Farz Esastır, Sünnet Muhafazadır

'Farzın kıymeti bilinmeli'

İlahiyatçı Yazar Prof. Dr. Mustafa Karataş konuşmasına Ramazan öncesinde tutulan oruçların sünnet olduğuna vurgu yaparak başladı. Karataş; “Bugünlerde  tutulan oruçların 1 yıllık sevabı var söylemleriyle birçok mesaj gönderiliyor. Bunlara kesinlikle inanmayın. Hiçbir oruç Ramazan’da tutulan oruçtan daha sevap değildir. Bu tür söylemlere itibar edilmemelidir. Recep ayında tutulan günlük oruçların faziletine dair tüm hadisler uydurmadır.  Farzı gölgede bırakacak,  farz gibi algılanacak bir ibadeti yapmak farza hakarettir. Farzın kıymetini bilmemektedir. Hiçbir gece Kadir Gecesi’nden mübarek olamaz,  hiçbir oruç Ramazan’dan mübarek olamaz ve hiçbir gün Cuma gününden mübarek. Olamaz. Kutsalı Allah koymuştur” dedi.

Günleri ayları Allah belirlemiştir

Prof. Dr. Mustafa Karataş, günlerin ve ayların Allah tarafından belirlendiğini söyleyerek,  “Günleri ve ayları insanlık kafasından bulmamıştır. Allah tarafından vahiyle bildirilmiştir. Muharrem ayı ile birlikte bu üç aylarda savunma harici savaşmak haramdır. Cahiliye döneminde bile Araplar bu duruma riayet etmiştir” diye konuştu.  

'Farz esastır, sünnet muhafazadır'

Recep ayının Ramazan ayının müjdeleyicisi olduğunu belirten Karataş, “Peygamberimiz iki ay öncesinden Ramazan’a hazırlanıyordu. O günlerde orucu çoğaltıyordu. Peygamberimizin hayatına baktığımızda farzın Allah’ın emri olan ibadetlerin etrafını sürekli sünnetle ördüğünü görüyoruz. Sadece namazda değil, hacda da, kurbanda da,  zekatta ve oruçta da bu böyle. Bütün farz ibadetlerin öncesinde ve ardında sünnet vardır.  Farzlar esastır, sünnetler muhafazadır. İnsan sünnetle farzın ayırımını bilmezse yanlışa düşer” dedi.  Kadir Gecesi’nin de önemine değinen Mustafa Karataş, “O güne kavuşan ve ibadet eden insan 83 yıl 4 ay ibadet yapmış kadar sevap alır. Bunlar kesin bilgilerdir. Allah söylemeden, Peygamber söylemeden insanoğlu kendi kafasına göre ibadet yapamaz. Yaparsa da şirke düşer, sapıtır. Peygamber kadar ibadet etmek takvadır, fazlasını yapmak sapıklık, az yapmak tembelliktir.  Namazımızı, orucumuzu, tesbihatımızı ve zikrimizi onun gibi yapmalıyız. Sağlam olmayan bilgiye itibar etmeyiniz” diyerek uyarıda bulundu.

Kur'an'ın  hükmü kıyamete kadar sürecektir

Kur’an-ı  Kerim’in indirilişinden bugüne kadar değişmeden muhafaza edildiğini belirten ilahiyatçı Yazar Mustafa Karataş;  “Hıristiyanların elindeki İnciller maalesef kendileri de çok iyi biliyorlar ki,  Hz. İsa zamanında yazılmamıştır. Havarilerin daha sonradan yazdığı birçok ilavelerin yapıldığı kitaplardır. 300’ü aşkın İncil vardı. Daha sonra dörde indirilmiş, diğerleri de yasaklanmıştır. Şu an ellerindeki kitapların kimin yazdığı şaibelidir. Bizim kitabımız Kur’an-ı Kerim’e imanımız ve inancımız ispatlıdır. İndiğinden bu yana hafızlar tarafından okunarak bugüne kadar gelmiştir.  Bütün kitapları yaksalar da hafızlarımızı öldürseler de yine kitabımıza hiçbir şey olmaz. Emin olun böyle bir kitap Hıristiyanların elinde olsaydı, hiç kimseye bir tek laf ettirmezlerdi.' dedi.