!

20 Bin Öğretmen Ataması İçin Tercih Süreci Başladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan KKTC paylaşımı

PTT'den 'Yüreğimde Filistin' pulu tedavülde

Gülben Ergen yeni şarkısını espirili video ile duyurdu

Vizyona 6 yeni film girdi

Kocaeli'de savunma sanayiini buluşturan etkinlik

Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma

Erdoğan ile Bahçeli Beştepe'de buluştu

RTÜK'ten gündüz kuşağı programlarına etik ayarı

20 bin öğretmen ataması için tercih süreci başladı

İYİ Partili Akalın, çiftçinin TMO'daki sıkıntısını gündeme getirdi

Sürdürülebilir eğitim Antalya’da tartışıldı

Ücretli çalışanlar artışta...

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.