Sergi açılışında konuşan Mehmet Görmez, Müslüman aleminin kutlu doğum arifesinde olduğunu söyledi. Görmez, “Çeyrek asırdır Diyanet İşleri Başkanlığımızın milletimizle birlikte gönül coğrafyamızdaki bütün kardeşlerimizle birlikte muhteşem bir gelenek haline getirdiği peygamber efendimizi anmaktan anlamaya doğru bir adım attığı, adım atmak için milletimizle birlikte kutlamaya başladığı kutlu doğum haftasının arifesindeyiz. Tamda ilişkilerimizin zedelendiği, yüreklerimizin yorulduğu bir zaman diliminden geçiyoruz. Bir rahmet esintisi gibi 14 asır önce Efendimiz geldi, bölünmüş parçalanmış yürekleri birleştirdi. İnşallah bu Kutlu Doğum Haftası da bölünmüş parçalanmış bütün yürekleri birleştirir. Yorgun bütün yüreklere derman olur. Ve peygamber sevgisinde, peygamber muştusunda, getirdiği rahmetle hepimizi yeniden birleştirerek, her türlü yanlışlığı, yanlışlıkları geride bırakmamıza vesile olur” şeklinde konuştu.
Kutlu Doğum Haftası’nın konusu, “Din ve samimiyet”
Her sene Kutlu Doğum Haftası için bir başlık belirlediklerini söyleyen Görmez, “2011 yılında ‘Hz. Peygamber ve Merhamet Eğitimi’ üzerinde durduk. 2012 yılında ‘Hz. Peygamber Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik’ temasını işledik. 2013 yılında ise ‘Hz. Peygamber ve İnsan Onuru’ üzerinde durduk. Bu sene ise ‘Hz Peygamber Din ve Samimiyet’ üzerinde duracağız. Hz. Peygamber’in din tanımı bu seneki başlığımızın seçilmesine en büyük vesile oldu. Din samimiyettir. Peygamberimiz'in bir hutbesinde üç defa din samimiyettir diye buyurmuştur. Çünkü hepimizin sadece bizim değil bütün Müslüman kardeşlerimizin, İslam coğrafyasında bütün Müslümanların İslamla ilişkisini dinle ilişkisini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İnsan kendi hayatında ortaya çıkardığı yapaylıkları, sunilikleri, gösterişi dine de bulaştırdığını belirten Görmez, “Bütün yapaylıkları ortadan kaldıracak yegane hakikat din iken insanoğlu kendi suniliğini, kendi yapaylığını, kendi gösteriş, reklam, imaj propaganda kelimeleriyle tarif edeceğimiz her türlü yapaylığını din ile olan ilişkilerine de yansıttı. Bu sebeple biz diyanet işleri başkanlığı olarak bu sene Kutlu Doğum Haftası'nda din ile ilgili olan ilişkimizin ancak samimiyet ilişkisi olabileceğine işaret etmek için bu tema üzerinde durmaya çalışacağız.” diye konuştu.
Bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış bir hazine olarak nitelendirilen ‘Aşk-ı Nebi Sergisi’nin ilk ayağı olan Topkapı Sarayı Enderun Hazine Koğuşu’nda Hz. Peygamber’in su içtiği tas, Hz. Peygamber’in Mısır Valisi Mukavkıs’a göndermiş olduğu mektuba kadar birçok eser sergileniyor. 15., 16. ve 17. yüzyıllardan kalma Mushaf-ı Şerifler, Siyer-i Nebi kitapları, Muhammediyeler’in de yer aldığı sergide Delailül Hayratlar, Hilye-i Şerifler, Murakkalardan Hadisler, Hat levhalar, Hazine bölümünden murassa Kur'an-ı Kerim muhafazaları, Hırka-i Saadet'in altın mahafazalarından örnekler, Osmanlı Hanedanı tarafından vakfedilen ve Fahrettin Paşa tarafından Medine’den İstanbul’a getirilen eserler, gülabdan, buhurdan, murassa askı kandiller, Sakal-ı Şerif mahfazaları da bulunuyor.